AP Türkiye Raportörü ‘en garip şeyler bile normal karşılanıyor’ dedi: ‘Mesela genç bir kız hazırladığı ödev nedeniyle terörden soruşturuluyor…’

AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, "En garip şeyler bile insanlar tarafından normal karşılanır oldu Türkiye’de" diyerek örnek verdi: "Mesela genç bir kız evde hazırladığı bir ödev yüzünden sorgulanıyor, hem de terörle bağlantılı suçlardan. 'Ödevini neden orada yaptın?' diye soruluyor. Bütün bunları dışardan izliyoruz."

  • ü
  • 24 Şubat 2025
  • ü
  • Gündem

Beş senedir Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raportörü olarak görev yapan İspanyol Nacho Sanchez Amor, Türkiye’de son dönemde yaşananlar üzerinden çok sert eleştirilerde bulundu, kendisine “haddini bil” mesajı geldiğini açıkladı.

T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Amor, “Türkiye artık ‘AB’ye daha az aday’ ülke; Avrupa’dan kimse çalışanlarının soruşturma ve tutuklanma riski olan bir ülkeye yatırım yapmaz” dedi.

“Şimdi tabii kayyım sistemi benim açımdan çok acı verici ama başka çok şey oluyor” diyen Amor, “Mesela genç bir kız evde hazırladığı bir ödev yüzünden sorgulanıyor, hem de terörle bağlantılı suçlardan. ‘Ödevini neden orada yaptın?’ diye soruluyor. Bütün bunları dışardan izliyoruz. Ülkenizin imajının ne olduğunu gerçekten hayal edebiliyor musunuz?” örneğini verdi.

Nacho Sanchez Amor röportajından öne çıkan bölümler şöyle:

‘KAYYIM SİSTEMİ DEMOKRASİYE DARBE’

“Maalesef her hafta yeni bir kayyım ataması haberi alıyoruz. Hatta şu anda biz konuşurken yeni bir belediyeye kayyım atanmış olabilir. Bir de tabii bazı vakalarda çok tuhaf prosedürler uygulanıyor. Buradaki asıl konu şu; kayyım sitemi demokrasiye bir darbedir. Ben kayyım sitemini gündeme getirdiğimde Türk yetkililerin yanıtı hep şu oluyor; ‘Bu bizim yasalarımızda var’ Hayır yok. ‘Var’ dediğiniz yasa tamamen kendi anayasanıza aykırıdır. Çünkü siz mahkeme kararı olmadan bir belediye başkanını görevden alamazsınız. Şu anda Türkiye’de olan belediye başkanlarının hukuki bir sürecin sonunda mahkeme kararıyla değil idari kararla görevden alınmasıdır.”

‘BU GİDİŞLE ÜLKENİN YARISI TERÖRİZMLE SUÇLANABİLİR’

‘Bu gidişle Türkiye nüfusunun yarısı terörizmle suçlanabilir. Benim yorumum şu; siyasi rehine alma meselesi Türkiye açısından eski bir politika. Siyaset bunun üzerinden yapılıyor. Pazarlıklarda kullanılmak üzere siyasi rehineler tutuluyor. Şimdi mesela bir çözüm süreci var ve bazı DEM Partili yöneticiler rehine alınıyor. CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı meselesinde Ekrem İmamoğlu rehine alınıyor. Bunların hepsini siyasetteki pazarlıklarda ilerde kullanmak üzere rehine alma yöntemi olarak görüyorum.”

‘EN GARİP ŞEYLER BİLE NORMAL KARŞILANIR OLDU’

“En kötü olan ise sizin Türkiye toplumu olarak bütün bunları normalleştiriyor olmanız. Kamuoyu ve medyanın büyük bölümü bunları neredeyse normalleştiriyor. Seçilmiş bir belediye başkanının yerine hükümetin bir yetkilisinin atanmasını normalleştirme noktasına geldiniz. En garip şeyler bile insanlar tarafından normal karşılanır oldu Türkiye’de. Bunlar o kadar sık aralıklarla ve o kadar çok kereler oldu ki toplumun genelinin artık bunları ‘normal’ sanması da bir ölçüde anlaşılabilir bir şey. Ama toplumun hatırlaması gerekiyor; hukukun üstünlüğünün olduğu normal bir ülkede böyle şeyler olamaz. Şimdi tabii kayyım sistemi benim açımdan çok acı verici ama başka çok şey oluyor. Mesela genç bir kız evde hazırladığı bir ödev yüzünden sorgulanıyor, hem de terörle bağlantılı suçlardan. ‘Ödevini neden orada yaptın?’ diye soruluyor. Bütün bunları dışardan izliyoruz. Ülkenizin imajının ne olduğunu gerçekten hayal edebiliyor musunuz?”

‘TÜRKİYE TOPLUMU TESLİMİYETÇİ GÖZÜKÜYOR’

“Dışardan bakınca insanların düşündüğü şeylerden biri de Türkiye toplumunun hükümetin bu yaklaşımları konusundaki teslimiyetçiliği. AKP yeniden seçildiğine göre aslında toplumun çoğunluğu böyle bir yönetim modelini onaylıyor. ‘Demek ki Türkiye’de de insanlar Rusya tipi bir yönetim modelini onaylıyor’ diye bakılıyor belki. Çünkü görüyoruz ki demokrasi mücadelesi şehirli seçkinler ve eğitimli insanlarla sınırlı.”

‘BANA HADDİNİ BİL MESAJI GÖNDERİLDİ’

“Bana ‘Haddini bil’ denildi. Yani bana ‘Yerini bil’ mesajı gönderiliyor. Ve ben yerimi elbette çok iyi biliyorum. Ben raportör olarak kendi başıma, kendi inisiyatifimle bir iş yapmıyorum. Ben Türkiye ile ilişkilerin yürütülmesi ve değerlendirilmesi için Avrupa Parlamentosu tarafından davet edilmiş ve resmen görevlendirilmiş bir kişiyim. Ve haddimi de yerimi de çok iyi bilirim.”

‘BUGÜNKÜ DURUMUN EN BÜYÜK KURBANI MEHMET ŞİMŞEK’

“Devamlı AB’den bir şey talep ediliyor ama içerde yapılması gereken reformlardan ses seda yok. Bu sürecin sonunda geldiğimiz nokta da işte Türkiye’nin AB açısından sadece bir ‘komşu ülke’ye dönüşmesi. Ve bu durumun en büyük kurbanının da Mehmet Şimşek olduğunu düşünüyorum. Kendisiyle henüz görüşmedim. Birtakım planlamalar yapıldı ama denk getiremedik. Mehmet Şimşek bazı rasyonel politikalar uygulamaya çalışıyor. Ama sonuçta Mehmet Şimşek’in kredibilitesi de TÜSİAD yöneticilerinin sorguya alınmasıyla zarar görüyor. Hem de neden? İş dünyasından birileri hükümeti eleştiren bir şeyler söylediler diye.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com