Siyasetteki girift ilişkileri ve ‘kimin eli kimin cebinde’ sorusuna verilecek doyurucu cevabı Gökçek-Altınok ilişkisinde, daha doğrusu kavgasında görebilmek mümkün.
Başlığa Melih Gökçek’i çekmekle kendisine hak ettiğinin çok ötesinde bir paye verdiğimin farkındayım. Ancak 31 Mart yerel seçimleri öncesinde Ankara analizi yaparken Turgut Altınok’un adaylık serüvenine ve bu serüvenin eski başkan Melih Gökçek’le yakın ilişkisine değinmemek konuyu epece ıskalamak olurdu. Zira siyasetteki girift ilişkileri ve ‘kimin eli kimin cebinde’ sorusuna verilecek doyurucu cevabı Gökçek-Altınok ilişkisinde, daha doğrusu kavgasında görebilmek mümkün. Bu nedenle Ankara seçim değerlendirmesine Gökçek cephesinden bakarak başlamayı tercih ettim.
AKP’nin adayı Turgut Altınok ile Melih Gökçek’in çok uzun yıllara dayanan siyasi rekabeti, 2014 seçimleriyle kanlı bıçaklı bir kavgaya dönüştü. AKP, Ankara için Melih Gökçek yerine Turgut Altınok’u aday göstermeyi planlarken derinden derine bir kaset söylentisi yayılmaya başlandı. Bu süreçte Altınok, büyükşehir için devre dışı kalırken mecburen Keçiören’e tekrar aday oldu. Daha sonra ise Altınok’a ait olduğu ileri sürülen bir görüntü dolaşıma sokuldu. Bu görüntünün yayılmasın ardından Turgut Altınok, son dakikada adaylığını geri çekti. Böylece Melih Gökçek, en büyük rakibi Altınok’u devre dışı bırakmayı başarmıştı. Sonrasında Altınok’un, internette yayılan görüntülerden Gökçek’i sorumlu tuttuğu ve aralarındaki kavganın kanlı bıçaklı bir savaşa dönüştüğü bir Ankara dedikodusu olarak sürekli anlatılıp durdu.
Ancak Melih Gökçek de şaibeli olarak kazandığı 2014 seçimlerinde görev süresini tamamlayamadan istifaya zorlandı. Gökçek sahneye terk ederken Turgut Altınok, 2019 seçimlerinde yeniden AKP’nin Keçiören adayı oldu. İddia o ki, AKP’nin aday göstermemesi halinde Altınok’un İYİ Parti adayı olacağı kesindi. Nitekim tam bu süreçte, Turgut Altınok’un kızı Ayça Altınok, İYİ Parti yönetimine girmişti. İlerleyen günlerde Altınok yeniden AKP adayı olurken kızı Ayça Altınok da İYİ Parti’den istifa etti.
Bir anlamda adaylığını AKP’ye dayatan ve Keçiören’e geri dönen Turgut Altınok, iddiaya göre 2024 seçimleri yaklaşırken aynı taktiği tekrar uyguladı. AKP’den Ankara Büyükşehir’e aday gösterilmemesi halinde İYİ Parti’nin adayı olacağı söylentileri kulislerde yayıldı. Son tahlilde AKP’nin adayı olarak ismi açıklandı. Sanırım bu açıklamayla en zor durumda kalan isim Melih Gökçek oldu. Zira Mansur Yavaş’a karşı amansız bir muhalefet yürüten Gökçek’in, Altınok’u nasıl içine sindirebildiğini merak ediyorum. Gökçek’in sosyal medyasına baktığımızda, Yavaş’a karşı muhalefetini sürdürmesine karşın Altınok’un lehine tek bir twiti bile yok. Gökçek’in sandık başında Altınok’un seçilme ihtimaline karşı Yavaş’a oy vermesi, hiç de yabana atılır bir ihtimal değil.
31 Mart yerel seçimleri için son düzlüğü girilirken sanıyorum seçim heyecanın en az olduğu büyükşehir Ankara. Zira mevcut başkan Mansur Yavaş açık ara önde görünüyor. Zaman zaman AKP yetkilileri de Ankara’da geride olduklarını itiraf ediyorlar. Özellikle Altınok’un sosyal medya da esprilere konu olan dillere destan mal varlığı ve bu açıklamada 600 daireyi eksik bildirdiğinin ortaya çıkması, seçimin fiilen bittiğinin ilanı oldu. AKP’nin paralı trolleri hariç kimse Ankara için Turgut Altınok’a şans tanımıyor. Mansur Yavaş’ın da Altınok gibi ülkücü kökenli olması, milliyetçi oyların blok halinde bir adaya gitmesini engelliyor.
AKP’nin de başkente çok asıldığı söylenemez. Sanıyorum Genel Merkez bu sonucu ‘en hayırlısı’ olarak görüyor. AKP’nin, 31 Mart seçimleriyle Ankara’da eski adaylar defterini kapatmayı, bundan sonrası için İstanbul ve İzmir’de olduğu gibi yeni nesil genç adaylarla yola devam etmeyi hesapladıklarını düşünüyorum.
Öte yandan hem CHP hem de AKP adayının eski ülkücü olmasına karşı milliyetçi bir çizgide siyaset yürüten İYİ Parti adayı Cengiz Topel Yıldırım’ın CHP kökenli olmasını not etmek yerinde olur.
Ankara için büyükşehir önemli ölçüde netleşirken esas yarış ilçelerde yaşanıyor. CHP, AKP’nin kalesi olarak bilinen kimi ilçelerde bu sefer bir hayli iddialı. Keçiören, Gölbaşı ve Etimesgut bu ilçelerin başında geliyor.
Çankaya ve Yenimahalle’de açık ara CHP önde. Altındağ ve Mamak için de AKP’nin kazanması çok büyük ihtimal. Ancak Etimesgut’ta MHP’nin adayı ve mevcut başkan Enver Demirel’e karşı CHP’nin adayı Erdal Beşikçioğlu bir hayli varlık gösteriyor.
Keçiören’de AKP’nin adayı Zafer Çoktan ile CHP’nin adayı olan eski İYİ Parti Ankara İl Başkanı Mesut Özarslan arasında kıyasıya bir rekabet yaşanıyor.
Gölbaşı da en çekişmeli seçimlerden birini yaşıyor. MHP’nin adayı ve mevcut başkan Ramazan Şimşek’in karşısında yine eski bir MHP’li olan ve bir dönem belediye başkanlığı yapan Yakup Odabaşı var. Gölbaşı’nda dengeleri değiştiren isim ise BBP’nin adayı Gökhan Koçak oldu. Sevilen bir isim olan Koçak’ın Bayburtlu seçmenden önemli bir oy alacağı, seçilemese bile MHP’nin adayı Ramazan Şimşek’in seçilmesini engelleyerek CHP adayının kazanmasına yol açabileceği en yaygın kanaat.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
