Hizbullah’ın çağrı cihazı aradığını bilen Mossad, özel bir cihaz üretti. Sonra aracılar ile tanınmış bir firmadan üretim lisansı aldı. Hiçbir yerde üretimi ve satışı olmayan bir cihazı, Hizbullah’a sattı. Hem de cihazların içine kağıt inceliğinde kuvvetli bir patlayıcı yerleştirerek…
Hizbullah’ın kullandığı çağrı cihazlarına sızarak, aynı anda binlerde cihazı patlatan Mossad operasyonun perde arkası aydınlanıyor. Hizbullah’un yeni model bir cihaz arayışında olduğunu haber alan Mossad, önce örgüte satabileceği bir cihaz üretti. Binlerce cihazın içine kağıt inceliğinde kuvvetli bir patlayıcı yerleştirdi. Operasyonun farkedilmesi ihtimali doğunca da, uzaktan gönderdiği mesaj ile aynı anda binlerce cihazı patlattı.
Cep telefonlarının takip edildiğini fark eden Hizbullah, sadece çağrı cihazı ile iletişim kurma kararı almıştı. Hizbullah’a telefonlar üzerinden her an takip edildikleri korkusu verilmesi de Mossad’ın adım adım planladığı tuzağın bir parçasıydı. Paranoya içinde olan ve güvenilir bir cihaz arayışında olan Hizbullah’a aracılar üzerinden bataryası uzun süre dayanan, sağlam bir cihaz önerdiler. Gelen teklif, çifte bataryası olan, hantal dursa da sağlam görünen bir modeldi. Kimsenin bilmediği ise, tüm cihazların Mossad tarafından dizayn edilip, cihazın içinde çifte bataryanın arasına, kağıt inceliğinde, altı gram beyaz pentaeritritol tetranitrat (PETN) plastic patlayıcının yerleştirildiğiydi. Patlayıcının X-ray cihazlarında görülmemesi için, cihazlara metal bir muhafaza bile üretilmişti.
Hizbullah, Şubat ayında çağrı cihazlarını aldıktan sonra, cihazların içinde patlayıcı olup olmadığına baktı. Bunun için cihazları havaalanı güvenlik tarayıcılarından geçirdi. Hem metal muhafaza, hem de patlayıcının batarya görünümünde olması nedeniyle şüpheli hiçbir şey tespit edilemedi. 6 ay boyunca ‘güvenle’ cihazları kullanan Hizbullah üyelerinden bazıları, pilin beklenenden daha hızlı boşaldığını fark etti. Ancak yine de konunun üzerine gitmedi. Hatta saldırıdan saatler önce bile üyelerine bu çağrı cihazlarını teslim etmeye devam ediyordu.
17 Eylül’de, Beyrut’un güney banliyölerinde binlerce çağrı cihazı, bir mesaj geldiğini gösteren bip sesini verdikten sonra aynı anda anda patladı. Hastaneye kaldırılan kurbanların birçoğunun göz yaralanması, eksik parmakları veya karınlarında kocaman delikler vardı. Toplamda, çağrı cihazı saldırısı ve ertesi gün silahlı telsizleri harekete geçiren ikinci bir saldırıda 39 kişi öldü, bir kısmı ağır 4 bin civarında insan yaralandı. İsrail ve Mossad bugüne kadar operasyondaki rollerini ne reddetti ne de doğruladı. Sadece İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, operasyonun ‘çok etkileyici’ olduğunu söyledi.
Dışarıdan bakıldığında çağrı cihazının güç kaynağı binlerce tüketici elektroniği ürününde kullanılan standart bir lityum iyon pil takımına benziyordu. Ancak sıradışı olan, ‘LI-BT783’ etiketi taşıyan pilin Hizbullah’ın dikkatini çekmeyen bir sorunu vardı: Aynı çağrı cihazı gibi, bu bataryanın da piyasada bulunmasına imkan yoktu. Bunun anlamı açıktı: İsrail ajanları sıfırdan bir marka oluşturmuş, ve arkasında hikayesi de olan cihaz tasarlamıştı. Hizbullah’ın satın aldıkları herşeyi kontrol etmek için ciddi tedarik prosedürleri olduğunu bilen Mossad, piyasada kullanıldığı imajı veren bir cihaz üretmişti. Böylece Hizbullah, Mossad tarafından özel olarak üretilmiş AR-924 modelini, ünlü bir Tayvan markası olan Gold Apollo markası üretimi olduğunu varsayarak satın aldı.
Tanınmış bir çağrı cihazı üreticisi olan Gold Apollo’nun başkanı Hsu Ching-kuang, çağrı cihazı saldırısından bir gün sonra muhabirlere, yaklaşık üç yıl önce eski bir çalışanı Teresa Wu ve onun ‘büyük patronu Tom’ tarafından bir lisans anlaşması görüşmek üzere kendisine yaklaşıldığını söyledi. Hsu, Tom hakkında hiç birşey bilmeden, onlara kendi ürünlerini tasarlama ve bunları Gold Apollo markası altında pazarlama hakkı verdi. İzni alan Mossad ajanları, bir süre sonra kendi ürettikleri AR-924 modelini Hsu’ya sundular. Cihazı gören Hsu, hantal bulduğu cihazdan hiç etkilenmediğini, ancak yine de bunun fotoğraflarını şirketinin web sitesine yerleştirilmesi talimatı verdiğini söyledi. Böylece Mossad tarafından üretilen AR-924 modeli, Gold Apollo şirketinin resmi sitesinde sergilenerek, hem görünürlük hem de güvenilirlik elde etti. Ancak, bu cihazları doğrudan web sitesinden satın almanın bir yolu yoktu. Hsu, çağrı cihazlarının ölümcül yetenekleri veya Hizbullah’a yönelik daha geniş çaplı saldırı operasyonu hakkında hiçbir şey bilmediğini söyledi. Şirketini komplonun kurbanı olarak tanımladı.
Eylül 2023’te, AR-924 ve onun için özel üretilmiş pilini içeren web sayfaları ve görseller, Gold Apollo ürünlerini satma ve dağıtma lisansına sahip olduğunu söyleyen bir web sitesi olan apollosystemshk.com’a eklendi. Web sitesi, Apollo Systems HK adlı bir şirketin Hong Kong’daki adresini veriyordu. Ama ne verilen adreste ne de Hong Kong Ticaret Odası kayıtlarında bu isimde bir şirket bulunmuyordu.
Apollosystemshk.com sitesinde LI-BT783 bataryalarına özel bir bölüm ayrılmıştı. Burada pilin olağanüstü performansına vurgu yapılıyor, uzun dayanma süresi ile ilgili etkileyici bilgiler veriliyordu. Hatta web sitesine ve YouTube’a konan 90 saniyelik tanıtım videosunda, eski nesil çağrı cihazlarına güç veren tek kullanımlık pillerin aksine, 85 günlük kapasitesi bulunan pillerin, USB kablosuyla şarj edilebilmesi, büyük yenilik olarak sunuluyordu.
Her ne kadar bu kadar övülse de, LI-BT783 model piller, hiçbir yerde satılmıyordu. Sadece bazı batarya inceleme sitelerde, kullanıcıların performasına övgü düzen yorumları vardı. Tüm yorumlar, bataryaların harika bir performansa sahip olduğunun altını çiziyordu. Tüm bu web siteleri ve performans övgüsü içeren yorumlar, büyük bir aldatma operasyonun parçalarıydı. Web siteleri, çağrı cihazlarının patlamasından sonra, bu bataryalara ait bilgileri ve yorumları sitelerinden kaldırdı.
Hizbullah liderleri, çağrı cihazlarını satın aldıkları güne dönerek, yaşanan bu güvenlik ihlalinin nasıl gerçekleştiğini anlamaya çalışırken, muhtemel köstebekleri tespit etmek için soruşturma başlattıklarını açıkladı. Ancak cihazlar patlayana kadar 6 aydan fazla bunları kullanmasına rağmen, herhangi bir şüphe duymamışlardı. Hizbullah, İsrail’in cep telefonu dinlediğini tespit etmesinden sonra iletişim güvenliği için çağrı cihazına geçme kararı almış. Bu süreçte bir arayış içinde olan Hizbullah’a, Mossad’ın ürettiği cihazlar da teklif edildi. İsrail ajanları, Hizbullah’ın tedarik müdürüne AR-924’ü seçmesini için agresif bir satış taktiği kullandı. Teklifi ileten satış elemanı, çağrı cihazları için çok ucuz bir fiyat teklif etti. Hizbullah cihazlara ilgi göstermese de, aracı fiyatı düşürmeye devam etti, ta ki, Hizbullah cihazı değerledirmeyi kabul edene kadar.
Güvenlik açığını belirlemek için Hizbullah sorşturması sürse de, beklenmedik bir gelişme yaşandı. Çağrı cihazı saldırısından on bir gün sonra, tedarik soruşturmasına liderlik eden üst düzey Hizbullah yetkilisi Nabil Kaouk, bir İsrail hava saldırısında öldürüldü. Daha önce de cihazların alım işlemlerini yapan Hizbullah görevlileri hayatlarını kaybetmişti. Böylece geride büyük bir bulmaca kaldı. Hong Kong’da üretilmiş gibi görünen, Macaristan ve Bulgaristan’daki aracılar üzerinden Hizbullah’a pazarlanan, tamamen Mossad tarafında dizayn edilmiş ve üretilmiş, içindeki kuvvetli patlayıcı sayesinde binlerce insanın yaralanmasına yol açan bir saldırı… Bu saldırıdan sonra iletişimi kesilen Hizbullah’ın lideri Nasrallah da, İsrail jetlerinin nokta atışı ile hayatını kaybetti. Geride, lideri başta onlarca üst düzey yöneticisini kaybetmiş, büyük bir itibar kaybına uğramış bir Hizbullah kaldı.