Erdoğan'ın eski danışmanı ve TCK'nın mimarlarından İzzet Özgenç, AİHM'in verdiği Yüksel Yalçınkaya kararı değerlendirdi; KHK'lılar ve hukukçular tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) mimarlarından İzzet Özgenç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği Yüksel Yalçınkaya kararı değerlendirdi.
Gülen cemaati üyeliği ve ByLock kullanıcı olduğu iddiasıyla tutuklanan öğretmen Yalçınkaya hakkında AİHM hak ihlali kararı vermişti.
Özgenç sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda “Başvurucu ile benzer durumda olan kişilerin de AİHM kararında işaret edilen hak ihlali sebeplerini dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilmesi için, bir kanuni düzenleme yapılmasına acil ihtiyaç bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
KHK’lı eski vali yardımcısı Engin Avcı, Özgenç’in sözlerine tepki gösterdiği paylaşımda, AİHM Kararı olmasa bile,
Anayasanın 38. Maddesi ve 15.Madesine göre, Türk Ceza Kanunun 2. Maddesine göre beraat kararları verilmesi gerekir. Çözüm için hakimlerin hukuka uyması yeterli” dedi.
Av. Hatice Yıldız ise, “Ahh İzzet Hoca” diye başladığı yanıtında, “Yalçınkaya kararının hükmü kesinleşenler bakımından uygulanabilmesi için yasada hüküm olmadığını yasal düzenleme yapılması gerektiğini” yazmış.” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Anayasa 90, AİHS 46 madde ortada iken Yalçınkaya kararında AİHM “bu tespitlerim aynı durumdaki tüm davalar için geçerli” demiş iken yasal düzenleme yok denilemez. Bu durum apaçık CMK 311 e bendi kapsamında yargılamanın yenilenmesi sebebidir. AYM İbrahim Er kararı da bunu söyler. Açık bir yasal düzenleme yapılmasında elbette zarar yok. Ancak “yasal düzenleme yok o yüzden hükmü kesinleşenler için şu an uygulanamaz” görüşüne kesinlikle katılmıyorum.
İzzet hoca, örneğin AİHM yeniden yargılama talebinin reddi kararı verilen bir dosyayı incelese “olmaz Yalçınkaya kararını uygulamalı ve yeniden yargılama yapmalıydınız” diyerek hak ihlali kararı verse onda da mı yasada hüküm yok sadece başvurucuyu bağlar diyeceksiniz. Hiçbir yasa insanın temel haklarından daha üstün değildir.”
Av.İlyas Özkan da, “İzzet hocam TCK ya göre ceza tesis edilen eylemlerin hiç birinin uluslararası yada AYM kararına gerek olmadan suç oluşturmadíğını siz de biliyorsunuz.” ifadelerini kullandığı paylaşımında, “Bir eylemin zaman itibariyle suç olup olmadığı saçma değil mi. Bylock indirmek tek başına suç ise listedekiler ne olacak.” dedi.
Kayseri’de öğretmenlik yapan Yüksel Yalçınkaya “FETÖ/PDY üyesi olmak” iddiasıyla Eylül 2016’da tutuklandıktan sonra yargılandı. Yalçınkaya, 672 Nolu KHK ile ihraç edilmiş; “Bylock kullanması”, “Bank Asya’da hesabı olması” ve “FETÖ ile bağlantılı olduğu ilan edilen kuruluşlara üye olması” delil diye sayılarak ve gizli bir tanığın ifadesiyle mahkum edilmişti.
Yalçınkaya da 17 Mart 2020’de AİHM’e başvurdu.
AİHM, Yalçınkaya ile ilgili kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinin, kanunsuz suç olamayacağı ilkesini düzenleyen 7. maddesinin ve örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
Gerekçeli kararda, Türkiye’nin “terör suçlamalarıyla yapılan yargılamalarında” AİHS’in 6. ve 7. maddesinin ihlali bakımından çok sayıda insanı ilgilendiren sistematik sorunlar olduğu kaydedildi.
Yalçınkaya’nın yargılanmasında ByLock kullanımının temel delil olarak değerlendirilmesine dikkat çeken AİHM, eğer bu düzeltilmezse Türkiye’de Bylock kullanmış ve davaları devam eden herkesin yalnızca bu esasa dayanarak mahkum edilebileceği uyarısında bulundu.