Mezarlık denince herkesin için hüzün ve ürperti sarar. Sevdiklerimizi kaybetmenin hüznünün yanında, mezarlıkların bir de korkutucu etkisi vardır. Romanya’daki bu mezarlık ise çok farklı...
Romanya’nın kuzey ucundaki Maramureș ilinin Săpânta kasabasında yer alan Neşeli Mezarlık (Cimitirul Vesel), diğer bilinen mezarlıklara kıyasla oldukça farklı bir görüntü sergiliyor. Turistlerin yoğun ilgisin çeken ve Açık Hava Müzesi’ne dönüşen bu mezarlık, ölen kişileri hayatta bıraktıkları sıra dışı esprili sözlerle yansıtıyor.
Canlı boyalar ve resimli kitap çizimleri ile birleşen sonsuz karakter yazıtları, bu Romen mozolesini ciddi bir ölüm yasından ziyade bir yaşam kutlaması yapıyor. Vefat edenin ölüm nedeni mezarın başına konan tahtaya oyma şeklinde hazırlanıyor. Rengârenk boyanan bu tahtalar adeta bir sanat eseri gibi düzenleniyor ve mezarların başlarına yerleştiriliyor.
Ev kadını, doktor, asker, iplik eğiren kadınlar, traktörlerindeki ödüllü çiftçiler, masasında bir öğretmen, üç telli bir çello çalan müzisyen… Her ne yaşadı ise hayatında, ölümünde de o oluyor bir şiir ile mezar taşında…
Rengarenk hayat dolu, renkli mezar haçları, defnedilen insanların hayatından, mesleğinden, yaşantısından esprili tablo ve yazılarla süslenmiş. Bu mezarlıkta alışılagelenin aksine ölüyle şaka yapılıyor. Mezarlıktakilerin hayat hikâyesi haçların üstüne işleniyor. Ama sandığınız gibi ciddi ifadelerle değil, geride kalanların esprili hatıra ve sözleriyle! Tamamen doğaçlama işlenen sözler ölen kişinin hayatını yansıtıyor.
Örneğin bir mezar taşının altında şunlar yazıyor: “3 gün daha yaşasaydı ben burada yatıyor, o da bunu okuyor olurdu. Lütfen onu uyandırmamaya çalışın. Çünkü bir daha eve gelirse yine o kadar şikâyet edecek ki, artık dinleyemem. Umarım hiçbir zaman böyle bir kayınvalideniz olmaz. En iyi dileklerimle…“
Ölen kişinin sevenleri, onu ağlayarak değil de gülerek anımsamak için bu renkli mezarlığı tercih ediyorlar. Mezarların ücreti müşterilerin Romanya’dan ya da yurt dışından olmasına göre değişiyor.
Dünyanın en güzel dikkat çeken mezarlarından biri olarak varlığını sürdüren Neşeli Mezarlık, aynı zamanda Romanya’nın en popüler turistik destinasyonları arasında yer alıyor. Hayat dolu mezarlık, geçmişin yaşamlarını kutlarken, sürekli bir sosyal merak ve şaşkınlık akışı içinde yeni yaşamı memnuniyetle karşılar. Săpânța, esas olarak Neşeli Mezarlığı nedeniyle her yıl artan sayıda turisti cezbediyor. Tahminlere göre her yıl 200 binin üzerinde yerli ve yabancı ziyaretçi, hayat dolu neşeli mezarlığı ziyaret ediyor.
Mezarlığa kitabe yazmak, Săpânța‘da yerel kimliğin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Normatif ifadeleri ve topluluğun kimliğinin temel unsurlarını içeren yazıtlar, esprili ve çoğunlukla olumlu kişisel nitelikler sergileyerek yerel topluluk için gerekli olan bir dizi etik standart ve sosyal olarak algılanan normlar sunuyor.
Neşeli Mezarlığın kuruluşu, 1935’li yıllara kadar uzanıyor. Kurucusu Stan Ionan Pătraş. Yerel bir ahşap oymacı ve heykeltraş olan Pătraş, kasabanın esprili, renkli hikaye kültürünü, karmaşık oyma çizimler, ve heykellere hiciv dizeleriyle işledi. Umut ve özgürlük rengi olduğu için her haçı maviye boyamış ve her birinin üstüne ölen kişiye esprili bir şiir yazmış. Burada 800 kadar insan gömülü.
HER MEZAR TAŞININ FARKLI ESPRİLİ BİR HİKÂYESİ VAR
Ölen kişinin yaşamını tasvir eden resim ahşabın üzerine işleniyor ve bir şiir ile de hikâyesi tamamlanıyor. Her haç farklı bir hikaye anlatıyor ve boyalı resimler ile yazılar geleneksel mesleklerin zenginliğini de gösteriyor; çobanlar koyunlarını gezdiriyor, anneler aileleri için yemek pişiriyor, berberler saç kesiyor ve kadınlar dokuma tezgahlarında çalışıyor gibi…
Yazılan metinler ise kimi zaman trajik bir metin, kimi zaman da kaynana mezarında olduğu gibi hiciv içeren şiirler oluyor. Örneğin yaşamı boyunca çok içmiş ve bu yüzden eşi tarafından terk edilmiş birisinin kitabesinde şunlar yazabiliyor;
“Burada istirahat eden ben,
Ştefandır benim adım.
Yaşadığım sürece içki içmeyi sevdim
Karım beni terk ettiğinde
Üzgün olduğum için içtim.
Sonra mutlu olmak için
Daha çok içtim.
Karımın beni terk ettiğinden
Daha kötü değildi.
Çünkü arkadaşlarımla içiyordum
Çok fazla içtim
Ve şimdi hala çok susuyorum
Beni ziyarete gelen buraya bir şişe bıraksın..”
Hayatı boyunca 700 adet mezar kitâbesi hazırlayan Patras ustayı ölümünden sonra çırağı Dumitru Pop ve yeni yetişen ustalar bu geleneği devam ettiriyor. Usta zenaatkar Pătraş, kendi mezarının haç işlemesini yaptıktan sonra 1977’de öldü. Pătraş‘ın kendi mezarının üzerinde yer alan kitabesi ise şöyle:
“Küçük çocukluğumdan olduğumdan beri
Stan Ion Pătraş olarak tanınıyordum,
Beni dinleyin, iyi insanlar!
Söyleyeceklerimde yalan yok.
Hayatım boyunca
kimseye zarar vermek istemedim,
Ama elimden geldiğince iyilik yaptım,
İsteyen herkese..
Ah, zavallı Dünyam!
Çünkü içinde yaşamak zordu..”
Mavi rengin seçilmesinin de bir anlamı var. Săpânța Mavisi cenneti, gök yüzünü temsil ediyor. Halkın inancına göre “Asıl mezar taşımız gökyüzüdür, ruhlarımız yaşamaya gökyüzü altında devam ediyor.”
Ustalar, ahşap mezar haçını yaklaşık 2 ayda tamamlıyor. İnsanların çoğu hayatta iken gelip mezar taşlarının siparişini veriyorlar. Ne kadar çok resim ve yazı istenirse fiyat ona göre artıyor.
Ancak, ‘Neşeli Mezarlık’ adı 1970’lerde bazı Fransız turistler tarafından verildi. Turistlerin, gördükleri renkli mezar taşları karşısında “Ne kadar neşeli bir mezarlık” sözü daha sonra bu şekilde anılmasını sağlıyor.