Kocaeli’de halı fabrikası sahibi Nurhan Ör’ün öldürülerek cesedinin asitle eritilmesi davasında dikkat çekici bir ifade ortaya çıktı. "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklardan Ferdi Gün, diğer sanıklardan Işık Eren'in (57) 80'li yıllarda hazırladığı bir ölüm listesi olduğunu açıkladı.
Kocaeli’de halı fabrikası sahibi Nurhan Ör’ü (56) öldürüp, daha sonra cesedinin asitle eritilerek yok edildiği cinayete ilişkin, lise arkadaşlarının da aralarında bulunduğu tutuklu 6 sanığın yargılanması Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. “Tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklardan Ferdi Gün, diğer sanıklardan Işık Eren’in (57) 80’li yıllarda hazırladığı bir ölüm listesi olduğunu belirterek, “İlk sırada S.B. isimli biri vardı. Nurhan Ör ikinci sırada idi. Listede hatırladığım isimleri emniyette verdim” dedi.
Körfez ilçesindeki Hereke bölgesinde faaliyet gösteren ünlü bir halı fabrikasının sahibi Nurhan Ör’den 7 Kasım 2023 tarihinden bu yana haber alamayan yakınlarının ihbarı üzerine polis ekipleri hareke geçti. Yapılan çalışmalarda, yaklaşık 1000 saatlik güvenlik kamerası kaydının incelenmesinin ardından Ör’ün en son lise arkadaşı olan Işık Eren (57) ile görüştüğü saptandı. Kamera kayıtlarında İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde Eren’e ait galeriye giden Nurhan Ör’ün, buradan bir daha ayrılmadığını belirleyen polis, aracını ise Kocaeli’nin Gebze ilçesinde terk edilmiş halde buldu.
Ekipler, yaptığı araştırmada Ör’ün Sultanbeyli’deki galeride darbedilerek bayıltıldığını, bir aracın bagajına konularak Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki çiftliğe getirildiğini ve burada vücudunun parçalara ayrılarak asitte eritildiğini tespit etti. Ekiplerin çalışmaları kapsamında gözaltına alınan Işık Eren, Ahmet Toraman (58), Bahadır Toraman (31), Ceyhun Azak (58), Emrah Dakal (35) ve Ferdi Gün, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ör için geçen yıl 15 Kasım’da gıyabi cenaze namazı kılındı. Cenazede musalla taşına tabut yerine güller konuldu.
Cumhuriyet savcısı tarafından hazırlanan iddianamede tüm sanıkların, ‘Tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile ayrıca Ferdi Gün ve Ceyhun Azak’ın ruhsatsız silah taşıma ve bulundurma suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuklu sanıkların tamamı, Ör’ün yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.
Ör’ün asitle eritildiği çiftliğin kendisine ait olduğunu belirten lise arkadaşı tutuklu sanık Ceyhun Azak, herkesten özür dilediğini belirterek, cesedin Nurhan Ör’e ait olduğunu bilmediğini ileri sürdü. Sanık Azak, Işık Eren’in kendisine, birisiyle borç- alacak meselesi olduğunu, çiftliği para karşılığı kullanıp kullanamayacağını sorduğunu anlatarak, “Ben de kabul ettim ancak ne tür iş yapacaklarını bilmiyordum” dedi.
Sanıklardan Ferdi Gün ise çiftlikte olanları anlatarak, “Çiftliğe gittiğimizde Ceyhun el arabasını getirdi. Bagajdan halıyı indirdi. Halıyı açtığında nabzına bakıp ‘Ölmüş’ dedi. Işık’ı da arayıp ‘Kuzu ölmüş’ diye söyledi” ifadelerini kullandı. Ceyhun Azak’ın verdiği tulumlarla üzerlerini değiştirdiğini ve Azak’ın yere beyaz naylon serip satır ve baltayla cesede vurduğunu anlatan Gün, “Balta ile kafasını kesmiş, kafasını görünce öğürmeye başladım. Kar maskesi halen Nurhan Ör’ün kafasındaydı. Ceyhun her şeyi biliyordu. Parçalayıp küçük varillere koydu. Ben kendisine keserken hiç yardım etmedim” dedi.
Sanıklardan Işık Eren’in 80’li yıllarda hazırladığı bir ölüm listesi olduğunu ileri süren Ferdi Gün, “İlk sırada S.B. isimli biri vardı. Nurhan Ör ikinci sırada idi. Bir sonraki kurban kadındı. Listede hatırladığım isimleri emniyette verdim” diye konuştu.
Olaydan sonra Nurhan Ör’e benzemek için sakalını boyatan ve güvenlik kameralarına Nurhan Ör’müş gibi görüntü verdiği belirlenen sanık Emrah Dakal ise Ferdi Gün’ün araması üzerine hat ve biber gazı tedarik ettiğini, olaydan 1 gün önce de sakalını boyattığını anlattı. Dakal, halıya sarılı haldeki cesedi gördükten sonra sanıklardan Ferdi’nin kendisine silah çekerek ‘Bunlar aramızda kalacak’ dediğini anlatarak, “Uyuşturucu kullanıyorum, bunun etkisiyle ne yapacağımı bilemedim. Ferdi, ‘Nurhan’ın aracını Gebze’ye bırak, biri alacak’ dedi. Bana telefon verdi, imha etmemi söyledi. Ben de aracı bırakıp, telefonu atıp, eve gittim” dedi.
Sanık Ahmet Toraman, herhangi bir suçu olmadığını ileri sürerek, “Polislere yardımcı oldum, suçsuzum. Emrah, kepengi tamir ettiği için ona 300 TL gönderdim, zaten ona 3- 4 bin lira borcum vardı, sakalını boyatması için o parayı vermedim. Emrah’ın sakalını boyatmasında olayla ilgisi olduğunu düşünmedim” dedi.
Cinayet işleyecek olsa kaçacağını belirten sanık Işık Eren, “Ölüm listemin olduğu iddiaları yalandır. Bu cinayette fayda görecek insanlar lazım. Nurhan ortadan kalksa ölümünden kim çıkar sağlayacak? Benim iş sözleşmem var, benim çıkarım mı var ölmesinden? Nurhan’ın mirası, mal varlığı kime kalacak? Nurhan’ın mal varlığının ve ölümünden sonra zenginleşen kişilerin araştırılmasını talep ediyorum. 145 bin dolarlık halı iddiası var. Nurhan bu halıların satışını yaptı, ben karışmadım” diye konuştu.
Mahkemede dinlenen Nurhan Ör’ün eşi Başak Ör, “Eşimin kaybolduğu gün Işık’a sordum; eşimi görmediğini, ayrıldıklarını söyledi. Şikayetçiyim” dedi.
Ör’ün kardeşi Erhan Ör ise “Nurhan ağabeyim, Işık’a 145 bin dolarlık halı verdi ancak paranın ödenmediğini biliyorum. Nakit olarak vereceğini, Arabistan’a satacağını söylemiş. Nurhan’a sorduğumda ‘para gelmeyecek halı gelecek’ dedi. Bunların insan olduğuna inanmıyorum, şeytanın aklına gelmez bu plan. Şikayetçiyim” dedi. Diğer kardeşi Serhan Ör ise “Kardeşimin cesedini bile bize bırakmadılar. Sanıklardan şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
Duruşma, tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek ileri bir tarihe ertelendi.