Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama Türkiye'de işler hiç iyiye gitmiyor. Ağır bir yoksulluk ve işsizlik dalgası kapıda. Türkiye'de hiçbir maaş, artık yüksek değil. Hele 17 bin liralık asgari ücret, sefalet ücretinden başka bir anlam ifade etmiyor. İnsanlar kuru simidi dahi alamayacak durumda...
Haberi görmüş olmalısınız, Ankara’da 10 liradan satılan simidin fiyatı 15 lira oldu. Bu haberi kamuoyuyla paylaşan Simitçiler Odası Başkanı ise özür dileyerek, zammı yapmak durumunda kaldıklarını anlatmış. Un, elektrik, su, yağ ve diğer maliyetler katlanınca arttırmak zorunda kaldık, demiş.
Zam yaptığı için özür dileyen bir esnaf odası başkanı şaşırtıcı olsa da simit fiyatının geldiği nokta herkesin gündemine girdi. Öyle ya, en sıradan bir öğün parçası, herkesi dehşete düşüren bir fiyata ulaşmış durumda.
Simit deyip geçmemek lazım. Başkent’te yüz binlerce işçi, memur ve öğrenci sabahları onunla karnını doyurup iş başı yapıyor. Kiraların alıp başını gittiği, yaşam maliyetlerinin en üst seviyeye çıktığı bir ortamda simit, öğrenciler için “can kurtarıcı” rolünde. Sabah öğünü atlandığında öğlen simitle karnını doyuran öğrenciler, akşamları da çoğu zaman simitle doyuyor. Ancak yeni fiyatlar artık bunu imkansız hale getirecek cinsten. Bu saydığımız ihtimaller üniversite öğrencileri için. Daha alt sınıflar için durum daha felaket.
Türkiye’deki ortaokul ve lise öğrencilerinin günlük harçlıkları ortalama 20 TL. Aileler hesap kitap yapıyor. Geniş yoksul kesimlerinin önemli bi bölümü her gün o 20 TL’yi dahi vermeyecek durumda. Bu öğrenciler bırakın kantinden düzgünce beslenebilecekleri bir gıdaya erişimi, simidi dahi artık zorlukla alabilecekler.
Tam bu noktada geçenlerde sosyal medyada viral olan bir video geldi aklıma. Mikrofon uzatılan bir ortaokul öğrencisi, “Günlük harçlığım 20 TL, lütfen şu simidin fiyatını düşürün. Tostu zaten yiyemiyorum” diyordu. Kantinden istediği şeyi alamadığı için hayallerinin yıkıldığını anlatan öğrenci, elindeki simidi göstererek, “Ne olursunuz bunun fiyatını düşürün” diyordu. Düşmek ne demek, o simit artık daha pahalı…
📌Bir kız çocuğunun okul kantinindeki fiyatlara dair söylediği sözler sosyal medyanın en çok konuşulan gündemleri arasına girdi:
🗣️”Günlük harçlığım 20 TL, lütfen şu simidin fiyatını düşürün. Tostu zaten yiyemiyorum” pic.twitter.com/AI0IRdaSPc
— Kısa Dalga (@kisadalgamedya) January 22, 2024
4 kişilik bir aile, her biri 3 öğün 2’şer simit yese, günlük 360 lira ediyor. Aylık ise 11 bin liraya dayanıyor. Yani 4 kişilik bir aile, başka hiçbir şey yemese, sadece simitle beslense bile aylık ortalama 11 bin TL ödemek zorunda.
Asgari ücretin 17 bin TL olduğunu, bu 4 kişilik ailenin 2 çocuğunun küçük olduğunu, annenin de çalışmadığını varsayın, rakamın korkunçluğu daha net ortaya çıkacaktır. Tek maaşla geçinen bir ailenin başka hiçbir mutfak harcaması olmasa, sadece simit yese ulaştığı rakam, başka harcamalar yapıldığında nereye fırlar varın düşünün.
Korkunç bir ekonomik krizin ortasında en temel besin maddelerine ulaşmak günden günde imkansız hale geliyor. Vatandaşın sadece kuru ekmek ve simide dahi maaşının neredeyse çoğunu harcadığı bir ortamda peynir, yumurta, süt, taze meyve ve sebze tüketmeleri ise gün geçtikçe daha da zorlaşıyor. Tavuk etinin dahi artık lükse dönüştüğü ülkede, kırmızı etin uzak bir hayal olduğunu anlatmaya gerek yok.
Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama Türkiye’de işler hiç iyiye gitmiyor. Ağır bir yoksulluk ve işsizlik dalgası kapıda. Türkiye’de hiçbir maaş, artık yüksek değil. Hele 17 bin liralık asgari ücret, sefalet ücretinden başka bir anlam ifade etmiyor. İnsanlar kuru simidi dahi alamayacak durumda, yukarıda hesabını yaptık…
Buna yaşamak da denmez, çalışıp kazanmak da. Olsa olsa “açlık oyunları”nın Türkiye versiyonu denir…