İktidar muhalefetin tüm unsurlarına yargı sopası göstermeye devam ediyor. “Bilirkişi” iddianamesinde İmamoğlu’na siyasi yasak ve 4 yıla kadar hapis istenirken Halk TV çalışanlarına hapis cezası talep edildi. Sendikacılar "sendikacılık" yaptıkları için tutuklanırken, belediyelere de kayyım atanmaya devam ediyor. Cemaat gözaltıları da aralıksız sürüyor...
Baskıyı her geçen gün artıran, muhalefete yargı sopası gösteren, her hafta başına yeni bir gündem bırakan iktidar bu haftayı da pas geçmedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Halk TV çalışanları hakkında yürütülen ‘bilirkişi’ soruşturması tamamlandı. İddianamede, İmamoğlu hakkında “yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak istendi. Antep’de greve çıkan işçilerin bağlı bulunduğu sendikanın başkanı tutuklanırken, Van’a kayyım protestolarına aktılan 20 kişi de cezaevine yollandı.
BirGün gazetesindeki habere göre; gazeteciler Barış Pehlivan ile Kürşad Oğuz hakkında 4 yıldan 14 yıla kadar, Suat Toktaş, Seda Selek ve Serhan Asker hakkında ise 4 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Bilirkişi yayını nedeniyle başlatılan soruşturmada müşteki sıfatıyla ifade veren bilirkişi Satılmış B., “Hali hazırda devam eden Adalar ve Silivri Belediyeleri hakkında ‘ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasına yönelik dosyalardaki soruşturmaya ilişkin rapor ise henüz hazırlık aşamasında olup, dosyaya sunulmamıştır” dedi.
İmamoğlu hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, ‘sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır” maddesinin uygulanması talep edildi. İddianame, değerlendirilmek üzere Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Ekrem İmamoğlu, “yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlamasıyla hakkında istenen 4 yıla kadar hapis cezası talebini, “Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli. Sayın Cumhurbaşkanı” sözleriyle değerlendirdi.
İmamoğlu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Hakkındaki davalara değinen İmamoğlu, “25 yıla kadar hapis, 5 kez siyasi yasak getirilmeye çalışılan kişi olarak diyorum ki bunların hepsinin arkasında sayın Cumhurbaşkanı var. Er meydanında mertçe güreşilir. Demokrasi de öyle bir şeydir. Mertliğe davet ettim defalarca ama tercih başka. Heybeden, turplardan bahseden kendileri. Kasımpaşa mertlik demektir, burada doğup büyümüş birinin buna yakışan şekilde davranmasını diliyorum” diye konuştu.
İmamoğlu, şunları söyledi: “Milletimizi derinden üzen, yargı sistemimize büyük bir kara leke gibi işlenen zaman dilimini yaşıyoruz. Bu kadar pervasız bir dönemi ülkemiz ilk kez yaşıyor. İddianameyle şu anda beşinci siyaset yasağı süreci… 25 yılı aşan bir hapis cezasıyla yargılanan bir kişi durumundayım. Bırakın iddianameyi kaleme alınacak bir şey değil. Beni siyasette devre dışı bırakma çabasını gösteren kişinin adı belli. Sayın Cumhurbaşkanı.
Arkamda duyduğum en büyük gücün de 86 milyon insanımızın o duygularıdır. İddianame benim hiç umurumda değil, vız gelir tırıs gider. Bahsi geçen konudaki 4 gazeteci dostuma da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Demokrasinin olmadığı yerde sermaye de gelmez üretim de olmaz. Milletimize ve geleceğine yazık ediyorsunuz.”
İmamoğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladıktan sonra X hesabından yaptığı paylaşımda da “Hakkımda 25 yıl hapis cezası istenen davaların altında Sayın Cumhurbaşkanının imzası vardır, başkasının değil, kimseyi kandıramazsınız. Kendisini mertçe mindere, sandığa davet ediyorum. Kasımpaşalı gibi davransın, Bizans oyunlarıyla yargı aracılığıyla ayak oyunları yapmayı bıraksın. Bu millet cesur olanı, mert olanı sever” ifadelerini kullandı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında hazırlanan iddianamede Özdağ hakkında 4 yıl 8 ay hapis cezası talep edildi. Özdağ’ın 19 Ocak’ta partisinin il başkanları istişare toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kullandığı sözlerden dolayı resen soruşturma başlatıldığı belirtilen iddianamede, Özdağ’ın “Cumhurbaşkanına hakaret” suçunu işlediği savunuldu. Özdağ hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan tutuklama kararı verildiği, bu suç yönünden ayrılan soruşturmanın devam ettiği aktarıldı. Öte yandan Gezi eylemlerini yönlendirme suçlamasıyla tutuklanan Ayşe Barım hakkında dün tahliye kararı verildi. Barım cezaevinden çıkmadan yeniden tutuklama kararı çıktı. Karara sosyal medyada tepki yağdı.
Bitlis’te DEM Partili Tatvan Belediyesi Eş Başkanı Mümin Erol ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla gözaltına alındı. Belediye binasında gözaltına alınan Mümin Erol’un emniyette götürüldü. Savcılıkta ifadesi alınan Erol, serbest bırakıldı. Öte yandan 31 Mart Yerel Seçimlerinde AKP’den DEM Parti’ye geçen Erol, mazbatasını aldıktan sonra göreve başladığı gün Erdoğan’ın fotoğrafını makam odasından kaldırdığı gerekçesiyle hedef haline getirilmişti. Bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcılığı, Erol hakkında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçundan resen soruşturma başlatmıştı.
Antep Başpınar’da düşük ücret dayatmasına karşı başlayan kitlesel eylemlerin 12. günüde, işçilerin örgütlendiği BİRTEK-SEN’nin başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı. Gaziantep Barosu Başkanı Bülent Duran ve beraberindeki avukatlar duruşmaya sokulmadı. Türkmen ifadesinde, “İşçilerin demokratik ve ekonomik haklarını elde etmek amacıyla yaptıkları eylemlere destek vermek bizim görevimizdir. Bu eylemler sürecinde herhangi bir suç unsuru oluşan bir eylem gerçekleşmemiştir” dedi.
Öte yandan Abdullah Zeydan’a verilen hapis cezasının ardından Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından gerçekleşen protestolara katılan 20 kişi tutuklanarak cezaevlerine gönderildi. Eylemleri takip eden çok sayıda gazeteci de darp edilerek gözaltına alındı, mahkemede serbest bırakıldı.
Bu arada Gülen cemaatine yönelik soruşturma ve gözaltılar da aralıksız sürüyor. İstanbul merkezli düzenlenen operasyonda, birlikte TUS sınavına çalışmak suçlamasıyla alen aktif görevde olan 17 doktor gözaltına alındı.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
