Merih Demiral'in Avusturya maçında gol attıktan sonra yaptığı ve UEFA'nın disiplin soruşturması başlattığı "bozkurt selamı"nın Türkiye'deki tarihinin, iddia edildiğinin aksine hepi topu 33 yıllık olduğu ortaya çıktı. MHP'nin kurucu genel başkanı Alparslan Türkeş, 1991'de Gagavuz kızlarından öğrenmiş.
Türkiye ve Avusturya maçında Merih Demiral’ın gol attıktan sonra yapmasıyla tartışma yaratan bozkurt selamının zannedilenin aksine Türkiye’de 33 yıllık bir geçmişi var. MHP’nin kurucusu, ülkücülerin lideri Alparslan Türkeş’in işareti ilk olarak 1992’de Bakü’de Elçibey ile birlikte yaptığı mitingde görüp yaptığı iddia edilse de ilk bozkurt işaretini 1991’de Ankara’ya gelen Gagavuz Türkü gençlerden öğrenip, yapmıştı. O gün Türkeş’e ilk bozkurt selamını verdiren Gagavuz Türkü Güllü Karanfil, kendilerinin de bu işareti 1991’deki Türkiye gezisi sırasında ilk kez İstanbul’daki bazı ülkücü gençlerden öğrendiklerini söylüyor.
Merih Demiral’in EURO 2024’te oynanan avusturya maçında yaptığı bozkurt işareti, hem UEFA’nın soruşturma açması, hem de Almanya’nın çok sert tepkisiyle büyük tartışmaya neden oldu. Bozkurt işaretinin “tarihi ve kültürel” olarak savunan Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması da yine benzer şekilde çok tartışıldı. Ancak “bozkurt”un değil, ancak “bozkurt işaretinin” Türkiye’deki tarihinin, sanılanın aksine o kadar da eski olmadığı ortaya çıktı. 1991’de ilk kez Türkiye’de görülen bu selamlama biçimi bugün MHP, Ülkü Ocakları ve milliyetçilerle özdeşleşse de Alparslan Türkeş bile 33 yıl önce bu işareti ilk kez görmüştü, dahası yapmakta da zorlanmıştı.
Serbestiyet’in derlemesine göre; bozkurt, Tibet, Moğol ve Türk kültüründe bir totem hayvan. İlk Moğol hükümdarının adı bozkurt anlamına gelen Borte-chinua’ydi. 19’uncu yüzyılın sonlarında Türk milliyetçiliğinin yükselmesiyle bozkurt bir Türk simgesi haline geldi. Türk Ocakları’nın sembolü oldu. Cumhuriyet döneminde Türkçülük rüzgarlarında paralarda, pullarda, logolarda kullanıldı.
Ama bir el işareti olarak bozkurdun tarihi o kadar eski değil. Tersini iddia edenler; Çin’de bulunan 5. Yüzyıla ait Zerdüşt bir tüccara ait Miho mezar anıtındaki kabartmalarda bulunan uzun saçlı Türk atlılardan birinin yaptığı el hareketinin bozkurt işareti olduğunu savunuyor.
Yine 10’uncu yüzyılda yazılmış Firdevsi’nin Şehnamane’sinin daha sonraki yüzyıllara ait bir baskısındaki bir çizimdeki el işareti de bozkurt işareti olarak gösteriliyor. Ama hiçbir kaynakta bunun bozkurt işareti olduğu yazmıyor. Bu işaretin Budizm ve Hinduizm’deki parmak yogası olarak da bilinen “mudra adlı kutsal jestler olma ihtimali daha yüksek.
Zaten, bulunan bu iki kaynak dışında tarihsel olarak Türklerin bu işareti kullandığı ve işaretin kuşaklar boyunca aktarıldığıyla ilgili hiçbir yazılı bilgi, çizim, resim de bulunmuyor.
Atatürk’ün 1 Haziran 1935’te Florya Deniz Köşkü’nde çekilen bir fotoğrafındaki eli, sosyal medyada photoshopla bozkurt işareti yapıyormuş gibi gösterilmişti.
Bozkurt işaretinin, 1960’ların ortalarında siyasete giren Türkeş’in Ülkücü Hareketi ve MHP’nin sembolü haline gelmesi ise 1990’ların başına tekabül ediyor.
60’lar, 70’ler ve 80’ler boyunca Ülkücülerin, MHPlilerin ya da Türkeş’in bozkurt işareti yaptığına dair bir bilgi, kayıt ya da fotoğraf yok.
Peki, Alparslan Türkeş ilk bozkurt selamını ne zaman yaptı?
Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, 2007 yılında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın şehit cenazelerinde Bozkurt işareti yapılmasını eleştirmesi üzerine CINE5’te katıldığı programda Bozkurt işaretinin kaynağını da ilk kez şöyle açıkladı:
“Bozkurt işareti, bütün Türk dünyasında kullanılıyor. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra Bakü’de Ebulfeyz Elçibey’in düzenlediği mitingde bir milyon insan Alparslan Türkeş’i ‘Bozkurt’ işaretiyle selamladı. Orada görülen bu işaret daha sonra Türkiye’ye de geldi ve Türk milleti tarafından kullanılmaya başlandı. Başbakan’ın bu işareti bilmeyişi Türk tarihini bilmemesinden kaynaklanıyor. Biraz okusa öğrenecek ve o zaman bu işareti küçümsemeyecek, alay edemeyecek.”
Ama Tuğrul Türkeş, mitigin tarihini yanlış hatırlıyor. Çünkü Bakü’deki miting 2 Mayıs 1992’de olmuştu.
Mitignde Türkeş’in Bozkurt selamı vermesi Türkiye’deki gazetelerde haber olmuştu.
Fakat Türkeş’in Bozkurt selamının yanlış olduğu, metalcilerin işaretine benzediği görülüyor.
O gün mitingde Türkeş’in yanında olan Azerbaycaanlı milliyetçi akademisyen Prof. Dr. Hanım Halilova, Bozkurt işaretini Türkeş’e kendisinin öğrettiğini, Türkeş’in işareti önce yanlış yaptığını anlatıyor:
“Milyonlar Türkeş beyi görmeye gelmiş. Herkes de bozkurt işareti yapıyor. Elçibey konuşma yapmaya gitti. Başbuğ bana sordu “Yavrum bu ne işaretidir”. Sayın Başbuğum bu Bozkurt işaretidir. Göktürklerden bize gelmiştir. Türklüğün simgesidir. Böyle yaptı. Sayın Başbuğum öyle olmaz, metalistler öyle yapar. Parmaklarını düzelttim.”
Ama bu Türkeş’in ilk bozkurt işareti değildi.
Türkeş, bozkurt işaretini ilkkez bundan bir yıl önce 7 Ağustos 1991’de kendisini ziyaret eden Gagavuz Türkü gençlerden oluşan bir heyetten öğrenmişti.
O gün Türkeş’i ziyaret eden gençlerden biri olan Güllü Karanfil, yıllar sonra yazdığı yazıda o günü anlattı:
“Bu işaret nereden geldi? Kimler onu ilk defa açık, ‘bu bozkurt’ bilinciyle insanlar içinde kullandı? Nasıl oldu da tüm Türk dünyasına yayıldı?
Çeşitli fikirler mevcut: Gagauzlardan geldiği söylenmekte. Başbuğ Türkeş ve o zamanlar onun yanında bulunan Azerbaycanlı Hanım Halilova da bunu defalarla ifade etmişlerdi.
Sosyal ağda çeşitli fotolara ve çeşitli masalsı fikirlere rastlamak mümkün (menşei belli olmayan bir taş heykel Bozkurt işareti gösterdiği, ve başka bir sürü doğru olmayan versiyonlar ileri sürülmektedir.
Aslında bu makaleni yazmakta bir kadar geç kaldığımı diyebilirim. Şimdiyse her şeyi yazarak gerçeği ortaya çıkarmaya gayret edeceğim. Bozkurdumuz yardımcı olsun!
1990’da duvar kırıldı ve 1991 yılında 1-15 Ağustos tarihinde Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Turan YAZGAN Türk Dünyasından üniversiteli gençleri bir araya toplayarak bir gezi düzenledi. Azerbaycan, Kerkük, Bulgaristan, Romanya, Gagauz Yeri, Kazakistan, Kırgızistan, Doğu Türkistan ve Türkiye: 70-80 kişilik bir orduyduk….Turan Hocanın Vakfı’nın avlusunda dolma bozkurt heykeli vardı. Ve biz Gagauzlar bozkurtlu bayrağımızla, samimiyetimiz ile biraz seçiliyorduk diğer gruplardan.
Gezimizin ilk gününden beri Vakfın avlusunda ‘Bozkurtlar’ ‘fazlalaşınca’ bizi samimi bulan Türkiyeli arkadaşlarımız (yukarıda yazdığım isimler), bize, artık artık şimdi herkese malum olan, Bozkurt işaretini gösterdiler. Meğer tam o yıllarda bu işareti Türkiyeli ülkücüler kendi aralarında çok nadiren yapıyorlarmış.
Yapıyorlardı, ama Türkiye’de bu işaret yayılmamıştı. Orada işte tarihi bir an oldu. Gagauz Cumhuriyetini (tanınmayan) yeni kuran Bozkurtlu bayrağını elinde gezdiren ve Bozkurt işaretini Türk arkadaşlarından hemen benimseyen Gagauz ekibi o günden başlarak tüm gezi zamanı o işareti hep tuttu.
Günlerden 7 Ağustos mu 8 mi, tam olarak hatırlayamıyorum… Ankara’dayız ve Başbuğ Alparslan Türkeş’i ziyarete geliyoruz. Bu adamın önemli biri olduğunu bize söylemişti Türkiyeli arkadaşlarımız. Bir de orada çalışanların takım elbiseli olduklarını, disiplinli ve heyecanlı olduklarını görünce… bu kişinin önemli biri olduğunu daha da iyi anlamıştık. Her devletten gelen gençler grup şeklinde yanına giriyor, çok kısa bir şekilde nereden geldiklerini, kendilerini tanıtarak fotoğraf çektirip çıkıyordu. Gagauz ekibinin konuşmacısı bendim. Başbuğla teker teker el sıkışarak adlarımızı söyledik, nereden geldiğimizi anlattık Gagauz üçgen bayrağımızı bağışladık ve bazılarımız Bozkurt işaretini tutarak fotoğraf çektirdik. Tarihi bir fotoğraf bu! Gagauz gençlerinin ortasında duran Başbuğ bu işareti ilk defa tutuyor ve hatta dikkat etseniz yanlış tutuyordur. Ekipimizden bazı gençler yeni benimsenen işareti tutmakta tereddüt etmişler.”
Karanfil, bozkurt işaretini “biz de Türkiyeli ülkücülerden gördük” diyor.
O gezide olan Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu, ‘Bir Vakıf Çinar: Prof. Dr. Turan Yazgan hakka yürüdü’ adlı makalesinde ise şöyle yazıyor:
“Bugün Türkiye’de bir siyasi partimiz tarafından sıkça kullanılan bir elin orta ve yüzük parmaklarını başparmakla birleştirip işaret ve yüzük parmaklarını yukarı kaldırarak yapılan “bozkurt” işaretini Turan Hocanın Türkiye’ye davet ettiği Türk Dünyasından gençlerden ilk kez öğrenmiştik. Üç günlük samimi beraberlikten sonra grubu Kayseri’ye yolcu etmek için Ankara tren garındaydık. Genç gönüller kısa zamanda o kadar kaynaşmıştı ki, onlar trenin vagonunda bizimkiler aşağıda ağlıyorlardı. Bu tablonun arasında Azerbaycan’da yaşayan Gagauzlardan gelen gençler (ki onların arasında bugün Gagauzların büyük şairlerinden biri olan ve hala ilişkilerimizin devam ettiği Güllü Karanfil de vardı) trenin camından sarkarak bir işaret yapıyorlar. Bu işareti görünce bizim gençler şaşırmışlar, Hakan Memur heyecanla “Abi Gagauzlar bir işaret yapıyorlar, baksana” dedi. Biraz şaşkınlıktan sonra “kurt bu kurt bozkurt işareti yapıyorlar” dedim ve biz de parmaklarımızı onlar gibi yaparak onları selamlamaya başladık. Onlar trende biz yerde bu işaretle vedalaştık. Bu işareti çok sevmiştik ve oradaki arkadaşlarla karar aldık: O yıllarda sık sık düzenlenen Karabağ’ın işgalini tel’in gösterilerinde, Bosna mitinglerinde ve başka her yerde biz bu işareti yaparak katılacaktık. Öyle de yaptık, slogan atarken bizim arkadaşlarımız elleriyle “bozkurt işareti” yapıyorduk. Bir süre sonra bazı büyüklerimizden bu davranışımızdan dolayı eleştiri almaya bile başlamıştık. Bu da nereden çıkmıştı, biz grubun birliğini bozuyorduk, biz ayrı bir fraksiyon hareketi mi başlatıyorduk vs”. Biz bu eleştirilere aldırış etmeden ve her birine yeni işaretimiz izah ederek her gösteride aynı işareti yapmaya devam ettik. Ta ki, merhum Türkeş, bu işareti Manisa mitinginde yapana kadar. Türkeş’in bu işareti yapmasıyla da Türk siyasi hayatı ve tüm Türkiye yeni bir sembolle tanışmış oldu.”
1993 yılında Fenerbahçe ve Beşiktaş arasındaki maçta da Sergen Yalçın, gol sevincini bozkurt işareti yaparak göstermişti.
2021 yılında İngiltere liginde Everton forması giyen Cenk Tosun da attığı golün ardından bozkurt işareti yapmıştı.