Halep'i ve Hama'yı Suriye rejiminden alan grupların lideri El Colani ilk röportajını CNN’e verdi. Halklara, mezheplere ve azınlıklara saygılı bir imaj çizmeye çalışan Colani, "Azınlıklara saygı duyuyorum" dedi, terör listesinden örgütünün çıkmasını istedi. Colani, Suriye rejiminin öldüğünü de savundu.
Sadece iki hafta içinde İdlib’in tamamını, Halep ve Hama gibi iki büyük şehrin kontrolünü ele geçiren radikal Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) lideri El Colani ilk röportajını CNN’e verdi. “Dönüştüğünü” savunan Colani, HTŞ’nin terör örgütleri listesinden çıkması gerektiğini savundu.
IŞİD’in öldürülen lideri Bağdadi ile El Nusra’yı kuran daha sonra El Kaide’den ayrıldığını söyleyip aynı gruplarla HTŞ’yi kuran El Colani CNN’e konuştu. Halep’i ardından Hama’yı ve daha sonra Şam yolunda Rasten kentini kontrolünü ele geçiren Colani, rejimin artık öldüğünü ifade etti.
Colani geçmişi ile ilgili dönüştüğünü ifade etse de HTŞ içindeki yapıların sahada yaptığı uygulamalar tam tersini gösteriyor.
Colani yıllar içinde dönüşüm dönemlerinden geçtiğini şu ifadelerle anlatıyor:
“Yirmili yaşlarındaki bir insan otuzlu ya da kırklı yaşlarındaki birinden ve kesinlikle ellili yaşlarındaki birinden farklı bir kişiliğe sahip olacaktır. Bu insan doğasıdır.”
İsyancı koalisyonun askeri ilerleyişi kontrol ettikleri toprakları ve nüfusu genişletirken, Colani Suriye’de HTŞ’nin elindeki bölgelerin yönetiminde sivillerin korkacak çok az şeyi olduğunda ısrar etti. “İslami yönetimden korkan insanlar ya İslami yönetimin yanlış uygulamalarını görmüşlerdir ya da İslami yönetimi tam olarak anlamamışlardır.”
“Kaos dönemlerinde bazı kişiler tarafından onlara (azınlıklara) karşı bazı ihlaller oldu, ancak bu sorunları ele aldık. Hiç kimsenin başka bir grubu silme hakkı yoktur. Bu mezhepler yüzlerce yıldır bu bölgede bir arada yaşıyor ve kimsenin onları ortadan kaldırmaya hakkı yok.”
İnsan hakları grupları ve yerel gözlemciler yine de HTŞ’nin İdlib’deki siyasi muhaliflere yönelik son dönemdeki muamelesi konusunda alarm verdiler ve grubun protestolara sert baskılar uyguladığını ve muhaliflere işkence ve kötü muamelede bulunduğunu iddia ettiler. CNN’e konuşan Colani, cezaevlerindeki kötü muamele olayları için “Bizim emrimiz ya da talimatımızla yapılmadığı” dedi ve HTŞ’nin ilgili kişileri sorumlu tuttuğunu söyledi.
El Colani ayrıca HTŞ’nin kalıcı terör örgütü olarak tanımlanmasına da karşı çıkarak bu etiketi “öncelikle siyasi ve aynı zamanda yanlış” olarak nitelendirdi. Bazı aşırı İslamcı uygulamaların HTŞ ile cihatçı gruplar arasında “bir bölünme yarattığını” savundu. Diğer cihatçı gruplar tarafından kullanılan daha acımasız taktiklerin bazılarına karşı olduğunu ve bu nedenle onlarla bağlarını kopardığını iddia etti. Ayrıca sivillere yönelik saldırılara hiçbir zaman “şahsen katılmadığını” iddia etti.
Colani yabancı güçlerin Suriye’yi terk ettiğini görmek istediğini ifade etti. Halihazırda ülkede ABD, Türkiye, Rusya ve İran’ın yanı sıra İran’a bağlı güçler de bulunuyor:
“Bu rejim düştüğünde sorunun çözüleceğini ve Suriye’de yabancı güçlerin kalmasına gerek kalmayacağını düşünüyorum. Suriye, tek bir yöneticinin keyfi kararlar aldığı bir yönetim sistemini değil, kurumsal bir yönetim sistemini hak ediyor.”
Colani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz daha büyük bir projeden bahsediyoruz, Suriye’yi inşa etmekten bahsediyoruz. Heyet Tahrir el-Şam bu diyaloğun yalnızca bir parçasıdır ve her an dağılabilir. Kendi içinde bir amaç değil, bir görevi yerine getirmek için bir araçtır.”
Esad rejimi için “öldü” diyen Colani, şunları kaydetti:
“Hedeflerden bahsettiğimizde, devrimin amacı bu rejimi devirmek olmaya devam ediyor. Bu hedefe ulaşmak için elimizdeki tüm araçları kullanmak hakkımızdır.
Rejimin yenilgisinin tohumları her zaman içindeydi… İranlılar rejimi canlandırmaya çalışarak ona zaman kazandırdı ve daha sonra Ruslar da onu desteklemeye çalıştı. Ama gerçek değişmedi: bu rejim öldü.”