Sanatçı Edip Akbayram hayatını kaybetti: Başı öne eğilmedi…

Sanatçı Edip Akbayram çoklu organ yetmezliğinden 75 yaşında hayatını kaybetti.

  • ü
  • 02 Mart 2025
  • ü
  • Yaşam

Bir süredir yoğun bakımda tedavi gören sanatçı Edip Akbayram yaşamını yitirdi. Geçirdiği zatürre hastalığı sonrasında götürüldüğü Haydarpaşa Numune Eğtim ve Araştırma Hastanesi’nde iç kanama sonucu yoğun bakıma alınan ve 4 Ocak’tan bu yana tedavi gören sanatçı Edip Akbayram (75) çoklu organ yetmezliğinden bugün saat 19.30.’da hayatını kaybetti.

Türkiye’nin protest müzik tarihine sesi ve yorumuyla damga vuran müzisyen Edip Akbayram, Nâzım Hikmet ve Sabahattin Ali gibi Türkçenin en büyük seslerinin bestelenmiş şiirlerine yaptığı özgün icralarla büyük bir yankı uyandırdı.

UNUTULMAZ ŞARKILAR

‘Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar’, ‘Şu Metris’in Önü,’ ‘Merdo’, ‘Aldırma Gönül’ ve ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’, gibi unutulmaz eserlere sesiyle hayat verdi.

Sanatçılar girişimi adı altında taksimdeki ses tiyatrosunda toplanan sanatçılar, hükümetin sanata bakışını eleştirdiler.

‘SANATÇI MÜSVEDDESİ’ YANITI

Akbayram, dünyaca ünlü şair Nâzım Hikmet’in 56. ölüm yıldönümünde ‘Dostluk Ödülü’nü aldığında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “sanatçı müsveddesi” ifadelerine karşılık şu sözleri söylemişti:

“Bizlere müsvedde diyorlar. Evde oturdum bilanço yaptım; 50 yıllık sanat yaşamımdan 10-12 cumhurbaşkanı, 8- 10 başbakan ve sayısız bakan gelmiş geçmiş. Sanatçı müsveddeleri ise eğilmeyen, doğruların peşinde koşan insanlar. Ben bunu bir onur olarak kabul ediyorum.”

EDİP AKBAYRAM KİMDİR?

29 Aralık 1950’de Gaziantep’te doğdu. Henüz dokuz aylıkken çocuk felcine yakalandı. Bu kötü hastalığın pençesinde çocukluğunu geçiren Edip Akbayram’ın müziğe tutkusuda çocukluk yıllarında başladı. “Haftalığımdan biriktirdiği paralarla ünlü pop şarkıcılarının konserlerine gider, eve döndüğümde aynanın karşısında onların taklitlerini yapardım.” diyor Akbayram o yıllar için. Çocukluk yıllarında bir orkestra kurarak amatör olarak evlerinin yakınındaki bir düğün salonunda çalıştı.

Edip Akbayram

Lisede kurdukları orkestrada Pir Sultan’ın, Karacaoğlan’ın deyişleri üzerine yaptıkları besteleri çalıp söylediler. İlk plağını da lise yıllarında yaptı: ‘‘Kendim ettim kendim buldum. İlk plağını çıkardığı grubun adı Siyah Örümcekler’di. Plakta zaten “Siyah Örümcekler-Gaziantep Orkestrası” ve “Edip Albayram ve Siyah Örümcekler” başlıkları altında iki farklı baskıyla çıktı.

Gaziantep’ten sonra Adana ikinci adresi oldu Edip Akbayram’ın. Adana, Akbayram’ın kurduğu orkestrayla ilk sahneye çıktığı kenttir. Burada “Beyaz Saray” adlı bir gazinoda çalışmaya başdı.

DİŞ HEKİMLİĞİNİ KAZANDI, MÜZİĞİ SEÇTİ

Akbayram yoksulluk içinde geçen bir çocukluktan sonra, liseyi bitirip kapağı İstanbul’a attığında yıl 1968’dir. Liseyi bitirdiği zaman hep öğrenmeyi istediği mesleğin, doktorluğun eğitimini almak için üniversite sınavlarına girdi ve diş hekimliğini kazandı. Ne var ki müzik ağır bastı ve bu meslekten vazgeçerek kendini müziğe verdi. “Zaten diş hekimi olsaydım, babamın bana muayene açacak parası yoktu ki!” diyordu sanatçı geçirdiği o yoksulluk yılları için.

ALTIN MİKROFONLA TANINDI

İstanbul’a geldikten sonra 1971’de Altın Mikrofon Yarışması’na katıldı. Aşık Veysel’in bir şiirinden esinlenerek gerçekleştirdiği ilk bestesi olan “Kükredi Çimenler” ile birinci oldu. 1974’te Dostlar Orkestrası’nı kurdu ve Anadolu pop müziğinin önde gelen isimlerinden biri oldu.Daha sonra Kara Kuzu, Deniz Üstü Köpürür ve Garip adlı 45’liklerimle ödüller aldı ve ünü yurt çapında duyulan bir sanatçı oldu. “Aldırma Gönül” ve “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz” adlı parçalarıyla satış rekorları kıran ve altın plak kazanan sanatçının çeşitli kuruluşlar tarafından verilen 250 kadar ödülü mevcuttur.

Edip Akbayram, zirveye çıksa da müziği paraya tercih ettiği için çocukluk yıllarındaki yoksullukların benzerlerini bu dönemde de yaşadı. “Bu ülkede arabeskin altın çağını yaşadığı yıllarda asla müzikteki çizgimden ödün vermedim. Zaten 12 Eylül sonrası beni kimse çalıştırmadı. 1980’den 1984 yılına kadar, koskoca bir dört yıl. Zor yıllardı o yıllar. Kimse bana iş vermedi. Karımın bileziklerini ve alyanslarımızı sattık. 12 Eylül sonrası beni canavar gibi görmeye başladılar.” diyor Edip Akbayram o yıllar için.

ARABESK OKUMAYI REDDETTİ

80’ler Edip Akbayram ve benzeri müzik yapanlar için zor yıllardı. Arabesk okumasını istediler, büyük paralar teklif ettiler. Reddetti. Sesi soluğu duyulmaz oldu müzik piyasasında. 1981-88 arasında bestelerinin TRT’de çalınması yasaklandı. Ama 90’ların ortasından itibaren, özellikle ‘‘Türküler Yanmaz’’ albümüyle yeni bir çıkış yaptı ve kendi çizgisinde sapmadan yürümeye devam ettiğini gösterdi. Can Yücel’in, Oktay Rifat’ın, Ahmed Arif’in, Vedat Türkali’nin yapıtlarından bestelediği şarkılar vardı bu albümünde.

Edip Akbayram BKM organizasyonuyla düzenlenen “Denizbank Açıkhava Konserleri” kapsamında Harbiye açıkhava sahnesinde konser verdi.

Edip Akbayram başlangıçtan itibaren ne yapmak istediği şöyle açıklıyordu: “Kalıcı bir şeyler yapmak istiyordum. Fikret Kızılok ve Cem Karaca’nın Anadolu ezgilerini pop çizgisinde söylemelerini örnek olarak aldım. Renk ve çizgide tamamen bir Edip Akbayram olarak geliştirdim. Toplumcu müzik yapmak istedim. Müziğimde geniş halk kitlelerinin yaşamı, sorunları olmalıydı. Ancak sivri, ucuz kahramanlıklardan da uzak durmaya çalıştım. İnançlarımdan, düşüncelerimden, politikamdan taviz vermeden, müzik tekniğinden yararlanarak, sorunlu, yoksul, geniş halk kitlelerine ulaşmak, daha çağdaş bir şeyler yapmak istiyordum.”

Bugün geçimimi kaset ve konserlerimden gelen paralarla sağlayan sanatçının bir de iki ortaklı küçük bir inşaat şirketi bulunuyor. Çevre düzenlemeciliği, TIR taşımacılığı, küçük çapta bina yapımıyla uğraşıyor.Ayrıca, 1979 yılında Ayten hanım ile evlenen sanatçının bu evliliğinden Ozan ve Türkü adlarında bir oğlu, bir kızı var.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com