ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, 29 Eylül 2025 tarihinde Washington, DC'deki Beyaz Saray'ın Devlet Yemek Salonu'nda ortak basın toplantısı düzenledi. (Fotoğraf: Jim WATSON / AFP)
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Amerika ziyaretinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geldi. Görüşmede Oval Ofis’te Trump, Netanyahu ve Al Thani arasında üçlü bir telefon görüşmesi gerçekleştirildi.
Netanyahu, Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Thani ile konuşmasında Hamas heyetine Doha’da düzenledikleri saldırı nedeniyle özür diledi.
ABD Başkanı Donald Trump, ana konusu ‘Gazze’ olan görüşme için Netanyahu’yu Beyaz Saray’da kabul etti.
Trump, kapıda karşıladığı İsrail Başbakanı ile kameralara poz verdikten sonra görüşmeler için içeriye geçildi.
Bu arada Beyaz Saray, Donald Trump’ın Gazze için hazırladığı barış planını paylaştı.
Beyaz Saray’ın açıkladığı barış planının maddeleri şöyle:
Her iki taraf da öneriyi kabul ederse, savaş derhal sona erecek ve hava ve topçu bombardımanı dahil tüm askeri operasyonlar askıya alınacak.
İsrail, Gazze’yi ilhak etmeyecek veya işgal etmeyecek.
Hiç kimse Gazze’yi terk etmeye zorlanmayacak ve ayrılmak isteyenler bunu serbestçe yapabilecek ve geri dönebilecek.
Trump’ın “Gazze’yi yeniden inşa etmek ve canlandırmak” için bir ekonomik kalkınma planı oluşturulacak.
İsrail’in öneriyi kabul etmesinden sonraki 72 saat içinde, hayatta olan ve ölen tüm rehineler iade edilecek.
ABD, “barışçıl ve müreffeh bir arada yaşama için siyasi bir ufuk üzerinde anlaşmak” amacıyla İsrail ve Filistinliler arasında bir diyalog kuracak.
ABD, “Gazze’ye derhal konuşlandırılmak üzere geçici bir uluslararası istikrar gücü oluşturmak için” Arap ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışacak.
Barış içinde bir arada yaşamayı taahhüt eden ve silahlarını teslim eden Hamas üyeleri affedilecek.
Tüm rehineler serbest bırakıldıktan sonra, İsrail 250 müebbet hapis cezası alan mahkum ile 7 Ekim 2023’ten sonra gözaltına alınan 1.700 Gazze’liyi serbest bırakacak.
Yardımların girişi ve dağıtımı, iki tarafın müdahalesi olmaksızın BM aracılığıyla gerçekleştirilecek.
Hamas ve diğer gruplar, Gazze’nin yönetiminde doğrudan, dolaylı veya herhangi bir şekilde rol almamayı kabul edecek.
Görüşmenin ardından iki lider ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Trump’ın açıklamaları özetle şöyle:
“İkimiz de birçok ülkeyle çok iyi çalıştık; bu durumun çözülmesi için çalıştık. Gazze’den bahsediyoruz.
Ortadoğu’da barış için çalıştık; bugün barış için tarihi gün. Başbakan Netanyahu ve ben çok önemli toplantıyı sonuçlandırdık. Abraham sözleşmeleri, İran ve en önemlisi Gazze’deki savaşı nasıl sonlandıracağımızı konuştuk.
Başbakan Netanyahu’ya da bu planı kabul ettikleri için bize güvendikleri için çok teşekkür ediyorum.”
Suudi Arabistan, Katar, BAE, Türkiye, Pakistan, Mısır ülkelerinin liderlerine teşekkür eden Trump sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hamas tarafından kabul edilirse bu öneride geriye kalan rehineler derhal serbest bırakılacak. En geç 72 saat içinde serbest bırakılacak. En başından beri bunu söyledim. Aileler için bu çok önemli. Genç erkeklerin cenazeleri geri gelecek.
Bu aynı zamanda savaşın sonlandırılması anlamına geliyor.”
Netanyahu, Katar Başbakanı Al Sani’ye telefon açarak Doha’ya düzenlenen saldırı nedeniyle özür diledi.
Axios’un diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Katar Başbakanı Muhammed bin Abdulrahman Al Sani’yi telefonla arayarak Doha’ya düzenlenen son hava saldırısı nedeniyle ülkenin egemenliğinin ihlal edilmesinden ötürü özür diledi. Netanyahu ayrıca saldırıda hayatını kaybeden bir Katarlı güvenlik görevlisi için de üzüntülerini iletti.
Habere göre, Katar yönetimi, Hamas ile İsrail arasında Gazze savaşını sona erdirmeyi ve rehinelerin serbest bırakılmasını hedefleyen müzakerelere yeniden dönmek için İsrail’den resmi bir özür bekliyordu. Netanyahu’nun bu adımı, arabuluculuk sürecinin yeniden başlamasının önünü açabilecek kritik bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
İsrail, 9 Eylül’de Katar’ın başkenti Doha’da Hamas liderlerini hedef alan bir operasyon düzenlemişti. Ancak saldırıda üst düzey isimler yerine alt kademedeki yetkililer öldürülmüş, aynı zamanda bir Katarlı güvenlik görevlisi hayatını kaybetmişti. Bu gelişme Arap dünyasında büyük tepki yaratmış ve Katar’ın arabuluculuk rolünü askıya almasına yol açmıştı.