İhracat ve turizm sektörleri döviz kurlarındaki düşük seyirden rahatsızlıklarını sürekli açıklamaya ve isyan etmeye devam ederken, dolar kuru yeni haftaya yeni rekorla başladı.
Velev Analiz – Serbest piyasada dolar 34,9620 liradan, euro 36,8190 liradan haftaya başladı. Dolar bu seviyesiyle yeni zirvesini görmüş oldu.
Cuma günü kapanışta doların satış fiyatı 34,9500 lira, euronun satış fiyatı ise 36,7460 lira olmuştu.
Dolar ve euro serbest piyasada tarihi seviyeleri göredursun, ihracatçı sektörler bu seviyeleri yeterli görmüyor.
Dedeman Hotels & Resorts International (DHRI) Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray, Dünya’ya yaptığı açıklamada, turizmcilerin 2024 yılında uygulanan sıkı politika para politikaları nedeniyle kârlılıktan feda ettiklerini belirterek, “2025 yılında yüzde 30 enflasyon hedefleniyorsa dolar da yüzde 30 realize olmalı. Bugün geldiğimiz noktada dolar 35 TL’lere dayanmış durumda. Önümüzdeki yıl 42 TL civarına gelmesi gerekiyor. Turizm sektörü başka türlü ayağa kalkamaz, ayakta da kalamaz” çıkışını yaptı.
Diğer yandan ihracatçı sektörler de kurların düşüklüğünden yakınıyor. Bu kur seviyeleriyle kar edemeyip işçi çıkardıklarından yakınıyor. Başta otomotiv ve makine sanayi olmak üzere deriden ve tekstile kadar bütün sektörlerde de TL için devalüasyon beklentisi var. Sanayi sektörü kurun Merkez Bankası tarafından baskılandığını, gerçek seviyesinin altında kaldığı ve bunun da ihracatçıları zarara soktuğunu söylüyor.
Türkiye’de dışarıyla çalışan sektörler ağırlıklı olarak dolarla alıp, euroyla satış yaptığı için hem paritedeki gelişmelere bağımlı (dolar ile euro fiyat farkı) hem de euronun biraz daha yükselmesine ihtiyaç duyuyor. Onların da beklentisi kur da 40 TL’nin üzerindeki seviyeler.
Vatandaş cephesine bakıldığında ise tablo daha da vahim hale geliyor. Zaten yüksek enflasyonla ezilen sabit ve düşük gelirliler, döviz kurlarındaki her artışta daha da fakirleşiyor. Gelirleri otomatikman azalıyor. Çarşı Pazar daha da pahalanacağı için harcama limitleri düşüyor. Kısacası turizm ve ihracatçı sektörlerin can suyu gördükleri döviz fiyatlarındaki artış, toplumun geneli için sefalet anlamına geliyor. Hayat pahalılığını bir türlü dizginleyemeyen hükümet, toplumu kur ve enflasyon ikileminde çaresiz bırakıyor.