Bebeklerini sokakta bırakan Danimarkalılar’ın sırrı: Nasıl dünyanın en güvenilir ülkesi oldular?

Danimarka’da insanlar bebeklerini veya bisikletlerini sokakta bırakacak kadar kendilerini güvende hissediyorlar. Danimarkalılar bu düzeyde bir güvene nasıl ulaştılar? Eğitim ve sosyal devletin rolü ne?

Fotoğraf: Thibault Savary / AFP

Son yıllarda Danimarka dünyanın iyi niyetli insanlarının yaşadığı bir ülke haline geldi. Danimarkalıların yaklaşık yüzde 74’ü, “çoğu insana güvenilebileceğine” inanıyor. Bu oran ABD’de yüzde 37, Almanya’da 41, Kanada’da 47, Suudi Arabistan’da 50, Çin’de 64 iken Türkiye’de ise yüzde 14. Türkiye’de bu rakamın 2010’da yüzde 8 olduğunu da hatırlatalım. Sosyal güven (yabancıya güvenmek) ve sivil güven (otoriteye güvenmek) gibi daha geniş ölçümlerde Danimarka dünyada en yüksek puanı alırken, diğer İskandinav ülkeleri de hemen arkasından geliyor. Buna karşılık Güney Amerika ülkelerinin birçoğunda bu rakamlar yüzde 10’un altında.

ZENGİNLİĞİN KAYNAĞI: GÜVEN

Siyaset bilimciler, güvenin Danimarka’nın başka türlü açıklanamayan zenginliğinin en az yüzde 25’ini oluşturduğunu savunuyor. Bu hesaba göre, Danimarka’nın zenginliğin dörtte biri fiziksel sermayeden (üretim araçları ve altyapı), yarısı insan sermayesinden (nüfusun eğitim düzeyi ve yenilikçilik düzeyi) geliyor ve açıklanamayan son çeyrek ise güven: Mesela kimseyi dava etmiyorlar, hırsız alarmlarına kucak dolusu para israf etmiyorlar, şirketler genellikle yazılı sözleşmeyi imzalamaya zorlamayan ahlaki bağlayıcılığı olan sözlü anlaşmaları tercih ediyorlar. Danimarka kurumlarında (hükümet, polis, yargı, sağlık hizmetleri) gücü elinde bulunduran kişilerin toplumun çıkarları doğrultusunda hareket edeceklerine güveniliyor ve yolsuzluk çok az oluyor.

BEKÇİSİZ VESTİYERLER

Danimarka’nın resmi internet sitesi bile operada başında kimsenin durmadığı vestiyerleri göstererek burayı “güven ülkesi” olarak adlandırıyor. Kopenhag’daki Kızılhaç yardım mağazasının kapısında bir QR kodu var ve eğer mağaza kapalıysa uygulamayı indirebilir, içeri girebilir, istediğinizi seçip parayı tezgaha bırakabilirsiniz.

Fotoğraf: Pierre-Henry DESHAYES / AFP

SOKAKTA UYUYAN BEBEKLER

Danimarkalıların çevredekilere çok güvendiklerini gösteren en ilginç bilgi ise, uyuyan bebeklerini kafe ve restoranların kapısında bırakarak, gürültülü olduğu için içeriye almadıkları. Yabancılar bir kafenin dışında bir bebek arabası görünce çok şaşırıyor. Yerliler ise eğer ağlayan bir bebek varsa içeriye kafayı uzatıp, “birinizin bebeği ağlıyor” deyip, yoluna devam ediyor. Böyle bir şeyi mesela ABD’de asla düşünemezsiniz. Özellikle büyük şehirlerde birkaç dakika içinde arabayı bebeği ile birlikte alıp kaçırırlar. Danimarkalılar ise “Bir hırsız bebek arabasını isteyebilir ama bebeği kesinlikle istemez” diyor. ve hiç endişe hissetmeden çocuklarını lokantanın dışında bırakabiliyor.

ÇOCUKLAR SOKAKLARDA ÖZGÜR

Bebekleri çalmama konusunda birbirlerine güvenen Danimarkalı yetişkinler, daha büyük çocukların denetimsiz oynaması konusunda da birbirlerine güveniyor. Özellikle ortak bir avlu etrafında inşa edilen bir dizi apartman konseptinin çok yaygın olduğu mahallelerde bu çok yaygın. Danimarka’da uzun bir geçmişi olan bu tarzın sosyal faydaları görüldüğü için son 30 yıldır belediyeler de bu tür planlamayı destekliyor. Çok sayıda belediye beton yapıların yıkılıp, ağaçların dikildiği avlulu bu tür yapıları destekliyor. Böylece oluşan kamusal alan insanların rahat davrandığı ortak sahiplenilen bir atmosphere bürünüyor. Sanki özel bahçelerinde gibi rahat hareket ediyorlar. O avlularda 3-4 yaşındaki çocuklar bile ebeveynleri olmadan tek başına bisikletlerini sürüp, arkadaşlarıyla oynayabilir. Adeta, bir zamanlar eski Türkiye’nin mahalle kültürü Danimarka’nın blok evlerinin avlusunda yaşanıyor.

ÜCRETSİZ YATILI OKUL KONSEPTİ

Danimarkalı çocuklar 14 yaşına geldiklerinde, bir ila üç yıl süreyle okul sonrası gibi görünen, ama aslında yatılı okul olan ‘efterskole’ye gitmeyi seçebiliyor. Burada aileler yemek ve bazı materyaller için para ödüyor, ama diğer masrafların tümü devlet tarafından destekleniyor. Bunun yanında Danimarkalıların üçte biri üniversiteye başlamadan altı ay boyunca, kentin kırsalla buluştuğu ve sosyal sınıfların birbirine karıştığı kamp tarzı entelektüel topluluklardan birine gidip yaşamayı seçiyor. Halk lisesi de denen bu sistemi kuran 19. yüzyıl şairi, papaz ve politikacı NFS Grundtvig. Danimarka’nın halk kahramanları arasında sayılan Grundtvig ‘in kurduğu bu sistem, hala yaşatılıyor. Ücretli olan ama düşük gelir seviyesinden gelen ailelerin çocuklarına burs da verilen bu halk liseleri, çocukların üniversiteye başlamadan önce karakterini geliştirmek, demokrasiyi uygulayarak yaşamak ve toplumu öğrenmek için büyük bir fırsat sunuyor.

ÜNİVERSİTELER ÜCRETSİZ, ÜSTÜNE BURS DA VAR

Danimarka’da üniversiteler, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi ücretsiz. Üstüne eğer gelirinizin düşük olduğunu beyan ederseniz, ayda ayrıca 800 Euro civarıda bir burs da alırsınız, yarı zamanlı çalışsanız bile. Devlet bu yardımı 6 yıl boyunca yapıyor.

Danimarka, kaldırımda duran bir bisiklet varsa insanların onu alıp almayacağı, ülke hakkında ne kadar çok şey anlatabileceğinin en önemli örneği. Danimarka’da insan nüfusundan daha fazla bisiklet var ve başkent Kopenhag başta olmak üzere, bisiklet milyonlarca insanın ana ulaşım aracı. Danimarka’da insanlar sokakta çocuklarına bir zarar gelmeyeceğine inanıyor, kimsenin bisikletini çalmayacağını düşünüyor.

Fotoğraf: Thibault Savary / AFP

REFAHIN BİR SEBEBİ DE DÜŞÜK NÜFUS

Danimarka’nın yıllardır uyguladığı sosyal refah devleti sistemi, büyük ölçüde karşılıklı güvene dayanıyor. Danimarka, tüm vatandaşların belirli temel yardım ve hizmetlerden yararlanma hakkına sahip olduğunu kabul eden evrensel bir refah modeline sahip. İnsanların mümkün olduğu kadar eşit olması fikri, bu güveni büyük ölçüde destekliyor, çünkü çok fakir veya çok zengin çok fazla insan yok. Peki toplumsal bağları güçlendiren yalnızca sınıf homojenliği mi? Yoksa herkesin başka yönlerden de kabaca aynı olması mı gerekiyor? Bir başka sebep de, Danimarka‘nın sadece 6 milyonluk bir nüfusa sahip olması. Mutluluk ve eğitimde başarı sıralamalarında uzun yıllardan beri ilk sırada çıkan Finlandiya’nın da nüfusu 5.5 milyon. Danimarka da, az nüfusa, kaliteli eğitim, üst düzey hizmet verebiliyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com