İstanbul’daki sinagoglara saldırı düzenlemek için keşif yapan IŞİD üyesine Kızılay’ın engelli maaşı verdiği ortaya çıktı. 2018'de Türkiye'ye gelen IŞİD'li, yüzde 70 görme engelli olduğunu, Kızılay'ın da kendisine maaş bağladığını söyledi.
BirGün yazarı Timur Soykan skandal niteliğinde bir IŞİD vakasını kamuoyunun gündemine getirdi. İstanbul’da sinagoglara saldırı amacıyla keşif yağan IŞİD’linin Balıkesir’e yerleştirildiği, hatta kendisine engelli maaşı bile bağlandığı ortaya çıktı.
Timur Soykan’ın aktardığına göre olay şöyle: IŞİD’in Kasım 2023’te İstanbul’daki sinagog, kilise, alışveriş ve eğlence merkezlerine yönelik saldırı düzenleyeceğine dair istihbarat alındı. Bu bilgileri, Fransa’dan gelen istihbaratlar da doğruladı. Örgütün; Neve Şalom Sinagogu, Ahrida Sinagogu, Or-Ahayim Balat Musevi Hastanesi, Vlaherna Meryem Ana Kilisesi başta olmak üzere İstanbul’daki Yahudi ve Hıristiyan ibadethanelerine saldırı planladığı belirlenmişti. Bu nedenle bu sinagog ve kiliseler çevresinde tedbir alındı.
28 Kasım 2023 günü İstanbul Fatih’teki Or-Ahayim Balat Musevi Hastanesi ile Ahrida Sinagogu çevresinde keşif yapan ve fotoğraflar çeken iki IŞİD mensubu tespit edildi. ‘Ebu Yakin El Iraki’ kod isimli Mıjbel Al – Shuwaiki ve ‘Ebu Leys’ kod isimli Mohammed Khlaf İbrahim, 28 Kasım 2023 günü saat 11.30 sıralarında Balat’taki Ahrida Sinagogu’nun önündeydiler. Bir saat boyunca bu çevrede dolaşarak sinagogun fotoğraflarını çekip kaçış güzergahlarına baktılar. Fark edilmemek için birbirlerinden uzak yürüyorlardı. IŞİD mensupları sinagogdan sonra Or-Ahayim Balat Musevi Hastanesi’nin yakınlarındaydı. Buranın önünden geçerken yan yanaydılar.
Polis, incelemeler sonucu IŞİD’lilerin kimliklerini belirledi. Mıjbel Al-Shuwaikhi, oturum izni ile Sakarya’da yaşıyordu. Keşif yaptıktan sonra otobüsle İstanbul’dan Sakarya’ya dönmüştü.
Keşifte yer alan Mohammed Khlaf İbrahim isimli IŞİD mensubu ise Balıkesir’den İstanbul’a gelmişti.
İstihbarat bilgilerine göre; ‘Ebu Leys’ kod adlı Mohammed Khlaf İbrahim, 2014 yılında IŞİD’e katıldı. IŞİD saflarında savaşırken mayın patlaması sonucu kulağından ve gözünden yaralandı. 2018 yılında kaçak yollardan Türkiye’ye girdi. Bir süre Van’da yaşadı.
Sinagog çevresinde yanındaki IŞİD’li ile keşif yaptığı belirlendikten sonra Balıkesir’de gözaltına alınan ‘Ebu Leys’in ifadesi şoke ediciydi:
“Yüzde 70 görme engelliyim. Yakınımda mayın patlayınca gözlerim bu şekilde yüzde 70 engelli hale geldi. Türkiye’ye geldikten sonra Ankara’da kimlik başvurusunda bulundum. Ayrıca sağlık problemlerim nedeniyle gerekli başvurularda bulundum. Halen Kızılay’dan engelli maaşı almaktayım. Ankara’dan yaptığım başvuru neticesinde beni Balıkesir iline devlet yerleştirdi. O tarihten beri Balıkesir’de ikamet ederim.”
Yani…
IŞİD saflarında savaşırken engelli hale gelen kişiye Türkiye’de Kızılay engelli maaşı bağlamış, devlet kalacak şehir göstermişti. Ve bu IŞİD’li, İstanbul’da sinagoga düzenlenecek saldırının hazırlıkları sırasında yakalanmıştı. Cep telefonunda keşif sırasında çekilmiş sokak ve bina görselleri ile tabanca görseli bulundu. Ayrıca havala (yasa dışı para transferi) belgeleri, başkalarına ait pasaport görselleri telefonundaydı.
‘Ebu Leys’ ifadesinde IŞİD üyesi olduğunu kabul etmedi, keşif de yapmadığını savundu. Ancak onunla birlikte keşif yapan ‘Ebu Yakin El Iraki’ kod isimli Mıjbel Al – Shuwaikhi itirafçı oldu.
2014-2017 yılları arasında Musul’da IŞİD saflarında savaşan ve 2017’de kaçak yollardan Türkiye’ye gelen Al-Shuwaikhi, Ebu Leys ile yaptıkları keşif faaliyetinin tüm detaylarını şöyle anlattı:
“Ben IŞİD’in Türkiye kolu olarak kurulan Selman Farisi Taburu’nun üyesiyim. Bu taburun emiri ‘Abdulkerim’ isimli kişidir, onun altında Ebu Tayibe bulunur. Ebu Tayibe Ekim 2023’te beni ‘Amerikan Hat’ dediğimiz dinlenemeyen hattan aradı. Ebu Leys’i de aradı. Üçümüz telekonferans ile görüştük. Ebu Leys SFT’de Ebu Nur isimli kişinin sağ koludur. Ebu Tayibe, bizden İstanbul’daki sinagoglarda keşif yapmamızı istedi. 27 Kasım 2023’te korsan taksi ile İstanbul’a gittim. Ebu Leys ile Facebook üzerinden gönderdiği Avcılar’daki konumda buluştuk. Muhtemelen Ebu Leys’in insan kaçakçılarını koyduğu tek katlı, kırmızı kapılı bir evdi. Ertesi gün Ebu Leys ile birlikte sinagogun bulunduğu yere gittik. Tespit edilmemek için birbirimizden uzak yürüdük. Ben fotoğrafları çektim. Daha sonra Ebu Tayibe gönderdim. Ebu Tayibe bana iki kişinin çatışarak ölecek şekilde tapınağa saldırmasının yankı uyandıracağını söyledi. Ama ben bombalı saldırı mı yoksa silahlı saldırı mı olacağını bilmiyorum. Ne zaman ve kim tarafından saldırı düzenleneceği konusunda da bilgim yok. Saldırı yapacak kişilerden biri Ebu Leys olabilir.”
Ebu Leys ile birlikte keşif yapan ve itirafçı olan Al-Shuwaikhi’nin cep telefonunda keşif sırasında çektiği fotoğraflar bulundu. Ayrıca keşif talimatını veren Ebu Tayibe, İstanbul’daki çok sayıda kilise ve sinagogun keşif fotoğraflarını Al-Shuwaikhi’ye göndermişti ve onlar da telefonundaydı. Ayrıca telefonunda IŞİD propagandasını içeren görseller bulunmuştu. Bir fotoğrafta, belli olmaması için beyaz örtülerle kaplanmış odada 5 kişi vardı. Yüzlerini tamamen kapatan bu IŞİD’liler işaret parmaklarını havaya kaldırarak poz vermişti. Diğer fotoğrafta ellerini birleştirmişlerdi.
Al-Shuwakhi, bu fotoğraflarla ilgili olarak şöyle konuştu: “IŞİD’in şu an Selman Farisi Taburu gibi iki taburu daha var. Bunlar Kaka Taburu ve Ebu Şehit Taburu’dur. Ebu Şehit El Taburu’nun emiri Türk vatandaşı Ebu Şehit El Türki isimli şahıstır. Bu tabur Türkiye’de faaliyet gösterir. Daha oluşum ve para toplama aşamasındadır. Kaka Taburu’nun da 4 kolu vardır. Bu fotoğraflar Kaka Taburu’nun IŞİD halifesine biat ettikleri videodandır.”
Telefonda ayrıca IŞİD flaması önünde görünen bir şahıs vardı.
IŞİD’in İstanbul yapılanmasında kilit rol oynayan Al-Barazanchı Türk vatandaşı yapılmış. IŞİD’in kurucusu Bağdadi’nin kuzenine ise oturum izni verilmiş.
Balat’ta sinagog ve Musevi hastanesine saldırı için keşif yapan iki IŞİD’linin yakalanmasıyla başlayan soruşturma onlarca şüpheliye uzandı. IŞİD’in Türkiye’deki para trafiğini Ebu Nur kod isimli IŞİD yöneticisi organize ediyordu. Örgüt mensuplarının ailelerine para gönderiyor, eylemleri, insan kaçakçılığını finanse ediyordu. Ebu Nur, İstanbul’da çok sayıda daire kiralamıştı. Bu dairelerde geçmişte dönemde IŞİD saflarında savaşmış kişiler, kaçak yolla Avrupa’ya gitmek isteyenler ile Suriye Hol veya Roj kamplarından çıkartılarak Türkiye’ye getirilen IŞİD’li kadınlar kalıyordu. Ebu Nur’un İstanbul’daki işlerine Wisam Hıkmat Ahmed Faıq Al-Barazanchı’nin aracılık ettiği ortaya çıktı. Üstelik bu kişi, Türk vatandaşlığı kazanarak Umut Albarazanchı adını aldı.
İddianame; IŞİD’in kurucu lideri Ebubekir Bağdadi’nin amcasının oğlunun Türkiye’de oturum izni aldığını da gözler önüne serdi. Barzan Hasan İbrahim Albo-Badri isimli bu kişinin yabancı kimlik numarası iddianameye yazıldı. Bu kişinin Türkiye geçtikten sonra örgüt içerisindeki konumunu kullanarak faaliyetlerine devam ettiği ve sahte isme düzenlenmiş ikinci bir kimlik kullandığı anlatıldı.
Operasyonda IŞİD yapılanmasının kilit isimlerinden Tahir İdris Diham Al Yusuf, yakalanamadı. Balat’ta keşif yapan ve itirafçı olan Al-Shuwaikhi onu şöyle anlatıyordu: Örgütte benim altımdaki Ebu Serhan- Ebu Sera isimli şahıstır. Kendisi büyük bir kaçakçıdır. Bu şahsın İstanbul’da denize yakın bir yerde 4 katlı kiraladığı bir bina vardır. Bu binanın en üst katında kaçak Avrupa’ya gidecek şahısları ikamet ettirirdi. Orta 2 katta kendi ailesi ile kalırdı. En alt katı da ofis tarzı diğer kaçakçılarla buluşmak amacıyla kullanırdı. Örgüte maddi destekte bulunur. Örgüt üyelerine lojistik destek sağlar.” İtirafçı aynı zamanda Kuveytli bir kişinin Türkiye’deki IŞİD yapılanmasına maddi destek sağladığını anlattı.
Keşif faaliyetinin tespit edilmesinden sonra yapılan operasyonda Selman Farisi Taburu’nun lideri ‘Abdulkerim’ ve onun altındaki ‘Ebu Tayibe’ yakalanamadı. Keşif yapan iki IŞİD’li ile bağlantılı 9 farklı şehirde 31 şüpheli tespit edildi. İstanbul’da (Bağcılar, Esenyurt, Esenler, Avcılar, Fatih), Sakarya, Samsun, Konya, Bolu, Düzce, Kırşehir, Balıkesir, Ankara’da 40 adrese baskın yapıldı.
31 sanığın bazılarının kısa hikayeleri şöyleydi:
• Keşif yapan ve itirafçı olan Al-Shuwakhi: Türkiye’de oturum izni var. Sakarya’da yaşıyordu. Burada IŞİD’li bir akrabasının açtığı 21 odalı, 4 katlı ‘pansiyonu’ işletti. Genellikle Suriyeli, Iraklı, Afgan IŞİD ile bağlantılı kişiler kalıyordu. Eşinin üzerine kuma getirince pansiyon işinden kovuldu. Örgütten Sakarya Arap Çarşısı’ndaki havala ofisleri aracılığıyla binlerce dolar almıştı. İfadesinde Sakarya’daki diğer IŞİD’lilerin isimlerini verdi.
• ‘Ebu Leys’ kod adlı Mohammed Khlef İbrahim: Balıkesir’de yaşıyor. Kızılay’dan emekli maaşı alıyor. Ayrıca Balıkesir’de bir hurda işine ortaktı. İddiaya göre; IŞİD için insan kaçakçılığı yapıyor.
• Wameedh Hasan Majeed Alobaidi: Al-Shuwakhi’yi keşif için otomobiliyle İstanbul’a getirdi. El konulan dijital materyallerinde elinde uzun namlulu silah tutan, askeri üniformalı IŞİD’lilerin fotoğrafları bulundu. Oturum izni var. Korsan taksicilik yaptığı belirlendi. İfadelerden ‘Araba Ticareti’ isimli bir WhatsApp grubu kurulduğu ve Sakarya’daki yabancı uyrukluların WhatsApp’tan korsan taksi çağırıp bunları kullandığı anlaşıldı.
• İyheb Elani: 2016’da Irak Felluce’de IŞİD savaşçısıydı. Hava saldırısında yaralandı. 2017’de kaçak yollardan Türkiye’ye geldi. Ankara Keçiören’de yaşıyordu. Oturum izni vardı. Örgüt lideri Ebu Tayibe’den örgütün paralarını çalan Ebu Cennet isimli kişinin öldürülmesi talimatını aldı ve bunun için İstanbul’a geldi. Ancak Ebu Cennet Avrupa’ya kaçtığı için öldürülemedi. İtirafçının ifadesine göre; sinagog saldırısını düzenleyecek şahıslardan biri İyneb Elani olabilir.
• Hussein Ali Sulaiman: Düzce’de tercüman olarak çalışıyordu. Oturma izni var. 2010 yılında Erzurum’da yakalanan bir IŞİD’linin verdiği ifadeye göre; 2014 yılında IŞİD’in Irak’taki savaşçısıydı. 2015-2016 tarihlerinde El Ammar bölgesinde IŞİD’in akaryakıt ve yakıt ikmal bölümlerinin sorumlusuydu. Türkiye’ye sahte kimlikle girdi. Türkiye’ye gelen IŞİD üyelerinin barınması ve gizlenmesini sağlıyordu.
• Qusay Shiab Hammad: 2018 yılında Türkiye’ye ailesiyle kaçak yollardan girdi. Daha sonra oturum izni aldı. Bolu’da su tesisatçılığı yapıyor. Ayrıca kayıtlı tercüman.
• Ahmed El Hanaş: Suriyeli. 2016 yılında kaçak yollardan Hatay’a geçti. Tekstil ve inşaat işleri yapıyor. İstanbul Fatih’te yaşıyor. Oturum izni var. Operasyon sırasında evinde yabancı kimlikli numaralı geçici koruma kimlik belgeleri bulundu. Sahte belgeler ürettiği ortaya çıktı. Cep telefonunda susturucu takılmış silah fotoğrafları tespit edildi.
• Mohammed Naser: Suriyeli, 8 yıldır İstanbul’da yaşıyor. Fatih’te berberlik yapıyor. İstihbarat bilgisine göre; Suriyelilere sahte evrak temin ediliyor. Cep telefonunda çok sayıda yabancı şahsın pasaport ve kimlik fotoğrafları bulundu. Mohammed Naser’in çalıştığı berberin sahibi Ebu Ayşe ise IŞİD üyesi ve aranıyor.
İki IŞİD üyesinin Balat’ta sinagog ve Musevi hastanesi çevresinde keşif yapmasıyla ilgili iddianamede Türkiye yapılanmasıyla ilgili çarpıcı tespitler yapıldı. 21 Şubat 2022 tarihinde Kilis’te yapılan bir ihbarla başlayan operasyonda bir adet flash bellek ele geçirilmişti. IŞİD uzun süredir takip ve dinlemelere takılmamak için telefonla görüşmüyor, kuryelerle bu flash bellekleri örgüt yöneticilerine ulaştırıyordu. Bu flash bellekte IŞİD’in 2019-2021 yıllarındaki faaliyetlerini içeren ve ‘risale’ adı verilen çok sayıda Arapça doküman bulundu. ‘Türkiye Valisi Huzeyfe El Muhacir’e hitaben yazılan metinde şu talimatlar vardı:
• İdlip ile Tel Abyad’da ve Türkiye içerisinde kardeşler görevlendirilsin. Muhacir ve malzeme girişleri sağlansın. İçerideki yollar aktif hale getirilsin.
• İstanbul, Ankara ve Urfa gibi illerde güçlerin toplanması gerekir. Kardeşleri bu bölgelere taşımak ve burada iş yapmak gerekiyor. Türkiye çok geniştir, kardeşleri bir arada toplayın.
• Türk ve Arap kardeşleri birbirinden ayırmak gerekir. Türkler çok kişi tarafından takip ediliyorlar. Bu durum işleri zorlaştırır ve işleri duraklatır.
• Şam emniyetindeki kardeşler, Türkiye’deki kardeşleri silahlandırmaya olumlu bakıyor. Hususlar gelirse özgeçmişleri ile birlikte vilayetinize atamaları yapılacaktır.
• Vilayetiniz için askeri olarak kardeşleri görevlendirmeniz gerekir, çünkü sıfırdan başlıyoruz, şu an inşa etme aşamasındayız.
Bu belge; Abdulkuddüs aracılığı ile Şam vali ofis sorumlusu olarak damgalanmıştı.
Flash diskte; istihbarat, eleman temini, eylem, yalnız kurt eylemciler, kaçak sınır geçişleri, örgüt mensuplarının yakınlarına ‘kefele’ adı altında para dağıtılması, Türkiye’deki ailelere yardım ve barınma konularında çok sayıda yazı vardı.
Ayrıca IŞİD’e katılıp canlı bomba olmak isteyen çok sayıda şahsın özgeçmişi bulundu. Türkiye’den Suriye’deki IŞİD yönetimine giden bir özgeçmiş şöyleydi:
“El Haşimi. 1999 Halep kuzey kırsalı. Darelfeth doğumlu. El Ferdun aşiretinden. Evli. Kendini şöyle anlatıyor: Babam 60 yaşında. Halep kuzey kırsalında ikamet ediyor. 4 kardeşim var. 8. sınıfa kadar okudum. Okuldan sonra ziraat işi yaptım. 2013 yılında Türkiye’ye gittim. 1 sene terzilik yaptım. Sonra geri döndüm. 2016’da tekrar Türkiye’ye geldim ve halen buradayım. Terzilik yapıyorum. Zayıfları korumak, Allah düşmanlarına karşı cihat etmek için İslam Devleti’ne biat etmek istiyorum. Temkin döneminde küçük olduğum için biat edemedim. İslam devletin menhecibini, İslam Devleti şeyhlerinin seslerinden ve derslerinden öğrendim. İslam Devleti’nde akrabalarım var. Ebu Abdulhadi, Ebu Suzan, Ebu Bera ve Ebu Ubeyde… Terzilik bilgim var. Herhangi bir silah tecrübem yok. Halep Vilayetinde, Sahra Vilayeti’nde ve Türkiye’de çalışabilirim. İnğimasi (fedai) kardeşler talepte bulunursa motivasyonum yüksektir. Allah’a şükür iştişhad (canlı bomba) eylemi yapmayı düşünürüm.“
İddianamede, IŞİD’in Türkiye’deki operasyonlarla geriletildiği ve daha dar yapılanmalara yöneldiği tespiti yapıldı. 2022 Ağustos ayında ‘Ukkaşe Bin Mansan Taburu’ ismiyle örgütün daha alt seviyeye indirildiği anlatıldı. 2022 yılında ise örgütlenme isminin Selman Farisi Taburu adını aldığı belirtildi. Özellikle İstanbul’da örgütün üst düzey kadrosunun barındığı, bunun için binalar kiralandığı anlatıldı. Örgüt mensubu kadınların PYD kontrolündeki kamplardan Türkiye’ye getirilmesi için organizasyonlar kurulduğu da anlaşıldı. İddianamede şu tespit yapıldı:
“Son dönemde ülke genelinde örgüte yönelik yapılan operasyonlarda DEAŞ mensubu yabancı uyruklu ve Türk şahısların ikametlerinde silah, patlayıcı yapımında kullanılan malzemeler ele geçirilmesi dikkat çekiyor.”