Siyaset bilimci Mümtaz'er Türköne, bir YouTube kanalında 'Hz. Muhammed'in Hz. Aişe 9 yaşındayken evlendiği' iddiasını dile getirmesinin ardından hakkında soruşturma başlatılan Diamond Tema tartışmasına ilişkin yazdığı yazıda, "Dinini, peygamberini aziz bilenlerin, inançlarının izzeti için onun arkasında durması gerekir" ifadesini kullandı.
Yazar ve siyaset bilimci Mümtaz’er Türköne, bir YouTube kanalında İslam peygamberi Hz. Muhammed’in Hz. Aişe ile evliliğine dair bazı hadis kitaplarından aktardığı bilgiler sonrası sosyal medyada hedef gösterilmesinin ardından hakkında soruşturma açılan Diamond Tema’ya ilişkin dikkat çekici bir yazı kaleme aldı.
Türköne yazısında, “Din adına hüküm verenler arasında, 9 yaşındaki bir çocukla cinsel ilişkiyi caiz görenler, bırakın dini insanlığın dışındadır. Hakikati bu şekilde teslim etmeyerek bu sapkınlara açık kapı bırakanları da İslâm dairesinin dışına atarak, dininizin izzetini korumuş olursunuz” ifadelerini kullandı.
Mümtaz’er Türköne’nin TheTurkishPost isimli sitede “Diamond Tema: Haklı olmanın ağır yükü” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
“Korkunun ecele faydası yok. Mesele büyüyecek, herkes safını belirlemek zorunda kalacak. Göz diktiği muhafazakâr oyları kaybetme korkusuyla topa girmeye çekinen CHP’liler de bu rüzgârın önünde sürüklenecekler.
Mesele mühim. Yansımaları ve uzantıları derin. Peşin hükümle harekete eğilimli olanlar bile meseleyi enine boyuna kavrama fırsatı olacak. İşte bu yüzden erken davranıp konuya en geniş açıdan nüfuz etmeniz lâzım.
Diamond Tema, bana biraz Kanunî döneminde tam da Diamond’un yaşında idam edilen İsmail Maşukî’yi hatırlatıyor. Oğlan Şeyh diye tanınan Maşukî vahdet-i vücuda dair teziyle Medrese’nin otoritesini sarsmıştı, Şeyhülislâm İbn Kemâl ve Ebussuud Efendi’nin ısrarıyla talebeleriyle birlikte 1529’da idam edildi.
Bugünkü tartışmanın hareket noktası derin bir teoloji meselesi değil. Açıkça pedofili suçuna maske edilen bir dinî algı veya yorum etrafında dönüyor. “9 yaşındaki bir kız çocuğu ile cinsel ilişkiye girilir mi?” Bahaneniz ne olursa olsun, hatta ister dinî referanslara, peygamber sünnetine dayansın bu soruya “evet” cevabı veriyorsanız, aleni olarak Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesi ile 18 yıl ağır hapis cezası verdiği bir suçu övmüş oluyorsunuz. Dini değerleri aşağılama suçunun cezası ise 1-3 yıl arası. Kanun bile iki suç arasında bir hiyerarşi öngörüyor. Önceliğin çocukların korunmasına verilmesi, ikincisi ile çeliştiği durumda kamu yararı açısından birincisinin gözetilmesi gerektiğini söylüyor. Çünkü hiçbir vicdanın ve ahlâk anlayışının kaldıramayacağı bir pedofili suçudur burada sözü edilen. Herhangi bir din-diyanet tartışmasından, dine dair bir yorumdan, kanaatten ve inançtan önce bu suçu önlemek, niyetlenen ve destekleyenleri ise canlarından bezdirmek bir devletin ve bütün kamu otoritelerinin varlık sebebidir. Diyanet dahil, bütün din otoritelerinin de ortak ve kesin bir hükümle bu duruma sed çekme mükellefiyeti vardır. Ha bu durumu inancınızın gereği olarak savunmaya devam ediyorsanız, kamu otoritesine düşen görev bu suça verilen cezayı arttırarak, teşhir ederek daha caydırıcı olmaktır. Alırsınız dininizi de inancınızı da uzun yıllar hapiste bu pedofili takıntınızla huzur içinde yaşama hakkınıza saygı beklersiniz.
DİNİ BİR TARTIŞMA MI SİSTEMLİ BİR ÖRGÜTLÜ PEDOFİLİ Mİ?
Dindarlar ve örgütlü yaşayan cemaatler, dinî sınırlamalardan azade, cinsel özgürlüğün sınırlarının geliştiği bir toplumun baskısı ve telkini altında yaşıyorlar. Ahlâkı bastırılmış cinsellikten ibaret zanneden bu kapalı yapılarda sapkınlıklar daha kolay etrafa zarar verir biçimde yaşıyor. Mahkemelere intikal eden olayların bolluğu bu baskı altında kalıp da yakın çevresine zarar veren bu sapkınlığın mutlaka önleyici bir kamu politikasına konu edilmesi gerektiğini gösteriyor. 9 yaş meselesi de, bu tarikatlerin kapalı dünyasında ciddi bir tehdit oluşturuyor. Karşımızda bir dini tartışma durmuyor, tarikatlarda sistemli ve örgütlü hale gelen pedofili suçunu önlemekle mükellefiz.
Mesele can yakıcı haliyle dinî bir tartışma değil; bir kamu sağlığı ve insan (çocuk) hakları meselesi. Toplumun ve devletin temel sorumluluğu olarak çocuklarımızı sapkın eğilimlere karşı koruma görevimizin etkili bir şekilde yerine getirilmesi gerekiyor. Bu görevi yerine getirecek güç ise, dinî otoritelerin farklı yorumları değil, laikliğin sağladığı güvencedir. Bu mesele dinî yorumlarla değil laik düzenlemelerle ve yaptırımlarla çözülür.
İslâm hukukunun izin verdiği köleliği insan hakları ortadan kaldırdı. Kadına aynı hukukun mirastan verdiği eksik payı laik hukuk erkekle eşitleyerek düzeltti. Para ekonomisinde faizsiz bir düzen kalmadı. Bunlar tartışılmıyor da neden geçmişe referans gösterilen pedofili hala gündemimizde.
Başında sarık, sırtlarındaki cübbenin eteğini sağa sola savurarak ortalıkta dolananların arasında mebzul miktarda bulunan soytarılar dini yorum kılıfı giydirilmiş pornografiyi ellerine geçen her fırsatta şehvetli-salyalı ağızlarıyla ballandıra ballandıra her yerde anlatıyorlar. Cenneti bir fuhuşhane olarak tasvir eden bu soytarıların cinsel fantezileri kadar dini aşağılayan, hakaret içeren başka ne var?
Oxford’da Joshua Little isminde erken dönem İslâm uzmanın konuyla ilgili hacimli bir doktora tezinden bahsediliyor. Uzmanın vardığı sonuç, 9 yaş rivayetinin doğru olup olmadığının bilenemeyeceği şeklinde. Sahih-i Buharî referansı herhalde, dinin kendisinin yerine geçemez.
Üstelik dinin esasına dair yorumlar zamanla değişir. Din adına hüküm verenler arasında, 9 yaşındaki bir çocukla cinsel ilişkiyi caiz görenler, bırakın dini insanlığın dışındadır. Hakikati bu şekilde teslim etmeyerek bu sapkınlara açık kapı bırakanları da İslâm dairesinin dışına atarak, dininizin izzetini korumuş olursunuz.
Diamond Tema’nın sorusu, bu soytarıları susturmak için bir fırsat. Dinini, peygamberini aziz bilenlerin, inançlarının izzeti için onun arkasında durması gerekir.”