Ankara Emniyeti'nde yaşanan gizli tanık krizini yazan Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi, "Gizli tanığın savcılıktaki 19 sayfalık ifadesinde ve sonra poliste verdiği ifadede AK Partili siyasetçilerin ismi geçiyor mu? Şu ana kadarki bilgi isimlerinin yer almadığı şeklinde" dedi.
Hürriyet gazetesinin iktidara yakın yazarı Abdülkadir Selvi, Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütü davasının gizli tanığı Serdar Sertçelik’in iddiaları üzerine başlatılan Ankara Emniyeti’ndeki müdürlerin görevden alınarak gözaltına alındığı soruşturmayla ilgili sorulara yer verdiği bir yazı yazdı.
Selvi, gizli tanığın ifadesine AKP’li siyasetçilerin isimlerinin eklenmek istendiği şeklindeki iddiayı doğrulamayarak, ifadede bu yönde bir bölüm olmadığını söyledi.
Selvi’nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Bu olayda aydınlatılması gereken noktalar var.
1- Gizli tanık Serdar Sertçelik’in Kıbrıs’tan Türkiye’ye gelmesi için yapılan telefon görüşmesindeki polis şefinin ısrarı amacını aşmış gözüküyor.
2- Gizli tanık Serdar Sertçelik’in savcılıktaki 19 sayfalık ifadesinde ve daha sonra poliste verdiği ifadenin içinde AK Partili siyasetçilerin ismi geçiyor mu? Şu ana kadarki bilgi isimlerinin yer almadığı şeklinde.
3- Serdar Sertçelik, ayağına elektronik kelepçe takılı olduğu halde 9 defa denetimli serbestliği ihlal ettiği halde neden tutuklanmadı? Kim ya da kimler göz yumdu? Elektronik kelepçenin takip edildiği Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Ankara Emniyeti’nde bu işin sorumluları kimler?
4- Serdar Sertçelik, ayağında elektronik kelepçe olduğu halde sevgilisiyle barda eğlenip, ardından gittiği işkembecide Ayhan Bora Kaplan’ın gece kulübünde güvenlik görevlisi olan şahıs tarafından iki bacağından vuruluyor. Hastanede ayağı alçıya alınıyor. Peki bu durumda neden mahkum koğuşuna alınmıyor?
5- Serdar Sertçelik, ayağında elektronik kelepçe olduğu halde nasıl kaçıyor? 11 saat boyunca elektronik kelepçe sinyal vermiyor mu?
6- Serdar Sertçelik’in kaçışıyla ilgili olarak bir komiser ve üç sivil gözaltına alındı. Bunlar kimin talimatı ya da koruması altında hareket etmişler?
7- Ayhan Bora Kaplan’la ilişkisi olduğu tespit edilen bir grup polise yönelik operasyon hazırlığı yapılırken, onlar daha önce davranıp Ayhan Bora Kaplan operasyonunu yapan ekibe karşı operasyon mu yaptı?
8- Ayhan Bora Kaplan’ın liderliğini yaptığı organize suç örgütü yurtdışına kaçan bir itirafçı üzerinden AK Partili önemli siyasetçilerin isimlerini vererek tam aksine AK Parti’ye, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ve Cumhur İttifakı’na kumpas mı kuruyor?
9- Yoksa gerçekten emniyet içerisinde bir ekip AK Parti ve Cumhur İttifakı’na yönelik olarak bir operasyon hazırlığı içinde mi? Dijital verilerle ilgili inceleme tamamlandıktan sonra bu soruların cevabını almış olacağız.
Eğer Serdar Sertçelik’in iddia ettiği gibi polis şefleri AK Partili siyasetçilerin isimlerini itirafçının ifadesinin içine yerleştirdiyse burada bir cunta oluşumu var demektir.
Eğer yoksa, Serdar Sertçelik bu isimleri ortaya attıysa o zaman mafya, AK Parti’ye, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya ve Cumhur İttifakı’na kumpas kuruyor demektir.
Onun için kumpaslara, tuzaklara alet olmadan, mafyanın ekmeğine yağ sürmeden soğukkanlılıkla gerçeklerin ortaya çıkması için çaba göstermeliyiz.”