Dün yaşama veda eden usta tiyatro sanatçısı Genco Erkal'ın "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla yargılandığı davanın Yargıtay'da olduğu öğrenildi.
Hayatını kaybeden usta tiyatrocu Genco Erkal’ın ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ten yargılandığı davanın Yargıtay’da henüz karara bağlanmadığı ortaya çıktı.
Halk TV’den İsmail Saymaz, Genco Erkal’ın davasına ilişkin detayları aktardığı yazısında, “Suudi Kralı ve İran Cumhurbaşkanı’nın arkasından milli yas ilan eden Erdoğan, Erkal için başsağlığı dilemedi. Ve zaten… Diğer bütün muhalifler gibi hasmı gördüğü Erkal’ın hakaretten ceza alması için elinden geleni yaptı” diye yazdı.
Saymaz’ın verdiği bilgilere Genco Erkal’a ikisi 2016, biri 2020 yılına ait üç ayrı tweetinden ötürü cumhurbaşkanına hakaretten İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Savcılık 2016’da iletilen ihbarı beş yıl sonra işleme koymuş ve Erkal’ın twitter hesabında geriye dönük tarama yapıp üç tweetini seçmişti.
O tweetler şöyle:
7 Haziran 2016: Ailenin çocuk doğurup doğurmayacağına karışacağına diplomayı ortaya bir koy bakalım. Arkadaşın rektörden de olsa, sahte de olsa görelim şunu.
16 Kasım 2016: Başkanlık sistemi yetmez. Türk usulü çobanlık sistemi olsun.
16 Ağustos 2020: ‘Erdoğan, Ayder Yaylası’nda 2022’ye kadar çalışmanın bitirilmesini hedefliyoruz.’ Eyvaaah, güzelim doğa harikası Ayder Yaylası’nı bitirmeye karar vermiş. Parmağının değdiği yeri beton edip kurutuyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Erkal, ifadesinde, 60 yıldır politik tiyatro yaptığını ve hakaret etmediğini belirterek, şöyle dedi:
“Hiçbir zaman hakaret yoluna başvurmadım. Bunu kendime yakıştırmam. Ben cumhurbaşkanlığı sistemine, çevre katliamlarına, laik bir ülkede sürekli din olgusunun siyasi malzeme olarak kullanılmasına, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına, insanların düşünceleri nedeniyle hapis yatmasına ve yoksulları daha yoksul kılan düzene karşıyım.”
İddianamede bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası istendi. Suç aleni ve zincirleme şekilde işlendiği gerekçesiyle cezanın artırılması talep edildi.
İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi, beraate hükmetti. Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel itiraz etti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, 4 Mayıs 2023’te itirazı reddeti.
Özel, 26 Mayıs 2023’te temyize gitti.
Özel, itiraz dilekçesinde, Erdoğan’a diploma sormanın hakarete girdiği iddia edilerek, şöyle dedi:
“Cumhurbaşkanının diploması ile ilgili örtülü sorgulama ve oluşturulmak istenen şaibeler alaycı, tahfif edici bir üslup ile yapılmakta olup eğitimsizlik ve dolaylı imaları barındırarak hakaret kapsamındadır.”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne çobanlık nitelendirmesinde bulunmanın hakaret olduğunu ileri sürdü.
Erdoğan’ın avukatı bu tuhaf görüşü şöyle gerekçelendirdi:
“Çobanlık meslek olsa dahi toplumda övgü nitelemesi değildir.‘Dağdaki çobanla benim oyum bir mi’ ve benzeri benzetmelerle seçkincilik yapıldığı izahtan varestedir. Çoban mesleklerin ve mefhumların düşüğü olarak sınıflandırılmıştır. Tesisatçılık, mühendislik, çobanlık gibi sıralamada beyan edildiği takdirde hakaret ve aşağılama kapsamında sayılmayan bir ifade pekala müstakilen sıfat olarak birine ait kılınarak kullanıldığında hakaret kapsamındadır.”
Erkal’ın avukatı Turgut Kazan, itirazda dayanak olarak gösterilen üç Yargıtay kararından birinde Erdoğan’a “Şerefsiz / çalıp çırpan biri” suçlamasının yöneltildiğini belirterek, “O eylemlerin müvekkilimizin dile getirdiği eleştirilerle benzerliği yoktur” diyor. Kazan, çobanlığın hakaret sayılmasına karşı çıkarak, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e “Çoban Sülü” denildiğini, O’nun da bu sözü gülerek karşıladığını hatırlatıyor. Aynı şekilde Erdoğan’ın “Çobanlık felsefesini anlamayan insan yönetemez, ben de çobanım” dediğini söylüyor.
Saymaz, yazısını şöyle noktaladı:
“Cumhurbaşkanı’nın avukatının dilekçesi hala Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin önünde bekliyor.
Genco Erkal vefat ettiği için davası düşüyor.
Haliyle hakkındaki beraat kararı kesinleşmemiş oluyor.
Erdoğan, Türk tiyatrosunun büyük ismini, 86 yaşına merdiven dayadığı ve kanserle boğuştuğu günlerde bile mahkum ettirmek için uğraştı.
Erkal, Cumhurbaşkanı’na diplomasını sorduğu için hakaretten yargılanırken; Yenişehirlioğlu’nun muhalefete ‘Başı boş köpekler’ diye hakaret etmesi az bile sayılır.
‘Sürtük’ de diyebilirdi, ‘Çürük’ de.
‘Cibiliyetsiz, karaktersiz, haysiyet fukarası, sefil, kan emici ve eşkiya’ da diyebilirdi.
Ne de olsa…
Düşünce ve ifade hürriyeti sayılıyor.
Erkal, ‘Parmağının değdiği yeri beton edip kurutuyor’ derken, yalnızca Ayder Yaylası’nı kastetmiyordu sanırım.
TBMM kürsüsünden başlayarak, parmaklarının değdiği her yer kuruyor.”