Nisan 2019’daki yangında büyük hasar göre Paris’in simge yapısı Notre Dame Katedrali’nin restorasyonu tamamlandı. Ünlü eser bugün tekrar açıldı. Viktor Hugo’nun ünlü romanı, ‘Notre Dame’nin Kambur’una mekân olan 861 yıllık yapı, bir kez daha küllerinden doğdu.
Fransız yazar Viktor Hugo’nun, en ünlü eserlerinden Notre Dame’nin Kamburu romanı, 1831’de yayınladı. Aradan neredeyse iki asır geçmiş. O unutulmaz yapıta hayat veren grotesk Quasimodo, romantik Kaptan Phoebus, iyi kalpli ve talihsiz genç kız Esmeralda ve kötü kalpli Jehan Frollo, bugün hala kitapseverlerin dünyalarını süslemeye, nefes kesici maceraları okunmaya ve tartışılmaya devam ediyor. Hugo bu karakterleri adalet, güzellik ve din temalarının yanı sıra aşkın gücünü keşfetmek için de kullanmıştır. Zalimlikle adalet arasındaki ince çizgiyi göstermiştir.
Tabi bu unutulmaz romanın en unutulmaz yönü hikayesi ve karakterleri değildi elbette. Onun geçtiği mekân, Paris’in en simge yapısıdır. Adından anlaşılacağı üzere orası ünlü Notre Dame Katedrali’dir. Hani şu tuhaf yaratık Quasimodo’nun çatısında bir hayalet gibi bekleyip, zangoçluğunu da üstlendiği katedral.
Dünyaca ünlü bu yapı, 15 Nisan 2019 tarihinde yangın geçirdi. Yangında çatısının taşıyıcı unsurları olan ahşap kirişler ve Viollet – le Duc tarafından eklenen ahşap çan kulesi yandı. Uzun süre binadan çan sesi duyulmadı. Yanan kısımlar binanın içine çöktüğü için ortaya çıkan tablo vahimdi. Konu Fransa’da ulusal mesele haline geldi. Tabi basında manşetleri süsledi. Yeniden yapım konusunda çok farklı fikirler ortaya atıldı. Mesele enine boyuna tartışıldı. Sonuçta bir milyar euroya yakın bağış toplandı.
Olayın devamı zaten basın arşivlerinden takip edilebilir. Ancak biz yine de kısaca hatırlatalım. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, mimar Philippe Villeneuve’yi tarihi yapının restorasyonu için görevlendirdi. Villeneuve, ülkede sayıları 35 olan ‘tarihi anıtlar baş mimarlarından’ biri. O aynı zamanda selefi Viollet -le Duc’un takipçisidir. Villeneuve, mimari çizgisini kendine örnek aldığı Duc’u şöyle anlatır: “Tarihi anıtların restorasyonunu o icat etti. Mimarlar eskiden tarihi yapıları sadece onarırdı ve bunu kendi dönemlerinin tarzında yaparlardı. Ya da onarmaz tamamen yıkarlardı.”
Restorasyon sürecinde boş durmadı Fransa Devleti. Yapılan açıklamalar, yarışmalar, film çekimleri, üç boyutlu animasyonlar ve dünyanın önde gelen dergilerinde yayınlanan makaleler, kültür sanat dünyasının ilgisini hep canlı tuttu. Fransa aslında, ziyarete kapalıyken bile bu değerli anıtının popülaritesinden ve gücünden faydalanmayı bildi.
İşte şimdi, baş mimar Villeneuve’nin, Viollet – le Duc’un izinden giderek restore ettiği Notre Dame Katedrali, 5,5 yıllık aranın ardından bugün tekrar ziyarete açıldı. Cumhurbaşkanı Emannuel Macron, tarihi yapıyı 5 yıl içinde yeniden inşa etme sözünü tutmuş oldu. Paris, tarihi anıtına bir kez daha kavuştu. Öyleyse bizde Notre Dame’ın geçmişine uzanalım biraz.
Sen Nehri üzerinde yer alan İle de la Cite adasında bulunan Notre Dame Katedrali, Gotik mimarinin dünyadaki en önemli eserlerinden kabul ediliyor. Aynı zamanda Paris’in en ünlü birkaç yapısından biri. Paris Piskoposu, Maurice de Sully’nin girişimiyle yapımına 1163’te başlanan katedral, Meryem Ana’ya adanmıştır.
İnşaat başladığında Fransa’da 7. Louis hüküm sürmektedir. Yıllar içinde bölüm bölüm ibadete açılır. Bugünkü görünümünü ise tam 179 yıl sonra, 1345’te alır. Tabi bu kadar uzun geçmişe sahip bir yapı Paris’i temsil ettiği uzun asırlar boyunca çeşitli tehlikelere maruz kalır. Bunların en tehlikelisi 1831’de gerçekleşir. Bir grup isyancı katedrali basarak çatıya çıkar ve devasa boyutlardaki demir haçı devirir. Bu baskın sırasında bazı vitraylar, Meryem Ana ve Hz. İsa heykelleri zarar görür. Hatta katedral için bakımsızlık ve gördüğü zarardan dolayı yıkılması önerisini getirenler bile olur. Bu görüşe karşı çıkanlardan ve katedrali savunanlardan biri ve en ünlüsü yazar Viktor Hugo’dur. Yapıyı anlatmak için, yazının girişinde bahsettiğimiz, Notre Dame’nin Kamburu romanını kaleme alır.
Aslında katedralin bir kez daha ayağa kaldırılması baş mimar Viollet – le Duc kadar, yazar Viktor Hugo’ya da bir saygı duruşu.
Katedralin açılış günü için 8 Aralık gününün seçilmesi de tesadüf değil elbette. 8 Aralık tarihi tüm Katolik dünyasında Meryem Ana’nın Günahsızlığı / Lekesiz Gebelik Yortusu olarak kutlanıyor. Katedralin açılışında ilk ayinin böyle bir günde yapılması Katolikler açısından çok önemli.
Bu süreçte Fransa hükümeti katedrali hep gündemde tutmayı başardı dedik ama bu kolay olmadı elbette. Özellikle ülke kamuoyunda çok ciddi tartışmalar ve gelişmeler yaşandı. İşte onlardan bazıları:
– Katedralin tadilatını denetleme gibi dev bir sorumluluğu üstlenen General Jean-Louis Georgelin, Ağustos 2023’te bir dağ kazasında hayatını kaybetti.
– Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Notre Dame de Paris’in orijinal vitray pencerelerinin çağdaş tasarımlarla değiştirilmesi planını açıkladığında, karara ciddi tepkiler geldi. Macron, 2026 yılında yerleştirilmesi planlanan bu yeni pencerelerin, tarihi anıta 21. yüzyılın modern bir dokunuşunu kazandıracağını savunuyor. Fransız mimarlar Eugène Viollet-le-Duc ve Jean-Baptiste Lassus tarafından tasarlanan orijinal vitraylar, 2019’daki yangından zarar görmemiş olmasına rağmen, Macron’un katedralin güney koridorundaki yedi pencereden altısını çağdaş tasarımlarla değiştirme önerisi, yeni vitraylarla ilgili açılan yarışmaya rağmen hala tartışılıyor.
– Fransa Kültür Bakanı Rachida Dati’nin, Paris’teki Notre Dame Katedrali’ni ziyaret eden turistlerden 5 euro giriş ücreti alınması önerisi tartışmalara yol açtı. Dati, bu ücreti ülkenin harap durumdaki kiliselerinin korunmasına yardımcı olacak bir kaynak olarak görmüş ve bunun yılda 75 milyon euroya kadar gelir sağlayabileceğini öngörmüştü. Ancak bu öneri, hem dini çevrelerde hem de kamuoyunda büyük tepki topladı.
– Kasım ayı ortasında, Gotik yapı Notre-Dame de Paris, Paris Olimpiyat Oyunları sırasında şehirdeki Stade de France stadyumunda kullanılan çanın da dahil olduğu üç yeni çan aldı. Yetkililer, Paris 2024 organizasyon komitesinin hediyesi olan Olimpiyat çanının, Chiara ve Carlos adlı iki küçük çanla birlikte mihrabın üzerine yerleştirileceğini ve ayin sırasında çalınacağını açıkladı. Çanların, Notre-Dame’ın 8 Aralık’taki yeniden açılışından önce gelmesi, 861 yıllık katedralin özenli restorasyonu ve modernizasyonunda bir kilometre taşına işaret ediyor.