Almanya’da aşırı sağcı AfD’nin yükselişi nedeniyle endişe duyulan Brandenburg eyaleti seçimlerinin sonuçları, ana akım partilere geçici de olsa bir nefes aldırdı. Korkulan olmadı ve AfD seçimlerde büyük güç kazansa da ilk sırada çıkmadı. Mevcut tablo ile bir koalisyon hükümeti kurmanın zorlukları aşikar, Ancak hala AfD’siz bir hükümet seçeneğinin olması Alman politika çevrelerini rahatlattı.
Almanya’da yapılan Brandeburg eyaleti seçimlerinden Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) kıl payı da olsa, aşırı sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) önünde ilk sırada çıkmasının yankıları sürüyor. Eyalet seçimlerinden zaferle çıkan koalisyon hükümetinin başbakanı Olaf Scholz, az da olsa bir nefes aldı ancak gelecek yıl yapılacak seçimlere yönelik karanlık tablo projeksiyonu sürüyor.
Merkez solu temsil eden SPD, 1990’da iki Almanya’nın birleşmesinden bu yana iktidarda olduğu ve Başbakan Scholz’un kendi seçim bölgesinin de bulunduğu doğudaki Brandenburg eyaletinde bir son dakika zaferine imza attı. Tüm kamuoyu anketlerinde AfD’nin ardından ikinci görünen SPD, oyların yüzde 30,9’unu alarak seçimi kazandı. Eyalette son iki yıldır anketlerde en üst sırada yer alan aşırı sağcı AfD ise yüzde 29,2 oy aldı.
Eylül başında İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Almanya’da bir eyalet seçimini kazanan ilk aşırı sağcı parti olan AfD, beş yıl önceki son Brandenburg seçiminden bu yana 5,7 puanlık bir artış gösterse de, ilk sırada çıkmadı. Almanya’da artan hayat pahalılığı, düzensiz göç ve Ukrayna’daki savaşta Almanya’nın tutumu nedeniyle doğan endişelerden faydalanan AfD, doğu eyaletleri başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde oy kazanmaya devam ediyor.
Yüzde 73 gibi gibi rekor bir katılımın olduğu seçimde Brandenburg’da SPD’ye oy verenlerin dörtte üçü bunu inançlarından dolayı değil, AfD’yi savuşturmak için yaptığını belirtiyor. Bu nedenle Brandenburg eyaletinin SPD’li başbakanı Dietmar Woidke, popülaritesi diplerde seyreden Federal Başbakan Olaf Scholz ile kampanya yürütmekten kaçındı, hatta federal koalisyonun politikalarını eleştirdi.
Bu nedenle, Brandenburg seçim sonuçları, SPD içinde Scholz hakkındaki tereddütleri gidermedi: Liderliği hakkında hala soru işaretleri var. İletişim konusundaki zayıflığı hala büyük bir dezavantaj olarak duruyor. O nedenle gelecek yılki federal seçimlerde partinin tekrar başbakan adayı olarak girip girmeyeceği konusundaki belirsizlik devam ediyor.
Seçimlerin ardından SPD federal liderliğinin doğru olup olmadığı sorulan Brandenburg Başbakanı Woidke, bu soruyu cevaplamak için doğru zaman olmadığını söylerken uyarmayı ihmal etmedi: “Bu seçimden dersler çıkarmalıyız. SPD’nin halka daha yakın olması gerekli. Özellikle federal düzeyde önümüzdeki aylarda ve yıllarda yapmamız gereken çok şey var.” dedi.
Son kamuoyu araştırmalarına göre SPD’nin, 2021 seçimlerinde yüzde 25,7 olan oy oranı yüzde 15’e gerilemiş durumda. AfD’nin oyu yüzde 20’lerde görünürken, geçen seçimde başbakanlığı kaybeden Hristiyan Birlik Partileri’nin oyu yüzde 32 civarında. Koalisyon hükümetinin başarısız bulunmasına karşılık Scholz’un geri adım atmak gibi planı bulunmuyor. Buna karşılık kendisine parti içinden eleştiriler de devam ediyor.
Almanya’nın üçüncü büyük kenti Münih’in sosyal demokrat belediye başkanı, partisinin 2025 seçimlerinde halk arasında oldukça popüler olan Savunma Bakanı 64 yaşındaki Boris Pistorius’u aday olarak göstermeyi düşünmesi gerektiğini söyledi. Daha öncede partinin önde gelen isimlerinden benzer çağrılar olmuştu. İkinci dönem için tekrar aday olacağını açıklayan 66 yaşındaki başbakan Scholz’un kenara çekilme ihtimali düşük görülürken, parti içinde kendisine sadık hatırı sayılır bir kitle olduğu düşünülüyor.
Koalisyonun diğer ortakları Yeşiller ve FDP ise son seçimlerden büyük bir hayak kırıklığı ile ayrıldılar. İki parti de baraj altında kalarak Brandenburg eyalet meclisine girmeyi başaramadı. Yeşiller yüzde4,1 oy alarak yirmi yıl sonra ilk kez eyalet parlamentosunun dışında kaldı.
İş dünyası yanlısı Hür Demokratlar (FDP) ise yüzde 1’in altında oy aldı. FDP Yardımcısı Wolfgang Kubicki, “Koalsiyon ortakları ya bu seçimlerden gerekli sonuçları çıkarabileceğini gösterir ya da varlığını sona erdirir” diyerek koalisyonnun dağıtılması ve erken seçim uyarısında bulundu. Kubick, birkaç hafta içinde koasliyonun geleceğinin belli olacağını, ülkenin bir krize girmesine izin vermeyeceklerini kaydetti. FDP lideri ve Maliye Bakanı Christian Lindner de geçtiğimiz haftalarda benzer bir açıklamada bulunmuştu.
Her ne kadar FDP yöneticilerinden erken seçim çağrısı gelse de, politik gözlemciler, üç koalisyon partisinden hiçbirinin şu anda erken seçimlerden kazançlı çıkmayacağının aşikar olduğuna işaret ediyor. Bu şartlar altında bir seçime gitmenin, sadece bu üç parti için değil, ülke için de kriz ihtimali doğuracağı düşünüldüğünde hükümetin dağılma ihtimalinin düşük olduğu kaydediliyor. Kamuoyu araştırmalarına göre bu partilerin toplam oy oranı şu anda yüzde 30 civarında, yani muhafazakar birlik partilerinin tek başına aldığı oydan daha düşük.