Avrupa Birliği, İngiltere’nin Ruanda ile yaptığı anlaşmanın benzeri anlaşmalar ile düzensiz göçmenleri üye olmayan üçüncü ülkelerde bekletecek. Peki bu, ülkeler arasında Türkiye var mı?
Charles Michel, Ursula von der Leyen ve Erdoğan. (FOTOĞRAF: JOHN THYS / POOL / AFP)
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa’da aşırı sağın yükselişini engellemek için göçmenlerin Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ülkelerde “depolanmasını” içeren bir plan üzerinde çalışıyor.
Avrupa Birliği’nin yasama organı konumundaki komisyonun başkanı Von der Leyen, ikinci dönem görevine devam etmek için kendisini destekleyen sağ partilere bu yönde bir plan sunmayı planlıyor. Plana göre aşırı sağın yükselişini engellemek için AB üyesi olmayan ülkelerle sınır dışı anlaşmalar yapılacak.
İngiltere’nin Ruanda ile yaptığı anlaşmanın benzeri anlaşmalar ile düzensiz göçmenler üçüncü ülkelerde bekletilecek.
Von der Leyen’in de üyesi olduğu merkez sağ ve muhafazakar partilerden oluşan bir çatı grubu olan Avrupa Halk Partisi (EPP) Çarşamba günü Romanya’nın başkenti Bükreş’te yıllık kongresine başlayacak. Avrupa Birliği ülkelerinden merkez sağ partilerden oluşan birliğin ana gündeminde aşırı sağın yükselişini engellemek için İngiltere‘nin Ruanda politikasına benzer daha fazla göç reformu çağrısı bulunuyor. Buna göre düzensiz göçmenler, iltica işlemleri için üçüncü ülkelere sınır dışı edilecek. Bu amaçla AB üyesi olmayan ülkelerle bir dizi anlaşmalar yapılacak. İngiltere, Ruanda ile yaptığı anlaşma ile ülkeye giren düzensiz göçmenlerin bu ülkeye gönderilmes ve iltica süreçlerini bu ülkede beklemeleri planlanıyor.
Avrupa iltica hukukunda köklü bir değişikliği savunan EPP, göç politikasının sertleştirilmesini istiyor. Ancak, EPP’nin en büyük grup olduğu parlamentoda bu taleplere karşı tutum sergileyen partiler de var. Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük ikinci oy bloğu olan Sosyalistler ve Demokratlar’ın öneriye karşı çıktığı biliniyor. Öneriyi EPP’nin aşırı sağ oyları çekmek için hazırladığı çirkin bir teklif olarak nitelendiren muhalif üyeler bu tür stratejilerin ancak aşırı sağı daha da büyütmeye yaradığını düşünüyor.
AB gözlemcileri, ikinci dönem göreve seçilebilmek amacıyla bu planı hazırlayan Ursula von der Leyen’in EPP’ye üye devletlerin desteğini almakta zorluk yaşamayacağını ancak seçilmesi ve planın parlamentoya gelmesi halinde büyük tartışmalara yol açacağını tahmin ediyor. Başka büyük tartışmalar ise planın temelinde yer alan üçüncü ülkelerde yaşanacak. AB’nin hangi ülkeler ile ve hangi şartlarda anlaşma yapacağı bilinmiyor. İngiltere, Ruanda’ya bazı binalar inşa etmeyi ve mali yardımda bulunmayı vaat etmişti. Bunun karşılığında ilk etapta 6 bin göçmen Ruanda’da depolanacaktı. İtalya’nın Arnavutluk ile yaptığı anlaşmada da benzer şartlar bulunurken, rakamın 600 ile 1000 arasında olduğu bildirilmişti.
EPP, Yunanistan, Polonya, İrlanda, Letonya, Hırvatistan, Litvanya, İsveç, Romanya, Finlandiya ve Lüksemburg’daki hükümet partileri de dahil olmak üzere Avrupa genelinde merkez sağ partileri temsil ediyor. EPP taslağında “Güvenli üçüncü ülkeler kavramını hayata geçirmek istiyoruz. AB’de iltica başvurusunda bulunan herkes güvenli bir üçüncü ülkeye nakledilebilir ve iltica sürecine orada devam edebilir“ ifadeleri yer alıyor.
İngiltere’nin uygulamaya çalıştığı Ruanda politikasına benzeyen bu plan çerçevesinde hangi ülkelerin kullanılacağı ise henüz açıklanmadı. İtalya benzer bir anlaşmayı Arnavutluk ile yapmıştı.
2015’deki Suriyeli göçü sırasında AB, dönemin Almanya Başbakanı Angela Merkel aracılığı ile dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu geri kabul anlaşmasına imza atmış ve Türkiye Suriyeliler’in sınırdan geçişlerini kontrol altına almayı taahhüt etmişti. Bunların karşılığında da AB, Türkiye’ye bir mali destek paketi sunmuştu.
Avrupa Birliği’ne sınır olması ve birçok “düzensiz“ göçmenin Türkiye üzerinden birliğe girmesi nedeniyle Türkiye’nin göçmen depolamak için potansiyel ülkeler arasında olup olmadığı şimdilik bilinmiyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
