Rejim tam biat istiyor: İsmail Saymaz ya da muhalefetin ‘rejim söylemi’yle imtihanı…

Gece gündüz nefret söylemini kullanıp, "asıl terörist o" diye diye terörist yaftası yemekten kurtulacağınızı mı sandınız sahi? Bütün kesimler; kişi, grup, mahalle, ırk, din ve milliyet ayrımı yapmadan herkes için demokrasi ve hukuk istemediği takdirde tek adam rejiminin dayağını yiyecek. Bugün pasaportu alınanın yarın diploması, ertesi gün de özgürlüğü elinden alınacak...

Recep Tayyip Erdoğan (Fotoğraf: Adem ALTAN / AFP)

Ağızlarından Avrupa Birliğini düşürmeyen ancak uygulamada Aliyev’in Azerbaycan’ını aratmayan Erdoğan ve ortakları, ülkenin demokrasi ve hukuk devletine bir daha dönmemesi için yeni bir aşamaya geçmek istiyorlar. Geçmişte sadece Kürtlere ve Gülen cemaatine mensup kişilere karşı kullanılan “düşman hukuku” yeni dönemde bütün muhaliflere karşı uygulanmaya başlandı. Ardından muhalif görünümlü iktidar apartları da bundan payını almaya başladı. İktidara verdiği gollük paslarla bilinen İsmail Saymaz’a bile yurtdışı yasağı konuldu.

Ülkenin içinde bulunduğu ‘hukuksuzluk’ düzenini en iyi anlatan örnek İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili tartışmalar. 35 yıl önce verilmiş bir diplomayı iptal ettirmeye çalışmak kadar absürd bir şey olamaz. İmamoğlu’nun diplomasını yargı kararına gerek olmadan akademik ahlaka sahip olmayan birkaç fakülte idarecisinin vereceği kararla iptal ettirerek, Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasını engellemek istiyorlar.

YENEMEDİĞİ RAKİBE KUMPAS…

Aslında diploma tartışması üzerinden tek adam idaresinin oturduğu hukuksuz zemin net bir şekilde görülüyor. Sandıkta üç kez yenildiği rakibinin karşısına çıkmaya cesaret edemeyen Erdoğan, en iyi bildiği işi yapıyor; rakibini, kendi atağı yargıçlar ve üniversite yönetimi tarafından saha dışına atmak istiyor. Erdoğan, bütün siyasi hayatı boyunca yaptığını yapıyor: Yenemediği rakibine karşı kumpas kuruyor…

Erdoğan’ın siyasi kariyerinin büyük bir bölümünü  rakiplerini parayla satın almak ve alamadığına karşı ise kumpas kurmaktan ibaret. Bunu kime karşı yapmadı ki…..

Tek adam rejiminin hedefine koyduğu kesim, grup ve kişiyi nasıl etkisiz hale getirmek için hiçbir kural tanımadığını bir kez daha gördük. Gülen cemaatine ve Kürtlere karşı yıllardır düşman hukukunu uygulayan Erdoğan ve ortakları, düşman hukuku uyguladığı kesimler arasına muhalif siyasetçiler, sanatçılar, hatta astrologlar bile girdi.

İmamoğlu’nun bu hafta içinde kullandığı “35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışan bu kişi yarın sizin 40 yıllık, 50 yıllık tapularınıza, arabalarınıza, bankadaki paralarınıza diplomam gibi çöker. Bak, buradan söylüyorum. Bugün bana, yarın hepimize. İyi görün, iyi anlayın diye anlatıyorum milletimize. Açıkça, mertçe söyleyin ya. Ne istiyorsunuz?” ifadeleri önemli. İmamoğlu’nu bu durumu yeni farketmesi cümlenin önemini azaltmıyor, ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığını yüksek sesle dünyaya ilan etmiş oldu. Bu konuşmadan sonra ülkeye yabancı yatırımcı gelir mi?

REJİME SÜREKLİ PAS ATMAK DA KURTARMAZ…

Diploma tartışması devam ederken dün akşam saatlerinde gazeteci İsmail Saymaz yurtdışına çıkarken hakkında ‘yurtdışı yasağı’ olduğu gerekçesiyle pasaportuna el konuldu. Ülkede yaşanan hukuksuzluklar karşısında mahalle ayrımı yapan İsmail Saymaz da yeni rejimin sopasını tatmış oldu. Saymaz, kendisinden öncekiler gibi yaptı savunmasını: “Son 1.5 ayda beş kez yurtdışına çıkıp dönmezdim. 7 Mart’ta gittiğim Almanya’dan, hakkımda soruşturmalar olduğunu bile bile 12 Mart’ta geri gelmezdim. Savcılık tarafından ne zaman ifadeye çağrılsam koşa koşa gittim. Geçen perşembe günü üç farklı soruşturmadan ötürü Bakırköy Adliyesi’ndeydim. Gazetecilik dışında suçum… Türkiye’den başka bir yere gitmeye niyetim yok. Bu yapılanları eleştirel gazeteciliğe bir gözdağı olarak görüyor ve reddediyorum.”

Aslında bu savunmanın bir anlamı yok. Tek adam rejimi yazılı hukuku uzunca bir süre önce rafa kaldırdı. Hukuksuz bir döneme geçildi. Burada hukuksuz dönemde kimin ne kadar sopa yiyeceğini içinde bulunduğu toplumsal grup ve bireysel yetenekleri belirliyor. Bir gruba ait olmayan da ‘düşmanlaştırılmış’ bir grup içine konularak dövülüyor. İsmail Saymaz, rejime sürekli pas atmasına rağmen sopayı yemekten kurtulamadı. Rejimin en önemli özelliği nötr kalmayı ya da yarım destek vermeyi de kabullenmiyor. ‘Ya tam destek vereceksin ya da sana hayat hakkı tanımam’ noktasındayız.

Erdoğan ve ortakları, tek adam diktasının ellerinden gitmemesi için İmamoğlu’nun diploması iptal edecek gibi görünüyor. İptal etmese bile AKP’li bazı yetkilerinin sosyal medya üzerinden yaptığı gibi ‘algı malzemesi’ olarak kullanılacak.

Erdoğan, son günlerde Avrupa Birliği adını ağzından düşürmemeye başladı. Avrupa Birliği’ne üye olmak isteyen ülkenin en azından mevcut yasalara uyması beklenir. Trump’ın Avrupa’yı dışlamasından faydalanıp hukuka dönmeden Avrupa Birliği’ne gireceğini düşünecek kadar da pragmatistler. Avrupa Birliği diyenlerden beklenen en önemli şey AİHM kararlarını uygulamakla işe başlamak olmalı.

ÖNCE REJİMİN ÜRETTİĞİ NEFRET SÖYLEMİNİ TERK EDİN…

İktidarın üretttiği nefret söylemini terk etmeyen muhalefetin başarılı olması yok denecek kadar az. İmamoğlu, başarılı olmak istiyorsa üretilmiş nefret söylemlerinin hepsini çöpe atarak yoluna devam etmeli ve halkın karşısına iktidarın ayarını bozacak söylemlerle  çıkmalı.

9 yıldır çoluk çocuk, yaşlı kadın, hasta demeden Gülen cemaatine karşı uygulanan zulmü görmezden gelip, hatta çoğu zaman destekleyerek odun taşımanın da kişiyi kurtarmadığı günlere geldik. Rejimin “fetö” söylemini olduğu gibi alıp, üzerine de koyarak yeniden yeniden üretmenin sizi dayaktan kurtarmayacağını anlamanız için daha ne olması gerekiyor acaba? Gece gündüz nefret kusarak, “bakın asıl terörist orda” diye diye terörist yaftası yemekten kurtulacağınızı mı sandınız sahi? O “terörist” söyleminin laboratuvar üretimi olduğunu, gerçekte ortada bir terörist olmadığını anlamanız için şirketlerinize/medyalarınıza kayyım atanıp, pasaportlarınıza el konulup, üstüne bir de hapse tıkılmanız mı gerekiyor?

Bütün kesimler; kişi, grup, mahalle, ırk, din ve milliyet ayrımı yapmadan herkes için demokrasi ve hukuk istemediği takdirde tek adam rejiminin dayağını yiyecek.

Bugün pasaportu alınanın yarın diploması, ertesi günü de özgürlüğü elinde alınacak…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com