Ölmez ağacın öyküsü

Bu sene Ege ve Akdeniz’de zeytin hasat sezonunun son günleri yaşanıyor. Sofralıklar ayrılıyor, yağlar sıkılıyor. Adına “Ölmez Ağaç” denilen, antik dönemden beri insanlığın hikayesine eşlik eden, şifa kaynağı zeytin ağacı bize neler anlatıyor?

Bu sene de zeytin sezonunda sona yaklaştık. Yeni yıla dallarda çok az zeytin kalacak, yağ fabrikaları faaliyetlerine son verecek. Sofralıklar satılmış, yağlar sıkılmış olacak. Şubat ayıyla birlikte zeytin ağaçları artık yeni sezon için dinlenme ve hazırlık dönemine girecek. Bir nevi kamp süreci denebilir. Budamalar yapılacak, ilaçlar atılacak, tarlalar sürülecek.

Bu yıl zeytin verimli yılındaydı. Çiftçinin deyimiyle ‘var yılı’ oldu. Ancak yaz ve sonbaharın kurak geçmesi mahsule iyi gelmedi. Özellikle Ege’de taneler küçük kaldı. Üretici de çareyi yağa dönmekte buldu. Ege ve Akdeniz bölgesinin doğal şifa kaynağı zeytinyağı bu sene çok bol üretildi. Bunun fiyatlara etkisi önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Malum geçen yaz zeytinyağı fiyatları çok yükseldiği için hükümet 3 aylık ihracat yasağı getirmişti firmalara. Türkiye gibi dünyanın en büyük zeytin üreticisi üç ülkesinden birinde (İspanya ve İtalya ile birlikte) zeytinyağının bu kadar pahalı olması pek anlaşılır değil ama sonuçta ne çiftçi halinden memnun, ne zeytin sanayicileri ne de tüketiciler.

NAZIM’IN DİZELERİNDE ZEYTİN

Güncel dertler bir yana bu yazıda biraz Zeytin Ağacı’na yakından bakmak istiyorum. Diğer bir adıyla Ölmez Ağaca. Zeytin ağacına Ege’de ‘Ölmez Ağaç’ denir çünkü onun yaşı yoktur. Binlerce yıl yaşayabilir. Ege’de hala asırlık, hatta yaşı bini bulan zeytin ağaçları var ki, bunların tespit edilenleri, ilgili kurumlar tarafından ‘anıt ağaç’ statüsüyle koruma altına alınıyor.

İstanbul- İzmir Otoyolu hattında kamulaştırılan Manisa’nın Akhisar ilçesindeki bir araziden sökülüp Antalyada Vakıf Zeytinliğine dikilen 800 ve 1200 yaşlarındaki 2 zeytin ağacı, 2 yıl sonra toprağa uyum sağladı. (Fotoğraf.Mehmet Çınar)

Zeytin ağacının ölümsüzlüğünü en iyi büyük şair Nazım Hükmet anlatmıştır aslında, şu dizeleriyle…

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

Yetmişinde bile, mesela zeytin dikeceksin,

Hem de çocuklara falan kalır diye değil,

Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

Yaşamak yanı ağır bastığından

İsrail’de Filistinli aile zeytin topluyor. (FOTOĞRAF: HAZEM BADER / AFP)

 ZEYTİN DALI BARIŞIN SEMBOLÜ

Bu dizeler zeytin ağacının yaşama sevinci ve insanın ölümsüzlük arayışıyla ne kadar özdeşleştiğinin göstergesi. Her yıl 26 Kasım’da Dünya Zeytin Ağacı Günü (Word Olive Tree Day) kutlayan UNESCO’nun Başkanı Audrey Azoulay, ölmez ağacı şöyle anlatıyor: “Zeytin Ağacı binlerce yıldır insanlığa eşlik eden, onun özlemlerini somutlaştıran evrensel bir ağaçtır. Çünkü efsanevi uzun ömrü ve küllerinden yeniden doğma yeteneğiyle anın dar görüşlülüğünün ötesine ulaşır. Bir zeytin ağacı dikmek ve meyvesini yemek, insanlık kervanına katılmaktır.”

Zeytin, insanlık tarihine eşlik ettiği onca yıl içerisinde, sadece bir sağlıklı beslenme kaynağı değil, aynı zamanda kültürel bir sembol haline de gelmiştir. Zeytin dalı tüm dünyada barışın sembolüdür. Hasımların birbirlerine zeytin dalı uzatması, kavgaları sona erdirir.

ONUN ANAVATANI AKDENİZ

Zeytin ve onun meyvesi o kadar ilginç özelliklere sahiptir ki, aynı bölgede yer alan aynı türdeki ağaçlardan farklı aromalarda yağ elde edilebilir. Zeytin ağacı, altındaki toprakta bulunan bitki örtüsünden bile etkilenir. Yağının aroması ona göre farklılaşabilir. Bu elbette daha çok gurmelerin alanına girer. Zeytin ağacının nevi şahsına münhasır özelliklerinden biri de, yapraklarını hiç dökmemesi ve yaprakların yaz kış yeşil kalmasıdır. Bu yönüyle de eşsizdir. Zeytinyağı özgül ağırlığı en düşük yağdır. Bu sebeple diğer sıvılarla karıştığında hemen üste çıkar. “Zeytinyağı gibi üste çıkmak” deyimi de bu özelliğinden gelmektedir.

Ayvalık’ta zeytin hasadı

Elbette zeytinin anavatanı Akdeniz havzasıdır. Dünyada üretilen zeytin ve zeytin yağının yüzde 90’ı Akdeniz çevresindeki ülkelerde üretiliyor. Zira ölmez ağaç aşırı sıcak ve soğuktan hazzetmez. Onun yaşayabilmesi için eksi 7 ile artı 40 arası sıcaklıklardan fazlası olmaması gerekir.

ANTİK DÖNEMLERDEN BERİ İNSANLIĞIN PARÇASI

Zeytin, Romalılara ve Yunanlılara da Doğu Akdeniz’den geliyor. Romalılar zeytini çok sevmiş ve doğal acılığını almak için salamura yaptıkları zeytinleri yemek masasına taşımışlar. Antik çağlardan beri insanoğlunun hep hayatının içinde olmuş bir ağaç zeytin. Akdeniz tarihinin, uygarlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olan zeytini, Kıbrıs ve Girit’e de MÖ 3000 yıllarında Ortadoğulu denizciler götürmüş.

Zeytin kelimesinin kökeni de bu kutsal bitkinin Akdeniz’e ait olduğunu gösteriyor. Türkçe’de ve birçok Batı dilinde zeytin anlamında kullanılan sözcükler, Doğu Akdeniz kökenli iki sözcükten türemiş. Eski Girit’te elaiwa sözcüğü hem zeytin hem yağ anlamına geliyor. Semitik bir sözcük olan ulu da aynı anlamda kullanılmış ve giderek Yunanca’daki oleum ve Latince’deki oli sözcüklerine dönüşmüş.

Türkiye zeytin yetiştiriciliğinde önemli bir yere sahip.

Arkeolojik kalıntılara göre, zeytin yetiştiriciliği Anadolu’da 6000 yıl önce başlamış ilk ıslah ve kültür çalışmaları da Samiler tarafından yapılmıştır.

KURANDA SIK SIK ANILIYOR

Antik dönemde Mısırlılar Tanrı Osiris’in karısı İsis’in insanlığa zeytinciliği öğrettiğine; Yunanlılar zeytin ağacının Bilgelik Tanrıçası Athena’nın insanlığa bir hediyesi olduğuna inanırlar. Tarihçi Herodot’un yazdıklarından Athena’nın, moriae diye bilinen  kutsal zeytin ağaçlarının özel yasalarla korunduğunu öğreniyoruz. Tek tanrılı dinlerin kutsal kitaplarında da zeytin ve zeytinyağı sıkça anılıyor. Kuran-ı Kerim’de pek çok ayette zeytin ağacı geçer. Özellikle Tin suresinde 1. Ayet, “Yemin olsun incire ve zeytine” diye başlar.

Hıristiyanlar, Kudüs’teki Süleyman Tapınağı’nın kapılarının ve İsa’nın çarmıha gerildiği haçın da Adem’in mezarında yetişen bu ağaçlardan yapıldığına inanıyor.

Fotoğraf: Songül Karadeniz

Bu efsanelerin pek çoğunda zeytin ağacı düzeni, yerleşikliği, bolluğu, ölmezliği, yeniden doğuşu anlatıyor, yani hayatı ve barışı temsil ediyor. Bunun zeytinin fiziksel yapısıyla da bir bağı olmalı. Zeytin ağacı bir kez toprağa tutunduktan sonra kolay kolay ölmez, öldüğü sanıldığı anda köklerinden yeni filizler verebilir.

TÜRKİYE 118 ÇEŞİDİ VAR

İzmir Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü  verilerine göre; Ülkemiz genelinde yetiştirilen 118 çeşit zeytin türü bulunmaktadır. Bunlar arasında en bilinen ve yaygın olanları Gemlik, Edremit, Ayvalık, Akhisar Domat, Trilye, Uslu, Domat, Erkence, Sarıulak ve Memecik gibi türler. Zeytinin yeşili de siyahı da makbul. Yeşilinden turşu, çizik ve kırma gibi çeşitler yapılırken, siyahlaştıktan sonra toplanan Edremit, Aydın ve Trilye türleri hem sofralık hem de yağlık olarak tüketiliyor.

Ayrıca İzmir Kemalpaşa ‘da oluşturulan “Uluslararası Zeytin Arazi Gen Bankasında” farklı ülkelere ait türlerden oluşan 250  çeşit zeytin ağacı koruma altındadır.

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI NEDEN ŞİFA KAYNAĞI?

Zeytin ve özellikle de zeytinyağının bu kadar kıymetli olmasında elbette onun insan sağlığına yönelik çok önemli katkılarının büyük payı var. Zeytinyağı, yeryüzündeki en sağlıklı beslenme türlerinden kabul edilen Akdeniz Diyeti’nin amiral gemisidir.

Zeytindeki oleik asit, kan kolesterolünü düzenlemeye, LDL kolesterol seviyelerini (kötü kolesterol) düşürmeye ve HDL kolesterolü (iyi kolesterol) artırmaya yardımcı olur.

Balıkesir’in Edremit Körfezi’nde, Kazdağlarının eşsiz doğal ortamında yetişen zeytinin hasadı…

Ayrıca damar duvarlarının sertleşmesini de engeller. Bu, iyi bir kardiyovasküler sağlığa sahip olmaya ve aritmiler, miyokardiyal enfarktüsler veya serebrovasküler kazalar gibi bu tür hastalık riskini azaltmaya katkıda bulunur. Daha basit anlatımıyla zeytinyağı kalbinizin koruyucusudur. Uzun yaşamaları ve kalp rahatsızlığı geçirmemeleriyle meşhur Giritlilerin sırrı da Ölmez Ağaç ’ta saklıdır.

Ayrıca son yapılan araştırmalar, zeytinlerde bulunan oleik asidin sinir sistemi üzerinde çok olumlu bir etkiye sahip olabileceğini ve nöronların gelişimini ve hayatta kalmasını destekleyeceğini, böylece Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkları önleyebileceğini düşündürmektedir. Zeytin ayrıca zihinsel gelişime de yardımcı olur. Zeytinden elde edilen A ve E vitaminleri ile tokoferoller – bağışıklık sistemini daha güçlü bir hale getirir. Bu sayede zeytin, bazı hastalıkların ortaya çıkmasını veya gelişmesini önlemede önemli bir rol oynayabilir.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com