Türk Firmaları neden Mısır’a taşınıyor?

Son yıllarda, başta tekstil sektörü olmak üzere bir çok Türk firması fabrikalarını Mısır'a taşıdı. Bu göç hala bütün hızıyla devam ediyor. Peki Mısır yabancı yatırımcılar için neden cazip? İşte fabrika göçünün gerekçeleri...

  • ü
  • 29 Aralık 2025
  • ü
  • Ekonomi

Gazeteci Özlem Temanna, Mısır’a kayan Türk yatırımları konusunu yerinde araştırdı. İşte Temenna’nın kaleminden, Mısır’daki Türk yatırımları ve Mısır’ı tercih gerekçeleri…

Mısır’ın başkenti Kahire’nin 60 kilometre dışında, Ramazan-ı Sanayi Kenti’ndeki dev fabrikalarda hummalı bir hareketlilik var. Son aylarda bu bölgeye Denizli’de, Tokat’ta, Çorlu’da çalışan makineler taşınıyor. ‘Made in Egypt’ etiketleri ise hazır.

Mısır hükümeti son beş yıldır, özellikle tekstil ve hazır giyim sektörlerinde yabancı sermayeyi çekmek amacıyla kapsamlı bir yatırım teşvik politikası uyguluyor. 2017’de yürürlüğe giren ve sonraki yıllarda genişletilen Yatırım Yasası kapsamında, ihracata dönük sanayi yatırımlarına kurumlar vergisi iadesi (cash incentive), gümrük muafiyetleri ve idari kolaylıklar sağlanıyor.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’na (UNCTAD) göre Mısır’da yabancı sermayeli sanayi yatırımları, yatırım maliyetinin%35 ve %50’sine kadar nakit veya vergi teşviklerinden yararlanabiliyor.

Teşvik paketinin bir diğer ayağını devlet arazilerinin yatırımcılara uzun vadeli ve düşük maliyetli kiralarla tahsis edilmesi. Mısır Yatırım ve Serbest Bölgeler Genel Otoritesi’ne (GAFI) bağlı sanayi ve serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalar, arazi tahsisine ek olarak gümrük vergisi ve KDV muafiyeti, ithal edilen makine ve hammaddelerde kolaylıklar ve ihracat işlemlerinde hızlandırılmış prosedürlerden yararlanıyor.

Bu saydığımız politikalar, özellikle ABD ve Avrupa pazarlarına ihracat yapan firmaları hedefliyor. Nitekim Mısır hükümeti son yıllarda Türk, Çinli ve Körfez sermayeli tekstil şirketlerini ülkeye çekmek için hazır giyim sektörünü stratejik öncelik alanlarından biri olarak tanımlıyor.

GÜMRÜKSÜZ İHRACAT AVANTAJI: QIZ

Mısır’ın Türkiye karşısındaki en önemli avantajı, 2004’ten bu yana yürürlükte olan QIZ – Qualified Industrial Zones (Nitelikli Sanayi Bölgeleri) anlaşması. ABD’nin kurduğu bu sistemin asıl amacı sadece ticaret değil, Arap ülkelerini İsrail’le ekonomik entegrasyona zorlamak. Yani Mısır’ın ABD pazarına gümrüksüz erişimi, İsrail’le ticari ortaklık yapma şartına bağlı. Bu, sadece ticari değil politik de bir kural. ABD, Ortadoğu’da İsrail’le ekonomik ilişkilerini normalleştiren ülkelere bu ayrıcalığı tanıyor diyebiliriz.

Yani Türkiye’deki bir üretici aynı ürünü ABD’ye gönderdiğinde %15–20 oranında gümrük vergisi öderken, Mısır’daki ortak şirketler bu vergiden tamamen muaf tutuluyor. Bu durum, Türk firmalarının Mısır’da şirket kurmasını veya ortaklık yapmasını son derece cazip hale getiriyor. Kısacası, Mısır yalnızca ucuz iş gücü değil, aynı zamanda pazara doğrudan erişim anlamına geliyor. Mısır hükümeti de bu avantajı stratejik biçimde kullanıyor.

MISIR’DA RESMİ ASGARİ ÜCRET 138 DOLAR

2025 itibarıyla Türkiye’de net asgari ücret 22.104 TL’ydi. 2026 için belirlenen rakam ise 28.075,50 TL olarak açıklandı, yani Bu rakam, Mısır’daki 138 dolarlık resmî asgari ücretin dört katından fazla. Uluslararası markalar açısından toplam maliyet hesabında Türkiye hâlâ yüksek maliyetli üretim ülkesi kategorisinde değerlendiriliyor. Markalar yerli üreticiye ‘maliyeti düşür baskısı’ yapıyor. Bu baskı fabrikada ‘mesaiyi kabul etmezsen, fazla maaş istersen fabrikayı kapatır Mısır’a giderim’ baskısına dönüşüyor.

Mısır, Bangladeş ve Vietnam gibi ülkelerde ücretler çok daha düşük seyrediyor ancak en büyük sorun lojistik. Özellikle İsrail’in Gazze işgali, Husilerin Süveyş Kanalı’na saldırıları nedeniyle lojistiğin maliyetleri artıyor

MISIRLI SENDİKACI: GÜMRÜKSÜZ TİCARET UYGULAMASI BİR İMKAN

Mısır Demokratik İşçiler Sendikası Başkanı ve Arap Sendikalar Federasyonu üyesi Saad Shaaban Eid, Türkiye’den gelen firmaların ülkedeki varlığını şöyle açıklıyor:

“Türk şirketleri, Mısır Yatırım Bakanlığı ve Sanayi Federasyonu kayıt sistemine tabi. Yatırım yapmak kolay; süreç karmaşık değil, yalnızca bazı basit yükümlülükler yerine getirilmeli.”

Shaaban Eid, Türk firmalarının ülkenin üç büyük modern sanayi merkezinde yoğunlaştığını belirtiyor, ‘Ramazan Şehri, Sadat Şehri ve 6 Ekim Sanayi Bölgesi’.

“Bu şirketlerin bir kısmı, ABD’ye gümrüksüz ihracat imkânı tanıyan QIZ anlaşması kapsamında çalışıyor. Bu da Mısır’ı uluslararası markalar için stratejik bir üs haline getiriyor.”

Eid, Mısır’daki işçilerin Türklerle çalışmaktan genel olarak memnun olduğunu iddia ediyor. Acak bağımsız araştırmalara göre bunun tam tersi. Eid’e göre sorunların başında iletişim geliyor;

“İlk başta dil farkı yüzünden anlaşmazlıklar oluyordu. Zamanla Arapça konuşan Türk yöneticiler fabrikalara gelmeye başladı; bu, sorunları azalttı. Çünkü artık iletişim doğrudan kurulabiliyor.”

‘MISIR AVRUPA’NIN STRATEJİK ORTAĞI’

Kahireli iş insanı Kareem Abdelbaky, Avrupa Birliği ile imzalanan son iş birliği antlaşmaları “tarihi bir kırılma” olarak yorumluyor:

“Cumhurbaşkanı Sisi, 300’den fazla Avrupalı ve 100 Mısırlı şirketin temsilcisi önünde açıkça söyledi: ‘Mısır artık Avrupa’nın komşusu değil, stratejik ortağıdır. Avrupa için gerçek bir yatırım fırsatıdır.’ Yani Mısır artık değerli yatırımcılarını bekliyor ve onlara fırsat sunuyor”

Abdelbaky, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Sisi’nin görüşmesine de şu sözlerle atıfta bulunuyor;

“Avrupa Birliği, Mısır’ı ABD, Çin ve Japonya’nın yanına koyarak ‘kapsamlı stratejik ortak’ ilan etti. Bu, Avrupa’nın bugüne dek sadece üç ülkeye tanıdığı bir statüydü.”

Abdelbaky’ye göre bu tablo, Sisi’nin yeni ekonomik vizyonunun sonucu:

“Mısır, Avrupa için Afrika ve Arap pazarlarına açılan kapı haline geliyor. Derinleşen tedarik zincirleri, düşük enerji fiyatları, vergi muafiyetleri ve istikrarlı siyasi ortam yatırımcıları cezbediyor. Bugün Başkan Sisi vaat değil, gerçek sunuyor.”

Kareem Abdelbaky’nin de belirttiği gibi, Mısır, küresel tekstil pazarında hızla yükseliyor.

“Hükümet, pamuk üretimini yeniden canlandırdı; Mahalla el-Kubra’da tamamen entegre bir tekstil şehri kuruldu. Bu yatırımlar sayesinde Mısır artık küresel üretim zincirinin güvenli halkalarından biri haline geliyor.”

DÜŞÜK ÜCRET, FAZLA MESAİ, ETKİSİZ SENDİKA

Ancak bu yatırımlar Mısırlı işçilere uzun mesai ve örgütsüz çalışma rejimi olarak dayatılmış;

“Bugün Mısır’da asgari ücret yaklaşık 7.000 Mısır lirası, yani 150 dolar civarında. Bazı Türk şirketleri, kaliteli üretimi ve ihracat hedefini koruyabilmek için ücretleri biraz artırıyor ama genel olarak düzey çok düşük. Çalışma saatleri uzun, tatiller az, sendikal temsil zayıf.”

Türkiye’den birçok tekstil grubu aralarında Şık Makas (CRS Jeans), Yeşim Tekstil, LC Waikiki’nin tedarikçileri bu avantajlardan yararlanmak üzere Kahire, Port Said ve Al-Minya bölgelerinde yeni üretim fabrikalar kurdu.

Bu durum aynı zamanda işçiler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılıyor. Örneğin Malatya ya da Elazığ’daki işçiler ‘Mısır’a gideriz’ tehdidiyle mobbing gördüklerini söylüyor. Aslında bu söylenti şu anda tüm fabrikalara yayılmış durumda.

Ancak bu avantajlar Mısırlı işçiler için de cehennem. ILO’nun (Uluslararası Çalışma Örgütü) desteğiyle hazırlanan Better Work Egypt’in 2023 raporu, Mısır’daki hazır giyim sektörünün düşük ücretler ve uzun mesailer üzerine kurulu olduğunu ortaya koyuyor. Denetlenen fabrikaların yüzde 18’i muafiyet gerekçesiyle asgari ücretin altında ödeme yapıyor.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

Türkiye’de ücretler Mısır’ın üzerinde olsa da, yüksek enflasyon ve yaşam maliyetleri nedeniyle tekstil işçileri göreli bir yoksullaşma yaşıyor. Türkiye’de asgari ücret yasal olarak uygulanıyor görünse de, fazla mesai dayatmaları, kayıt dışı ödeme ve sosyal hak gaspları ile reel gelir sürekli aşınıyor.

Better Work Egypt’e göre denetlenen fabrikaların yaklaşık yarısı yasal çalışma saatlerini aşıyor. Fazla mesai, çoğu zaman ücretlendirilmeden ya da işçinin rızası olmaksızın uygulanıyor. Rapora göre Better Work kapsamındaki 57 fabrikanın sadece birinde sendika bulunuyor; o fabrikada bile işçilerin yalnızca yüzde 24’ü üye. Grevler neredeyse tamamen yasa dışı sayılıyor ve çoğu ücretlerin geç ödenmesi nedeniyle patlak veriyor.

Mısır’da tekstil işçilerinin çoğunluğu erkek. ABD ve AB pazarına çalışan Mısır fabrikaları, düşük ücret ve uzun mesaiyle rekabet ederken; Türkiye’deki fabrikalar aynı pazarlarda daha istikrarlı bir üretim alternatifi olarak sunuluyor. Ancak her iki ülkede de krizin bedelini işçiler ödüyor.

Mısır, enerji ve işçilik maliyetleri açısından Türkiye’nin üçte biri kadar ucuz; vergi avantajları ve ihracat teşvikleriyle sermaye için cazip bir seçenek. Ancak bu fırsat aynı zamanda bölgesel bir emek rekabeti yaratıyor. Bir ülkede ücret baskısı arttığında, diğeri daha ucuza üretim sözü veriyor. Sermaye hareket ediyor; ama emeğin payı yerinde sayıyor.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER