Saray rejiminin fiyakasını bozan proje: Kent Lokantası

Kent Lokantası modeli Saray’ın 23 yıllık 'şöyle büyüdük, böyle geliştik' söylemini uygulamalı olarak yok etti. Sokaktaki gerçek ile Saray gerçeği arasındaki farkı bu lokantalar üzerinden gösterme şansı buldu İmamoğlu. Son Vedat Milor soruşturmasını düşününce, insan "Galiba Erdoğan hikayesinin finalini Kent Lokantaları belirleyecek" demek istiyor...

Saray rejimine karşı muhalefet yapmak gittikçe zorlaşıyor. Muhalefetin söylemini, argümanlarını, projelerini topluma anlatması için gerekli araçların bütünü Saray’ın kontrolüne geçmiş durumda.

Normal demokrasilerde muhalefet sesini medya organları kanalıyla halka duyurur. Medya organları meslek ahlakı gereği muhalefetin sesini de duyurur. Tek adam rejiminde ise bütün bunlar bilinçli bir şekilde yok edildi. Muhalefetin her zaman kendine yer bulduğu ana akım medya, satın alma yoluyla etkisizleştirildi. Devletin medya organları iktidarın propaganda aygıtı haline geldi. Muhalefetin bu ortamda projelerini halka ulaştırması neredeyse imkansız hale geldi.

Ancak bir proje var ki iktidarın bütün engellemelerine rağmen topluma ulaştı ve karşılık buldu. Proje o kadar başarılı oldu ki iktidarın kendi belediyeleri tarafından taklit edilmeye başlandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun alt gelir grubundaki insanlar için açtığı Kent Lokantaları’ndan söz ediyorum. Bu lokantalar açılmaya başladıktan sonra adeta Saray rejiminin medya kanalıyla topluma sunduğu ‘her şey güllük gülistanlık’ argümanı yerle bir oldu. İnsanlar yemek yemek için kışın ayazında sıra beklemeye başladı. Lokantalar Saray’ın 23 yıllık ‘şöyle büyüdük, şöyle geliştik’ söylemini uygulamalı olarak yok etti. Sokaktaki gerçek ile Saray gerçeği arasındaki farkı bu lokantalar üzerinden topluma sunma başarısı gösterdi İmamoğlu.

İMAMOĞLU FAKTÖRÜ

İmamoğlu’nun bir proje ile Saray rejiminin pullarını dökmesine daha fazla göz yumamazdı ‘Tek adam’ ve avenesi. İradesi Saray’a kiralanmış yargıçlarını sahaya sürdü hemen. İmamoğlu’na ardı ardına soruşturma açtırdı. Ancak bu yolun yol olmadığını anlamak için Saray’daki tek adamın kalp atış hızını belirleyen anketlerden ise olumsuz sonuçlar gelmeye başladı. Özgür Özel’in etkisiz muhalefetine rağmen İmamoğlu’na karşı yargı üzerinden açılan savaşın toplumda tepkiye yol açtığı ortaya çıktı. Rejimin apartlarının desteğiyle muhalif lideri yok etme stratejisi elinde patlamış görünüyor.

Saray rejimi bütün bunlara rağmen hukuksuz bir şekilde İmamoğlu’nu devre dışı bırakma stratejisinden vazgeçer mi? Mümkün değil. İmamoğlu’nun daha da güçlenmesinin aslında hayra yol açacak faydalarından birisi ikinci barış görüşmelerinin başlamasıdır. İmamoğlu’nun güçlenmesini önlemenin yollarından birisi olarak Kürt seçmen desteğini azaltmak için çareyi barış görüşmelerini başlatmakta buldular. Barış görüşmelerinin başlamasının ardından DEM Parti’nin iktidara karşı söylemi yüzde 100 değişti. İnşallah barış görüşmeleri Erdoğan’ın ölünceye kadar cumhurbaşkanı olarak kalmasını sağlayacak bir sonuç doğurmaz.

ÖNCE KÜÇÜMSEDİLER

Erdoğan ve ekibinin ilk başlarda küçümsediği Kent Lokantaları rejimin ne kötü bir şey olduğunu anlatan proje haline geldi. İmamoğlu’nun İstanbul’daki rakibi Murat Kurum, o dönem açılan 11 Kent Lokantası’nı küçümseyerek, “Bir gecede 39 ilçede lokanta açabiliriz” demişti. Keşke açsalardı. Tek adamın boyasını dökecekleri için açmadılar. İktidarın bütün engellemelerine rağmen Kent Lokantaları ülke geneline yayıldı ve halkın beğenisini kazandı.

Saray rejimi Kent Lokantaları’ndan rahatsızlığını, bürokratik engel çıkararak göstermenin dışına da taşıdı. Ünlü gurme Vedat Milor’un Kent Lokantaları’ndan yaptığı YouTube yayınına soruşturma açıldı. Bu kadarına pes dedirtecek noktayı iktidar uzun yıllar önce aşmıştı. Ancak bir lokanta üzerinden gelen noktayı bir kez daha gördük.

Öte yandan İmamoğlu, Erdoğan’ın en hassas olduğu noktaları çok iyi yakaladı. Eskiden fakir fukara ile Erdoğan yer sofrasında iftar açardı. Şimdi onu İmamoğlu yapıyor, Erdoğan’ın tabanı olarak bilinen muhafazakar kitleyle hem de. Erdoğan, Sarayı’nda özel seçilmiş kişilerle iftar açarken İmamoğlu, yer sofrasında garibanın sofrasında bağdaş kurarak iftarını yapıyor. İmamoğlu, Erdoğan’ı kendi silahıyla vuruyor ve sonucunu anında görüyor.

Saray’ın yargı kanalıyla İmamoğlu’nu yok etme stratejisine verilecek başka karşılık kalmamıştı. İmamoğlu, Saray rejiminin pullarını tek tek  dökerek hedefine gidiyor. Pulları dökülen tek adamın ise yeni çılgınlıklar yapıp yapmayacağını kimse kestiremiyor.

Görünen o ki Saray’daki özel menülü davetlerdeki seçilmişle Kent Lokantası’nda karnını doyurmaya çalışan kitlenin mücadelesi ülkenin geleceğini belirleyecek.

Erdoğan hikâyesinin finalini Kent Lokantaları belirleyecek gibi görünüyor…

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com