Geçen yıl Ekim ayında Berlin’de yapılan, İşverenler Günü’nde konuşan Alman İşverenler Birliği Başkanı Rainer Dulger, “Ekonomi küçülüyor. İşsizlik artıyor. Almanya yatırımcılar için cazibesini kaybetti” ifadelerini kullanmış, iyi eğitimli kalifiye eleman sayısının giderek azaldığını dile getirmişti.
DW Türkçe’nin haberine göre, son yıllarda giderek artan yönetmelikler ve bürokrasi ile girişimciler masrafların ve omuzlarındaki yükün de arttığını dile getiren Dulger, “Yatırım yapılan bir yer pahalı ise o oranda iyi olmak zorunda. Almanya’da durum artık böyle değil” demişti. Ayrıca Dulger’e göre Almanya, yatırım merkezi olma konusunda küresel çapta artık rekabete girebilecek durumda değil.
Sanayi üretimi, Almanya’nın sahip olduğu ekonomik gücün en az dörtte birinin kaynağı. Federal Alman Sanayi Birliği’nin (BDI) hesaplamalarına göre, işletmelerdeki üretim beş yıl öncesine oranla hissedilir derecede düşmüş durumda. Benzer olumsuz rakamlar diğer alanlarda da görülüyor. Ülkenin tamamında daha az üretiliyor, daha az inşa ediliyor, daha az alışveriş yapılıyor ve daha az tüketiliyor.
Federal hükümetin güncel yıllık ekonomi raporunda, 2025 yılı için sadece yüzde 0,3’lük bir ekonomik büyüme beklendiği belirtiliyor. Raporu hazırlayan Uzmanlar Konseyi, hükümete danışmanlık eden ekonomistlerden oluşuyor. Konsey, söz konusu raporda, uzun süredir ekonominin tüm sektör ve alanlarını kapsayan durgunluğun devam ettiğini dile getiriyor. Raporda ifade edilen en çarpıcı bilgilerden biri ise ihraç edilen Alman ürünlerinin sayısının giderek azalması.
Almanya’nın iş modeli on yıllar boyunca basit bir formüle dayanıyordu: Hammaddeler ve bütünü oluşturacak parçalar yurt dışından düşük fiyata temin edilir, Alman mühendislik sanatı ve ucuz enerji ile rağbet gören “Made in Germany” ürününe dönüştürülürdü.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, enerji krizi, enflasyon ve iklim nötr bir ekonomiye geçişin zorlanması enerji fiyatlarını yukarı çekti. Özellikle enerjiyi yoğun bir biçimde kullanmak zorunda olan işletmeler büyük bir yükün altına girdi. Uzmanlar Konseyi’nin raporunda, bu durumla ilgili şu ifadeler kullanılıyor:
“Makine yapımı ve elektronik teçhizat gibi alanlarda olumsuz gidişat özellikle kendini belli ederken kimya endüstrisinde, 2023 yılındaki büyük gerilemenin ardından düşük bir seviyede de olsa istikrar sağlandı.”
Ekonomi dünyasının en büyük beklentisi, yeniden uluslararası rekabete girebilmek için enerji fiyatlarının önemli oranda düşürülmesi. İstek listesinin üst sıralarında yer alan konulardan biri de bürokrasi giderlerinin azaltılması. Münih merkezli Ekonomi Araştırma Enstitüsü (ifo), raporlama ve belgeleme zorunluluğu ile planlama ve ruhsat süreçlerinin, Almanya’daki şirketlere toplam yıllık maliyetinin 65 milyar euro olduğunu belirtiyor.
Şirketlerin içinde bulunduğu ruh hali kötü, ekonomik gelişmeler nedeniyle yaşanan güvensizlik büyük. Birçok firma, kendi ülkesine yatırım yapmaktansa daha cazip koşullar sunan ülkelere göz atıyor. BDI’nin yaptığı bir ankete katılan her üç şirketten biri, firmalarının araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) bölümlerini yurt dışına taşıdığını belirtti. BDI Başkanı Peter Leibinger bu göçün, Almanya’nın ekonomi merkezi vasfını “en can alıcı” noktadan vurduğunu dile getiriyor
Yaklaşık 100 ekonomi ve lobi örgütünden oluşan bir birlik, erken seçimlerin ardından göreve gelecek yeni federal hükümetten ekonomi politikasında tamamen bir yön değişikliği talep ediyor. 29 Ocak’ı eylem günü ilan eden birlik, tüm şirketlerden, ülke çapında sorunlarını ve taleplerini dile getirmelerini istedi. Bu bağlamda başkent Berlin’in simge yapılarından tarihi Brandenburg Kapısı önünde merkezi bir etkinlik düzenlendi.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Aksiyon gününün organizatörleri, ekonomi dünyasının bir S.O.S mesajı gönderdiğini ifade ederek oluşturulan özel internet sayfasındaki “Siyaseti Uyandırma Çağrısı” başlıklı yazıda, “Durum ciddi. Ekonomik anlamda uçurumun kenarındayız ve daha önce hiç olmadığı kadar büyük oranda bir ekonomik edinim kaybı yaşıyoruz” diyor. 23 Şubat’ta yapılacak seçimler de “Kader Seçimi” olarak nitelendiriliyor.
Alman İşverenler Birliği Başkanı Rainer Dulger ve dört büyük örgüt başkanının imzaladığı bir mektupta siyasetçilerden, seçimlerden sonra kırsal bölgelerdeki işletmelere daha fazla destek sağlanması talep ediliyor. Bu bağlamda dijital, ulaşım ve enerji altyapısının iyileştirilmesi, sağlık, eğitim, meslek eğitimi kurumlarının sayısının arttırılması ve kültürel ve sosyal merkezlerin çoğaltılması isteniyor.