Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasına ilişkin değerlendirmesinde "Mafya karşı bir operasyon yapıyor" dedi. Avcı, "Herkes görmesine rağmen dillendirilmiyor, bu tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu" diye konuştu.
Eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, Ankara Emniyeti’nde Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturmasında adı geçen üç polis müdürünün gözaltına alınması ve gizli tanığın elektronik kelepçeye rağmen vurulmasına ve ‘kaçması’na ilişkin değerlendirmesinde, “tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu” nitelemesi yaptı. Avcı, “Şimdi bütün bunları toparlanınca şöyle bir olay çıkıyor; mafya karşı bir operasyon yapıyor. Şu anda bütün herkes görmesine rağmen dillendirilmiyor, bu tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu” dedi.
Karar TV’de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un programına katılan Avcı, üç polisin açığa alınması sonrasında ortaya atılan “komplo” iddialarını değerlendirdi. Avcı, gizli tanığın elektronik kelepçeye rağmen gidebildiği çorbacıda “mafya ile irtibatta olduğu bilinen kişiler tarafından ayağından vurulduğunu” hatırlattı.
Avcı, gizli tanığın yayınladığı ses kaydı ile kendisine “ifadesinde bazı kişilerin isimlerini geçirmesi” için baskı yapıldığına dair iddialar hakkında da “Biz bunun çok örneklerini gördük. Hep böyle büyük mafya operasyonlarında mafya, tanıkları etkiler; kimine para vermeye kalkar, kimisine şantaj yapar, kimisini tehdit eder, kimisinin ailesine baskı yapar. Bütün şahitleri bertaraf eder ve kendi içindeki tanıkları mutlak suretle etkisi altına almaya çalışır. Bunun yüzlerce örneğini gördük” ifadelerini kullandı.
Avcı’nın değerlendirmeleri şu şekilde:
“İçerde bulunan mafya mensupları bu kişileri tehdit ediyorlar, bu ifadeni değiştirmen vazgeçmen lazım diye. Kişi galiba yok diyor ve ayağından vuruluyor. Her ne kadar tesadüf dense de vuranların bu çete mensuplarıyla irtibatta oldukları herkes tarafından bilinen bir olay. Şimdi bütün bunları toparlanınca şöyle bir olay çıkıyor; mafya karşı bir operasyon yapıyor. Şu anda bütün herkes görmesine rağmen dillendirilmiyor, bu tam manasıyla bir mafyanın karşı operasyonu.
Bu görevliler ile Serdar Sertçelik arasında 10 konuşma var belki daha fazla, bize sunulan 3 tanesi. Daha önceki konuşmalarda şu şu isimlerde geçebilir deyip söylemediği ne malum. Çünkü polisler diyor ki üslerimize danışalım o isim geçsin mi geçmesin mi. Şimdi polis karar vermiş bu isimleri monte etmek istiyorsa üslere danışma diye bir şey olabilir mi. Böyle bir şeye karar verilmişse Türkiye’deyken yapılması lazım. Siz yurtdışında olduğu zaman telefonda söylüyorsunuz ayrıca diyorsunuz ki amirlerimize soralım diyorsunuz. Şimdi siz bu işe karar vermişseniz, böyle bir operasyon yapıyorsanız AK Parti’ye veya bir takım insanlara bakanlara, Cumhurbaşkanına en yakın insanlara bu operasyonu yapıyorsanız; bu saatten sonra gidelim danışalım bilgi alalım diye bir şey olabilir mi.
Yani şu olmuş önce bu kişi aramış polisleri yemlemiş; yani demiş ki şu isimler geçebilir, onların tahmin ettiği bekleyebildikleri sansasyonel bazı isimlerden bahsetmiş. Daha sonraki konuşmada polisler bu şahsı gelmesi konusunda ikna ederken laf araya çıktığında da üslerimize soralım, danışalım gibi haddini aşan konuşmalar yapmış. Şimdi mafya operasyon yapıyor diyor ki; bu tahkikat bütün soruşturma boş tamamen polisin montajı. Bir de hükümeti tahrik ederek bu görevi yapan insanların tamamını gölgede bırakıyor.”
Biz bunun çok örneklerini gördük. Hep böyle büyük mafya operasyonlarında mafya, tanıkları etkiler; kimine para vermeye kalkar, kimisine şantaj yapar, kimisini tehdit eder, kimisinin ailesine baskı yapar. Bütün şahitleri bertaraf eder ve kendi içindeki tanıkları mutlak suretle etkisi altına almaya çalışır. Bunun yüzlerce örneğini gördük. Bir tanık ifade verdiği zaman bu ifade öğrenilir. Hemen ondan olayın oluş biçiminden avukatlar vasıtasıyla mahkemeye intikal etmeden o kişinin ifadesi öğrenilir ve ceza evinde öyle bir sistem kurarlar ki mutlaka ifadeyi değiştirirler. Yani bu sistem mafyanın genel yöntemidir. İnsanlar mafya ile mücadeleyi çok hafife alıp, çok kolay zannediyorlar. O kişiler bu konuda yeteneklidir, yetkinlikleri vardır. Kendi içlerinde kim ifade vermişse mutlak o ifadeyi değiştirirler, buradaki olay da budur.”