Gülen cemaatine yönelik açılan soruşturmalar kapsamında 22 cezaevinde kalan İslamcı yazar Ali Bulaç, itirafçı olmadığı için yaşadığı zorlukları anlattı. Bulaç, kendisinden insanlara iftira atmasının istendiğini söyledi.
Gülen cemaatine yönelik soruşturmalar kapsamında tutuklanan ve 22 ay cezaevinde kalan yazar Ali Bulaç, o dönemde yaşadıklarına dair açıklamalarda bulundu. Youtube’da yayınlanan ‘Atlas Fikir Kulübü’ programında Ali Ağcakulu’nun sorularını cevaplayan Ali Bulaç, bir dönem avukatsız kaldığını söyledi.
Ali Bulaç, o gün yaşadıklarını şöyle aktardı: “Avukatsız kaldım uzun bir süre. Kimse davayı almıyor. Bir avukatım ‘İtirafçı ol’ dedi. Ben de dedim ki ya kötü bir şeyler bilsem itiraf edeyim. Ama ben hiçbir şey bilmiyorum. Etrafımdaki tanıdığım insanlardan hiçbir duyum almadım. Mesela ne diyeyim itirafçı olmak için? Avukat, ‘Fethullah Gülen meczuptur, hastadır, mehdidir. Hz. İsa olduğuna inanıyor, delidir gibi şeyler söyle’ dedi.
Dedim ki ‘Fethullah Gülen’in benim açımdan eleştiriye açık bazı görüşleri var. Sonuçta ben İhvan kökenliyim. Ali Şeriati’nin çizgisindeyim. Fakat ben çıkıp nasıl bunları diyeyim. Bu yakışır mı bana… Onun İslami görüşleri, analizleri Kur’an’ı yorumlama tarzı yazılır, çizilir ama bu senin dediğin bambaşka bir şey’ dedim.
Avukat, ‘Ya bunu bu şekilde söylersin ya da beni de tutuklarlar, dosyayı almıyorum’ dedi ve avukatlığımı bıraktı. Bu kişi Bizim aile avukatımızdı, ismi önemli değil. Daha sonra HÜDA-PAR ve HDP’den iki avukat geldi. Avukatlığımı yapmak istediler ama kabul etmedim.”
Bulaç, Silivri Cezaevi’nde koğuş arkadaşlarından birisinin Şahin Alpay olduğunu belirterek, “Ben ondan istifade ettim. Gerçekten Türkiye’nin seçkin entellektüellerinden birisi. Vicdan sahibi bir insan. Analtik düşünüyor, dünyadan haberi var. Her gün saat 5’te ders yapardık. Ben bir konu anlatırdım, o bir konu anlatırdı, birlikte müzakere yapardık.” ifadesini kullandı.
Hapishanenin çok korkulacak bir şey olmadığını ifade eden Bulaç, “Arkadaşlara peygamber efendimizin hayatını düşünürsek biz burada nimetteyiz dedim. Burada sıcak suyumuz var, günde üç öğün yemek veriliyor. Yatağımız var, haftada bir ziyaretçilerimiz geliyor. Burada biz suçsuz. Eninde sonunda buradan çıkacağız. Burada yapacağımız şey namazımızı kılalım, ibadetimizi yapalım, bol bol kitap okuyalım” dediğini aktardı. Cezaevinde kaldığı için kimseden şikayetinin olmadığını anlatan Bulaç, “Yaşadıklarımı günahlarımın kefareti olarak görüyorum” dedi.
Cezaevinde kaldığı süre içinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisinden sürekli bahsettiğini belirterek, “Ona minnettarım”dedi.
Ali Bulaç, 15 Temmuz sonrası yaşadıklarına dair hatıralarını da anlatıyor. Gözaltındayken rahatsızlandığını, şekerinin 500’lere kadar çıktığını, hastaneye kaldırıldığını anlatan Bulaç, kaldırıldığı hastanede ranzaya kelepçelendiğini anlatıyor. Kendisinin bizzat emniyete giderek teslim olduğunu ancak buna rağmen evinin talan edildiğini söyleyen Bulaç, “Evden aldıkları bilgisayarım, dosyalarım vardı. Hala alamadım. Mahkeme iadesine karar verdi. Emniyet’e 4 kez gittim ancak geçiştirdiler. Artık vazgeçtim.” diyor.