İmamoğlu’nun avukatları belgeleri gösterdi: ‘Diplomayla ilgi hiçbir sorun yok’

İmamoğlu'nun avukatları, diploma soruşturmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Prof. Dr. Adem Sözüer, İmamoğlu'nun üniversite geçişinde hiçbir sorun olmadığını belirtti. Sözüer, "Belgelerin gerçekliği konusunda bir tartışma yok. İmamoğlu'nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok" dedi.

  • ü
  • 25 Şubat 2025
  • ü
  • Gündem

Türkiye Belediye Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında diploması üzerinden “resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla yeni soruşturma açıldı.

İmamoğlu’nun avukatları Prof. Dr. Adem Sözüer ile Mehmet Pehlivan soruşturmaya ve diploma tartışmalarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Avukatlar, sahte diploma iddialarına belgelerle yanıt verdi.

Toplantının dikkat çeken anlarından birisi de Gazete Duvar’ın sorusu üzerine avukat Mehmet Pehlivan, İmamoğlu’nun CHP’ye yapılacak Cumhurbaşkanlığı adaylığı ön seçimi için adaylık başvurusundan 1 gün sonra 22 Şubat’ta soruşturmanın başlatıldığını duyurduğunu belirterek, YÖK raporunun 17 Şubat’ta başsavcılığa sunulduğunu söylemesi oldu.

PROF. DR.SÖZÜER: GEÇMİŞİNDE BİR SORUN YOK

Daha önce İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanlığı da yapan Prof. Dr. Adem Sözüer, şunları kaydetti:

“Konuyla ilgili dekanlarımızdan kurumlarımızdan bilgi alıp geldim. İmamoğlu Kıbrıs’ta eğitimini tamamlayarak buradan devam ediyor. Başvururken belgelerini, not ortalamasını veriyor hiçbir sorun yok. Geçişinde bir sorun yok. O zamanki mevzuat için bir sorun yok. Çalışkan öğrenciler için bu hak tanınıyor. Komisyonlar karar veriyor. Orada da bir sorun yok.

Not ortalamasına da bakılıyor, orada da sorun yok. Başvuruda da koşullarda da sorun yok. Hiçbir aşamada sorun yok kabul ediliyor, gereken koşulları sağlıyor burada eğitimine başlıyor. İlan açılmış başvurmuş, derslerini verip mezun olmuş Burada ceza hukuku ile ilgili bir şey olmadan ne mütaalası sunulacak?”

‘BÜTÜN ŞARTLARI SAĞLAMIŞ’

Bu konunun yeni olmadığını ve ilk olarak 2019’da kamuoyu gündemine siyasi saiklerle sokulduğunu belirten avukat Mehmet Pehlivan ise şunları söyledi:

“5 Eylül 1988’de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne giriyor. 1990’da Milliyet gazetesinde üniversitelerin yatay geçiş ilanları veriyor. İlanda, 1990-91 eğitim-öğretim yılında yatay geçiş ile kabul edilecek öğrencilere dair koşullar veriliyor. İlanda İstanbul Üniversitesi de var ve Ekrem Bey başvuruyor.”

‘NOT ORTALAMASI 62,5’

“Başvuru tarihi, öğrencinin okuduğu üniversitedeki bütün sınavları başarmış olması ve not ortalamasının en az 60 olması gerektiğine dair bütün kriterleri karşılıyor. Sayın İmamoğlu’nun yatay geçiş için not ortalaması 62,5’tur. İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kafasına göre koymuyor. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı.

Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eylül 1990’da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu’nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor. Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990’da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kayıt oluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor.

YÖK RAPORU

Okul takımında kalecilik yaptığını da arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan bazıları için gizemli olsa da Sayın İmamoğlu için böyle bir gizem yok. YÖK’ün hazırladığı bir rapor var. Başsavcılığın talebi üzerine hazırlanan rapor, İmamoğlu’nun yatay geçiş yaptığı dönem için tüm şartları taşıdığını belirtiyor. YÖK, hazırladığı raporda İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor?

18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararına göre Girne Amerikan Üniersitesi YÖK tarafından tanınıyor ama Girne’deki kampüs tanınmıyor. İşin bam teli burası. Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı dönemdeki yasal mevzuat ile belirlenir. Sayın İmamığlu’nun yatay geçiş başvurusu Ağustos 1990’da. Yani YÖK’ün istismar edilen raporundan 1.5 sene önce. O dönem için tanınırlık ve denklik şartı getirilmiş değildir. Mevzuatta da buna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tsanınırluk şartı aranması hukuken mümkün değildir.”


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Daha sonra tekrar sözü alan Adem Sözüer, şöyle konuştu: “Belgelerin gerçekliği konusunda bir tartışma yok. İmamoğlu’nun hileli veya hukuka aykırı bir davranışı yok. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın İmamoğlu’nu neden ifadeye davet ettiği yazmıyor. Normalde kanuna göre neyle suçlandığınız yazar. Burada yürütülen bir soruşturma deniyor. Bir fiil söylenmesi lazım ama anlaşılan bir suç tespit edilememiş. Böyle hukuka uygun işlemleri sorgulama yeri değildir savcılık.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com