Çalışma haftada 4 güne iniyor, maaş aynı kalıyor: Uygulamaya 45 firma daha katıldı

Çalıştıracak kalifiye personel bulamayan Alman şirketleri 4 günlük çalışma modeline geçmeyi denemeye başladı. 45 firma maaşları değiştirmeden, çalışma saatlerini azaltarak personelin verimliliğini ölçecek.

Fotoğraf: Alexandra Beier / AFP

Korona krizi ile teklemeye başlayan Alman ekonomisi, Ukrayna’nın işgali ile tetiklenen enerji krizinden en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. Bu sorunlara bir de yaşlanan nüfus eklenince şirketler kalifiye personel bulmakta zorlanıyor. Eleman sıkıntısı yaşayan 45 firma 1 Şubat’tan itibaren haftalık 4 gün çalışma projesini deneyecek. Çalışma saatleri azalacak personelin maaşında bir değişme olmayacak. Altı aylık denemenin ardından pilot projenin verimliliği masaya yatırılacak. Amaç çalışanı mutlu edip, elden kaçırmamak, zira gidenin yerine yenisi bulunmuyor.

AMAÇ ÇALIŞAN MUTLULUĞUNU ARTIRMAK

Katı disiplini ve çalışma ahlakı ile bilinen Alman şirketleri, bir türlü canlanmayan durgun ekonomik sorunların üzerine eleman bulamayınca, sıradışı formülleri denemeye geçiriyor. 1 Şubat’ta başlayacak altı aylık programda, yüzlerce çalışana her hafta bir gün izin verilecek. Buna karşılık çalışanlar tam maaş almaya devam edecekler. Çalışma, işçi sendikalarının, az çalışma süresinin çalışanları sadece daha sağlıklı ve mutlu etmesinin yanında daha üretken olacağı iddiasında haklı olup olmadığını ortaya koyacak.

UZUN VADEDE KARLI BİR TERCİH

Pilot programa katılan 45 şirketten biri de sosyal etkinlikler düzenleyen Solidsense. Bloomberg’e konuşan şirketin kurucu ortağı Sören Fricke, “Bu projeye yapacağımız yatırımın olumlu sonuçlanacağına inanıyorum çünkü az çalışma süresi, çalışanların refahını ve motivasyonunu artırırken, verimliliği de üst seviyeye çıkarıyor. Eğer dört günlük çalışma süresi projesi işe yararsa uzun vadede bize hiçbir maliyeti olmayacak” dedi.

ELDEKİ ÇALIŞANI KAÇIRMAMAK İÇİN

Proje, aslında vasıflı işçi eksikliğinin şirketler üzerinde artan baskısını azaltmaya yönelik adımların başında geliyor. Yetişmiş kalifiye eleman kıtlığının altında yeterli yeni personel temin edememenin yanında, enflasyonist ortamın da etkisi var. Son dönemde etkileri hissedilen yüksek enflasyon nedeniyle, farklı sektörlerdeki birçokk çalışan, kendilerine daha fazla ücret verecek iş alanlarına geçmeye başladı. Korona salgını sırasında başlayan esnek çalışma modelleri, çalışanların tercihlerini değiştirdi. Bu nedenle birçok çalışan, kendilerine ve ailelerine daha fazla zaman ayırabilecekleri daha esnek çalışma imkanı sunan ortamlar arıyor.

DEMİRYOLLARI GREVİNİN TEMEL SEBEBİ

Alman işçilerin daha az çalışma talebi, halen devam eden tren grevinin de en önemli gerekçeleri arasında. Tren makinistleri, Alman demiryolları şirketi Deutsche Bahn‘dan herhangi bir ücret kesintisi olmaksızın haftalık çalışma süresini 38 saatten 35 saate indirmesini talep ediyor. Şirketin 37 saat ve maaş kesintisi önerisini reddeden sendika, Alman demiryolu tarihinin en uzun grevlerinden birisine çıktı. Bir milyon üyesi bulunan inşaat işçileri sendikası da yüzde 20 zam talebiyle masaya oturdu. Kalifiye personel sıkıntısının yaşandığı sektörlerin başında gelen inşaatçılar, saat azaltma değil, ortalamanın iki katı bir zam talebinde bulunuyor.

ALMAN ŞİRKETLERİ ELEMAN BULAMIYOR

2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Alman şirketlerinin yarısı açık pozisyonlara eleman bulamadığını beyan etti. Mesleki eğitim ve sertifikanın işe girmede hayatı derecede önem taşıdığı Almanya’da ülkenin yazılım devi SAP şirketi, başvuru sahiplerinden üniversite diploması istemeyi bıraktı. Ülkenin en büyük emlak firması Vonovia, personel bulamayınca Kolombiya’dan inşaat işçisi getirmeye başladı.

10 YILDA 7 MİLYON KİŞİ EMEKLİ OLACAK

Almanya’nın eleman bulma sorunu, azalan doğum oranları ve hızla artan yaşlı nüfus nedeniyle gittikçe darboğaza doğru ilerliyor. Bu süreçte son dönemde göçmenlere karşı olumsuz tutum nedeniyle, yabancı yetişmiş kalifiye personel, hayatın daha kolay olduğu ülkeleri tercih ediyor. 2035 yılına kadar 7 milyondan fazla insanın emeklilik ve başka nedenlerle Alman iş piyasasını terk etmesi bekleniyor. Tüm bunlar gözönüne alınınca, şirketlerin ellerinde personeli kaçırmayacak adımlar atması, çalışma ortamını daha cazip hale getirecek projeler üretmesi gerekiyor.

GÜNLERİ AZALTMAZSAK ÇALIŞACAK ELEMAN KALMAYACAK

Bllomberg’e konuşan Eurolam şirketinin genel müdürü Henning Roeper, çalışma günlerinin azaltılmasını şirketlerin devamlılığı açısından hayati bir adım olarak görüyor. Ona göre yöneticiler ya bu programa dahil olup kendisini modern bir şirket olarak konumlandıracak ya da tüm personelin şimdikinden daha fazla çalışmasını gerektirecek bir sürece girilecek. Çok çalışmanın anlamı da şu: Eğer çalışma şartları daha cazip hale getirilmezse, belli bir zaman sonra şirketler çalıştıracak eleman bulamayacağı için mevcut personel çok daha efor sarfetmek zorunda kalacak ve bu sürecin sonunda da çalışan kimse kalmayacak.

MUTSUZ İŞÇİ ZARAR ETTİRİYOR

Projenin temel amacı çalışanları daha mutlu hale getirmek. Zira yakın zamanda yapılan bir Gallup araştırmasına göre, mutsuz çalışanların düşük performansının geçen yıl küresel ekonomiye maliyeti 8,8 trilyon dolar oldu. Bu rakam, küresel gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık yüzde 9’una karşılık geliyor.

ÇOK ÇALIŞAN ÇOK HASTALANIYOR

Pilot uygulamada, personel deney sırasında aynı ücret karşılığında daha az saat çalışsa da çıktılarının sabit kalması, hatta artması gerekiyor. Üretkenlikteki bu artışın yanı sıra, şirketlerin stres, hastalık ve tükenmişlik nedeniyle maliyetli devamsızlıkların azalması da bekleniyor. Alman Federal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü‘ne göre, 2022‘de bir çalıan ortalama 21,3 gün çalışamaz hale geldi. Ekonomik olarak 207 milyar euroluk bir kayba tekabül eden bu verimsizliğin, dört günlük çalışma ile azaltılması hedefleniyor.

HEDEF DAHA ÇOK KADINI ÇALIŞMA HAYATINA ÇEKMEK

Dört günlük çalışmayı savunanlar AB‘de kadınlar arasında da en yüksek yarı zamanlı çalışan oranlarından birine sahip olan Almanya‘daki kullanılmayan potansiyelin işgücü piyasasına çekebileceğini iddia ediyor. Uzun çalışma süreleri nedeniyle çalışmaktan kaçınan bir kesimin iş gücü piyasasına girmesinin ülke ekonomisine olumlu katkıda bulunması bekleniyor.

ALMANYA’NIN SORUNU ASLINDA BAŞKA

Projenin beklenen sonuçları vermeyeceğini iddia edenler de var. Bunu iddia edenler her ne kadar Almanya‘nın Avrupa‘nın açık ara en büyük ekonomik çıktısına sahip olduğunu kabul etse de, üretkenliği azaltan temel konu çalışanların mutsuzluğu değil ülkenin inovasyon ve dijitalleşmeye yönelik yatırım eksikliği olduğunu savunuyorlar. Bu alanlarda iyileştirmeler olmadan, Alman işçilerinin yalnızca çalışma saatlerini azaltarak önemli bir üretkenlik artışı elde etmesi pek mümkün değil.

BAKAN OLMAZ DİYOR, ÖRNEKLER OLUMLU SONUÇLANDI

İş dünyasına en yakın parti olarak bilinen FDP‘li Maliye Bakanı Christian Lindner, böyle bir hareketin ekonomik büyümeyi ve Almanya‘nın refahını tehdit edeceğini söylüyor. Böyle bir girişimin ülke geneline yayılmasının, ekonomiyi yerle bir edeceğini iddia ediyor. Ancak geçtiğimiz yıllarda ABD ve Kanada‘da yapılan benzer projeler, şirketler açısında kazanımların mümkün olduğunu ortaya koydu. Dört gün çalışan işçiler arasında tükenmişlik azalırken fiziksel ve zihinsel sağlıklarının iyileştiğini gözlendi. Projeye katılan şirketlerin hiçbiri denemenin ardından beş günlük haftaya dönmedi. İngiltere’deki benzer bir denemede, çalışanların hastalık günlerinde yüzde 65‘lik bir düşüş görüldü. Portekiz’de çalışanların kaygı düzeyleri ve uyku sorunları yaklaşık yüzde 20 oranında azaldı. Alman şirketleri de benzer kazanımlar elde etmeyi umuyor. Bu amaçla katılımcı işçilerin stres seviyelerini daha doğru bir şekilde takip etmek için bazı personelden saç örnekleri alarak test edecek, fiziki performanslarındeki değişimi görmek için spor testleri yapılacak.

MODELİ HER ŞİRKET KENDİNE GÖRE ŞEKİLLENDİRMELİ

Belçika, 2022’de haftanın 4 gününü isteğe bağlı hale getiren ilk Avrupa ülkesi oldu, ancak haftalık toplam saatin beş günlük haftadakiyle aynı kalması gerekiyor. Japonya, insanların artan zamanı para harcamak ve çocuk sahibi olmak için kullanmasını umut ediyor. Böylece ülke ekonomisinin daha da güçlenmesini ve yaşlanan nüfusun etkilerinin azaltılması hedefleniyor. Projeye danışmanlık yapan şirket yetkilileri, hedeflenen kazanımlara ulaşmanın şirketlerde esneklik ve farklı bakış açısı gerektirdiğini söylüyor. Verim artışının her zaman beklentileri karşılamadığının altını çizen yetkililer, katılımcı şirket yöneticilerinin neyin çalışıp, neyin çalışmadığını belirlemesi gerektiğinin altını çiziyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com