ABD’liler ve Arap dünyasının hukuk çevreleri, Lübnan’ın 2025 Ocak ayında şair-aktivist Abdulrahman al-Qaradawi’yi Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) iade etme kararını yeniden gündeme taşıdı. Bu kararla birlikte BM özel raportörü işkence iddialarını incelemeye çağrıldı.
The Guardian’a göre Al-Qaradawi, Arap dünyasına yönelik eleştirel bir video paylaşmasının ardından Aralık 2024’te Suriye dönüşünde Lübnan sınırında tutuklandı. BAE, Arap İçişleri Bakanları Konseyi aracılığıyla kapanmamış bir tutuklama emri üzerinden al-Qaradawi’nin iadesini talep etti. Lübnan makamları bu talebi kabul etti. İşin dikkat çekici yanı ise al-Qaradawi ne Lübnan ne BAE vatandaşıydı.
Kendisinin şu ana kadar avukatıyla görüşme hakkı bulunmadığı, 10 aydır hücre hapsinde tutulduğu, güneş ışığına çıkarılmadığı gibi koşullarla karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Bu durum işkence yasağı, adil yargılanma hakkı ve ifade özgürlüğü bağlamında ciddi uyarı niteliği taşıyor. Lübnan hükümeti, iade sırasında temel hakları garanti edildiğini duyurdu; ancak takip eden süreçte bu sözlerin tutulduğu yönünde somut kanıt sunulmadı.
Hukukçular “Eğer hükümet hoşuna gitmeyen bir videoyu paylaşan kişiyi başka bir ülkeye sessizce yolluyorsa, bu bölgede ifade özgürlüğünün geleceği tehlikededir” diyor. Bu olay yalnızca bir şairin tutuklanma öyküsü değil; edebiyat- aktivizm hattının devletler arası ölçekte karşılaştığı sınırları da gösteriyor.
Abdulrahman al-Qaradawi Kimdir?
Mısırlı, ama Türk vatandaşlığı bulunan Abdulrahman al-Qaradawi (doğum: 1970), şiir ve aktivizm dünyasında özellikle hükümetleri eleştiren diliyle tanınıyor. 2011 Mısır devrimiyle bağlantılı faaliyetlerde bulunduğu halde yurt dışına çıkarıldı. 2017 sonrası “devlet karşıtı haber yayma” suçlamasıyla hapis cezası aldı. Lübnan’da tutuklandıktan sonra BAE’ye iade edildi; İnsan Hakları Örgütleri kendisinin işkence riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
