BCÇB adı verilen ve Çin Komünist Partisi’nin yönettiği yapı, kilit kişilerden oluşan ağları bulunan ve partinin çıkarlarını genişletmek için kullanılan bir siyasi oluşum. Batı dünyası, Pekin’in sıkı örgülü ‘Birleşik Cephe’ elemanlarından da endişe ediyor.
Geçen hafta İngiliz kralı Charles’in kardeşi Prens Andrew’in, Çinli bir ajan ile yakın irtibatı olduğu bilgisi gündemi sarstı. Hapiste intihar eden pedofil Jeffrey Epstein ile sıra dışı ilişkisi nedeniyle annesi Kraliçe Elizabeth tarafından tüm kraliyet görevlerinden azledilen Andrew’in para karşılığı Çinli ajan ile kurduğu ilişki, Pekin güdümündeki casuslar ile etki ajanlarını bir kere daha gündeme getirdi. Tartışılan bir başka konuda Çin ve başka ülkelerin, yurtdışındaki diaspora derneklerini etki ajanlığı, hatta casusluk için kullanıp kullanmadıkları. Çeşitli derneklerin, bulundukları ülkelerdeki ülke vatandaşları hakkında raporlar tutması veya geldikleri ülkeler çıkarına iş takip etmeleri de tartışılıyor.
Soğuk savaş döneminde ABD başta olmak üzere batılı ülkeler Rus ajanları ile kaynıyordu, eskisi kadar olmasa da Moskova’nın casus ağı hale Avrupa’da etkili. Özellike Ukrayna işgalinin ardından Avrupa’nın birçok ülkesinde Rusya hesabına çalışan isimler tespit edildi. Bazıları tutuklandı, bazıları sınırdışı edildi. Bir zamanlar Rus ajanların fink attığı Avrupa başkentlerinde, son yıllarda ekonomik gücünü artıran, buna paralel olarak siyasi gücünü de derinleştirmek isteyen Çin hesabına çalışan casuslar ve etki ajanları çoğaldı. Özellikle iş insanı görünümlü çok sayıda Çinli, batılı istihbarat teşkilatlarının radarlarına takılıyor. Peki bu kadar çok Çin ajanı nereden geliyor?
Resmi adıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mao Zedong ile mevcut başkanı Şi Cinping’in gözdesi olan Jinping’e göre, bir ‘sihirli silahı’ var.
‘Birleşik Cephe Çalışma Birliği’ (BCÇB) adı verilen ve Çin Komünist Partisi’nin yönettiği bu yapı, kilit kişilerden oluşan ağları bulunan ve partinin çıkarlarını genişletmek için kullanılan bir siyasi oluşum. Batı dünyası, Pekin’in büyüyen askeri varlığı kadar bu kuvvetli ve sıkı örgülü ‘Birleşik Cephe’ elemanlarından da endişe ediyor.
Prens Andrew ile bağlantısı olan ve Londra çevrelerinde tanınmış bir iş insanı olan Yang Tengbo da Cephe ile sıkı bağlantıları olan bir isim. İngiliz istihbarat teşkilatının uyarısı üzerine Yang’ın bağlantıları incelemeye alındı ve kendisine de yaptırımlar uygulandı. Yang, benzer yaptırımlar uygulanan çok sayıdaki Çin vatandaşının sonuncusu.
Birleşik Cephe, aslında gizli saklı bir yapı değil. Çin Komünist Partisi’nin onlarca yıldır aktif çalışan bir kolu olan Cephe, daha önce de başka ülkelerde tartışmalara yol açmıştı. ABD’den Avustralya’ya kadar birçok ülkede casusluk davalarına konu oldu. Batılı başkentler sık sık Pekin’i BCÇB’yi yabancı ülkelerde müdahale için kullanmakla suçluyor. Pekin, tüm casusluk iddialarını reddederken, öne sürülen argümanları ‘gülünç’ olarak nitelendiriyor. Peki her Çinli casusluk dosyasında defalarca adı geçen BCÇB nedir ve ne işe yarar?
Birleşik Cephe, aslen geniş bir komünist ittifakı ifade ediyor. Bir zamanlar Mao tarafından Komünist Parti’nin yıllarca süren Çin İç Savaşı’ndaki zaferinin anahtarı olarak tanımlanmıştı. Savaş 1949’da sona erdikten ve parti Çin’i yönetmeye başladıktan sonra, Birleşik Cephe faaliyetlerinin önceliği değişti. Mao’dan sonra ise geri plana atıldı. Ta ki, Şi’nin başa geçmesine kadar. Çin’in Mao’dan sonraki en güçlü ismi olarak adlandırılan Şi yönetimindeki son on yılda, Birleşik Cephe yeniden yapılandırıldı ve yurtdışı faaliyetlerde de sıkça kullanılmaya başlandı.
Şi ile görünürlüğü artan hatta bir web sitesi bile kuran Birleşik Cephe’nin temel görevi, ülke içindeki ilgili tüm toplumsal güçlerle mümkün olan en geniş koalisyonu kurmak. Bu çerçevedeki faaliyetlerinin bir kısmı web sitesinde ‘faaliyetler’ başlığı altında anlatılıyor. Ancak burada görülenler, çalışmalarının çok az bir kısmını yansıtıyor.
Birleşik Cephe çalışmaların büyük bir kısmı ülke içinde olmasına rağmen, son dönemde tanımlanan temel hedeflerden birisi de yurtdışında yaşayan Çinliler. Bugün, BCÇB, Çin’in kendi toprağı olduğunu iddia ettiği Tayvan’dan Tibet ve Doğu Türkistan’daki etnik azınlıkların bastırılmasına kadar uzanan hassas konularla ilgili kamuoyu tartışmalarını etkilemeyi amaçlıyor. Ayrıca, yabancı medyada Çin hakkında çıkan anlatıları şekillendirmeye, yurtdışındaki Çin hükümetini eleştirenleri hedef almaya ve etkili yurtdışı Çinli şahsiyetleri kendi saflarına çekmeye çalışıyor.
Uzmanlara göre Birleşik Cephe çalışmaları casusluk içerebilir ancak casusluktan çok daha geniş kapsamlı bir görüntü veriyor. Cephe’nin faaliyetleri, yabancı bir hükümetten gizli bilgi edinme eyleminin çok ötesinde. Yurtdışında yaşayan Çinlilerinin geniş çaplı seferberliğine ve ortaklaşa hareket etmesine odaklanıyor. Çin’in bu tür etkileme faaliyetlerinin ölçeği ve kapsamı, başka ülkelere göre çok daha üstün.
Çin her zaman böyle bir etki yaratma hırsına ve arzusuna sahipti ancak son yıllardaki yükselişi Pekin’e bunu kullanma yeteneği verdi. Şi, 2012’de başkan olduğundan beri, Çin hakkında dünyaya bir mesaj verme konusuna öncelik veriyor. Bu çerçevede Cephe, proaktif bir politika izlerken, Çin’in diasporasını ülkenin değişen yüzünü ve hikayesini anlatmak için kullanıyor.
Birleşik Cephe, Komünist Parti’nin gücünü artırmak için ülke dışındaki denizaşırı Çin topluluk örgütleri aracılığıyla faaliyet gösteriyor. ÇKP karşıtı sanat eserlerini sansürlemek için çalışıyor, Tibet ruhani lideri Dalai Lama’nın faaliyetlerini protesto ediyor, Tibetliler ve Uygurlar gibi yurtdışında zulüm gören azınlıkların üyelerine yönelik tehditte de bulunuyor. Ancak BCÇB’nin ÇKP çizgisindeki çalışmalarının çoğu, gözlemcilerin ‘makul inkâr edilebilirlik’ olarak tanımladığı çerçevede gelişiyor. Batı dünyasında BCÇB’nin bu kadar çok şüphe ve endişeye neden olan şey ise ortadaki belirsizlik.
İngiltere’deki tartışmaların odağındaki Yang hakkında getirilen yasaklara itiraz ettiğinde, mahkeme Dışişleri Bakanlığı’nın Yang hakkında verilen ‘ulusal güvenlik için bir risk oluşturduğu’ yönündeki raporunu dikkate aldı. Bu raporun arkasında da Yang’ın BCÇB ile bağları vardı. Buna karşılık Yang, yasadışı hiçbir şey yapmadığını ve casusluk iddialarının ‘tamamen asılsız’ olduğunu savunuyor.
Yang hakkında açılana benzeyen davalar batı dünyasında giderek daha yaygın hale geliyor. 2022’de, İngiliz-Çinli avukat Christine Lee, ülkenin iç güvenlik teşkilatı MI5 tarafından İngiltere’deki etkili kişilerle ilişkiler kurmak için BCÇB aracılığıyla hareket etmekle suçlandı. Ertesi yıl, Boston’da bir Çin restoranı işleten ABD vatandaşı Liang Litang, BCÇB’deki bağlantılarına bölgedeki Çinli muhalifler hakkında bilgi verdiği gerekçesiyle dava açıldı. Eylül ayında, New York valisinin ofisinde çalışan Linda Sun, Çin hükümetinin çıkarlarına hizmet etmek için pozisyonunu kullanmakla suçlandığı Sun’un verdiği bilgiler karşılığında arasında ücretsiz seyahatler de olmak çeşitli çıkarlar sağladı. Sun’un da BCÇB ile çok yakın ilişkisi vardı.
Özellikle iş dünyasındaki önde gelen ve başarılı Çinlilerin, desteğine sıklıkla ihtiyaç duydukları partiyle ilişkilendirilmeleri sıra dışı bir durum değil. Ancak nüfuz ticareti ile casusluk arasındaki çizgi nerede? Batılı uzmanlara göre Pekin’in operasyonları söz konusu olduğunda ‘nüfuz ile casusluk arasındaki sınır belirsiz’ ve bu belirsizlik, Çin’in 2017’de Çin vatandaşlarının ve şirketlerinin istihbarat soruşturmalarında iş birliği yapmasını ve Çin hükümetiyle bilgi paylaşmasını zorunlu kılan bir yasayı geçirmesinden sonra yoğunlaştı. Bu yasa ile herkesi potansiyel casuslara dönüştüren bir adım adıldı.
Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı, kamuoyunu yabancı casusların her yerde olduğu ve ‘kurnaz ve sinsi’ davrandıkları konusunda uyaran dramatik propaganda videoları yayınlıyor. Yurt dışına özel gezilere gönderilen bazı öğrencilere üniversiteleri tarafından yabancılarla temaslarını sınırlamaları ve geri döndüklerinde faaliyetleri hakkında bir rapor isteniyor. Bununla birlikte ülkenin lideri Şi, Çin’i dünyaya tanıtmayı da hedefliyor. Yumuşak güç peşindeki Şi, bu yüzden partinin güvenilir bir birimini yurtdışında gövde gösterisi yapmakla görevlendirdi. Bu durum Batılı istihbarat birimleri için büyük bir zorluk içeriyor zira Çin dünyanın ikinci büyük ekonomisi ve her ülkenin bu ülke ile yüksek seviyde ticari ilişkileri var. Peki Batılı çevreler Çinli iş insanları ile iş yapmayı ciddi güvenlik endişeleriyle nasıl dengeliyor?
Birçok ülkenin özellikle teknoloji üreten ülkelerin Çin’in denizaşırı etkisine ve hedeflerine ilişkin önemli korkuları var. Bu nedenle bazıları şahin politikalar izlemekten kaçınmıyor. En büyük Çin diasporalarından birine ev sahipliği yapan Avustralya, içişlerine karıştığı düşünülen kişileri suçlu sayan ‘yabancı müdahale yasası’ çıkardı. Yasanın hedefinin Çin etki ajanları olduğu herkesin malumu. 2020’de ABD, BCÇB’nin faaliyetlerinde aktif olarak görülen kişilere vize kısıtlamaları getirdi. Bu tür tedbirlere sinirlenen Pekin, açılan kovuşturmaların ikili ilişkileri engellediğini iddia ediyor. Casusluk iddialarına karşı çıkan Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Yang ile ilgili olarak, ‘Çin-İngiltere ilişkilerinin gelişimi her iki ülkenin ortak çıkarlarına hizmet ediyor’ değerlendirme yapmakla yetindi.
Geçtiğimiz Aralık ayında, Avustralya’da Vietnam doğumlu etnik Çin topluluğu lideri Di Sanh Duong, Avustralyalı bir bakanla yakınlaşmaya çalıştığı için yabancı müdahale planlamaktan suçlu bulundu. Savcılar, Duong’u 1990’lardan beri Çinli yetkililerle bağları olması nedeniyle şüpheli buluyor. Duong’un, bakanın bir yardım etkinliğine katılması hakkında yaptığı, ‘Gelmesi biz Çinliler için faydalı olur’ sözleri tartışma çıkarmıştı. Mahkemede, Duong’un bu sözleri ile ne demek istediği, ‘biz’ ifadesi ile Avustralya’daki Çin topluluğunu mu yoksa anakara Çin’i mi kastettiği tartışmaları yaşanmıştı. Sonuçta, Duong’un hapis içeren mahkumiyeti, bu tür casusluk karşıtı yasaların ve kovuşturmaların etnik Çinli insanları hedef almak için kolayca silah haline gelebileceği konusunda da ciddi endişelere yol açtı. İnsan hakları gözlemcileri, etnik olarak Çinli olan herkesin Çin Komünist Partisi’ni desteklemediğine işaret ederek, diaspora örgütlerinde yer alan herkes Çin’e karşı bir sadakat hissiyle hareket etmediğinin altını çiziyor.