Brüksel merkezli kuruluştan insan hakları raporu: Türkiye uluslararası taahhütlerini yerine getirsin

Hak arama örgütü Solidarity with OTHERS'ın son raporunda "Türkiye ancak anlamlı reformlar, adalet ve kapsayıcılık taahhüdü ile tüm vatandaşları için daha eşitlikçi ve haklara saygılı bir toplum inşa edebilir." denildi.

  • ü
  • 30 Nisan 2024
  • ü
  • Dünya

Merkezi Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan hak arama örgütü Solidarity with OTHERS, geçtiğimiz yıla ilişkin insan hakları raporunu yayımladı. “Adalet Labirenti: 2023 Yılında Türkiye’de İnsan Hakları” raporda Türkiye’deki insan hakları ihlalleri, yargı sistemindeki aksaklıklar, azınlıklara yönelik kötü muameleler, AİHM kararlarına uyulmaması, mülteci politikaları ve kadın haklarında geriye gidişe neden olan uygulamalar gündeme getirildi.

Raporun yayınlanmasından sonra yapılan çağrıda Türkiye’nin; ancak anlamlı reformlar, adalet ve kapsayıcılık taahhüdü ile tüm vatandaşları için daha eşitlikçi ve haklara saygılı bir toplum inşa edebileceği vurgulandı.

TÜRKİYE’NİN İNSAN HAKLARI KARNESİ

Raporda öne çıkarılan konular şöyle sıralandı:

“- Türkiye’de 2023 yılı, ülkenin insan hakları ortamına, yargı sistemine, azınlıklara yönelik muameleye, AİHM (@ECHR_CEDH) kararlarına uyulmamasına, mülteci politikalarına ve kadın haklarına ışık tutan sayısız zorluk ve gelişmenin gölgesinde geçti.

– Uluslararası inceleme ve kınamalara rağmen, Türkiye bu alanlarda süregelen zorluklarla karşılaşmış ve yönetişim, hesap verebilirlik ve temel hak ve özgürlüklere saygı ile ilgili köklü sorunları ortaya çıkarmıştır.

– Muhalif seslere ve insan hakları savunucularına yönelik baskılardan yasal güvencelerin aşınmasına ve yargı bağımsızlığına yönelik kısıtlamalara kadar, Türkiye hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkelere zarar veren sistemik zorluklarla boğuşmuştur.

– Gülen hareketi, Kürtler ve LGBTQ+ bireyler de dahil olmak üzere azınlık topluluklarının hedef alınması, marjinal grupların karşı karşıya kaldığı kırılganlıkları ve kapsayıcı ve hak temelli politikalara duyulan acil ihtiyacı vurgulamıştır.

– Başta Suriyeliler ve Afganlar olmak üzere mülteci ve göçmenlerin durumu, Türkiye sınırları içerisinde yaşanan insani krizlere ve daha iyi koruma mekanizmaları ile uluslararası işbirliğine duyulan ihtiyaca dikkat çekmiştir.

– Aynı zamanda, sınır ötesi baskı olgusu, Türkiye’nin sınırlarının ötesindeki eleştirileri susturma çabalarının altını çizerek, yargısız infazlar ve güç suiistimallerine ilişkin endişeleri artırmıştır.

– Bu zorlukların ortasında, kadın hakları savunuculuğu çabalarına ve kamuoyu farkındalık kampanyalarına rağmen toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kadın cinayetleri devam ettiği için Türkiye’nin kadın hakları ortamı engellerle dolu olmaya devam etmiştir.

– İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, muhafazakâr politikalar ile uluslararası insan hakları standartları arasındaki gerilimleri yansıtarak kadın hakları ve yasal korumalar konusundaki daha geniş tartışmaları sembolize etmiştir.

– Sonuç olarak, 2023 olayları Türkiye’de sistemik zorlukların ele alınması, insan haklarının korunması ve demokratik kurumların güçlendirilmesi için kapsamlı reformlara duyulan acil ihtiyacın altını çizmiştir.

– İleriye dönük olarak, hesap verebilirliği teşvik etmek, savunmasız toplulukları korumak ve Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi konusundaki uluslararası taahhütlerini yerine getirmesini sağlamak için ortak çabalar gerekmektedir.

– Türkiye ancak anlamlı reformlar, adalet ve kapsayıcılık taahhüdü ile tüm vatandaşları için daha eşitlikçi ve haklara saygılı bir toplum inşa edebilir.”

‘AMACIMIZ İNSAN HAKLARI İÇİN SÜREÇLERE MÜDAHİL OLMAK’

Solidarity With OTHERS Başkanı Yüksel Kaya, Türkiye’deki ve dünyadaki insan hakları ihlallerinin giderilmesi için çalıştıklarını söyledi. Bunun için ulusal ve uluslararası hukuk kurumlarına başvurduklarını kaydeden Kaya,”Yakın gelecekteki hedeflerimizden bazıları; Birleşmiş Milletler’in 2024 yılı içerisinde Türkiye ile ilgili yapacağı periyodik inceleme süreçlerine müdahil olmak, AB, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi önemli kurumların da katkısı ve teşviki ile Türkiye’de daha eşitlikçi, adil, insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu ve daha demokrat bir sistemin oluşumuna katkıda bulunmak. Türkiye toplumu ancak bu şekilde medeni dünyanın bir parçası olarak kalmaya devam edebilir” dedi.

Rapora ulaşmak için tıklayınız.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com