Özgür Özel: ‘Demokratikleşme olmadan Kürt sorunu çözülemez’

CHP Genel Başkanı Özel, iktidarın 'önce barış, sonra yasa' ya da 'önce yasa, sonra demokratikleşme' anlayışını doğru bulmadıklarını belirterek, demokratikleşme olmadan Kürt sorununun çözülemeyeceğini vurguladı; CHP’nin bu meseleye 'peş peşelik' değil 'iç içelik' yaklaşımıyla baktığını ve bu tutumu tüm muhataplara ilettiklerini söyledi.

  • ü
  • 29 Aralık 2025
  • ü
  • Politika

CHP Genel Başkanı Özgür Özel

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, BBC Türkçe’nin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, partisinin 2026’daki yol haritasını anlattı. Özel, “Terörsüz Türkiye adımları ile demokratik Türkiye adımları peş peşe değil, iç içe ilerlemeli” dedi.

CHP, yeni çözüm sürecine “ilkesel ve yapıcı” katkı sunduğunu, bunun da seçmende olumlu karşılık bulduğunu söyledi.

“CHP kendisine yapılan her türlü haksızlığa, tacize, saldırıya rağmen o komisyona girdi. Kaldırılmak çok istendi ama kaldı” diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“CHP, İmralı meselesini bir kavşak olarak görmeyip, ayrılmadı. Bir tümsek olarak gördü, yanından geçti ama yolda devam ediyor, çözüm istiyor. Bunun olduğundan farklı gösterilmek istenmesi, Erdoğan’ın CHP’ nin yapıcı muhalefeti ve kurucu siyasetini kabullenemediğinden oluyor.”

DEMOKRATİKLEŞME VURGUSU

Özel, Kürt sorununun çözümü konusunda iktidar kanadının “Önce barış olsun, sonra yasa çıksın” veya “Önce yasa çıksın, sonra demokratikleşme olsun” yaklaşımını doğru bulmadıklarını vurguladı “Demokratikleşme olmadan Kürt sorununun çözülemeyeceğinin” altını çizen özel, CHP’nin “peş peşelik” yerine “iç içelik” yaklaşımını benimsediğini, bunu başta DEM Parti olmak üzere tüm muhataplarına ilettiklerini söyledi.

CHP lideri, “Onun için demokratikleşme, barış, çözüm birlikte olsun diyoruz. Yoksa önce bunu yapalım, bu köprü görevi görsün, demokrasi bu köprüden geçsin, olmaz” dedi ve ekledi:

“Bazı yasal düzenlemelerin yapılıp, demokratikleşmenin geriye bırakılması, Kürt sorununun kaynağında demokrasi eksikliği olduğunu görmemektir. Zaten iktidarın geçmiş pratiğinde, süreci bir yerlere kadar getirip, sonra vazgeçmek, tam tersini yapmak olduğu için de biz peş peşelik yerine iç içelik ilkesini savunuyoruz. Özel, “”Terörsüz Türkiye adımları ile demokratik Türkiye adımlarının peş peşe değil, iç içe ilerlemeli” dedi.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

 

‘ERDOĞAN, RAKİPTEN KAÇMANIN MALİYETİNİ GÖRSÜN’

Özel, CHP’deki cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarına ilişkin sorumuz üzerine de, kendisinin adaylık talebi olmadığını, Ekrem İmamoğlu’nun adaylığında ısrarlı olduklarını tekrarladı.

İmamoğlu’nun adaylığının diploma veya başka bir dava ile engellenmesinin “darbe ürünü bir iş” olacağını söyleyen Özel, “Bir kere, Erdoğan bir rakipten kaçmanın, adaylığına engel olmanın maliyetini görsün. ‘Rakibimi hapse atayım, seçimi kazanayım’, bu kabul edilemez. Burası sahra altı ülkesi filan değil” dedi.

‘MANSUR YAVAŞ KOLAY LOKMA DEĞİL, İMAMOĞLU’NUN DA YEDEĞİ DEĞİL’

“Bu şartlarda Ekrem İmamoğlu’nu yine de içeride tutuyorsa, o zaman Erdoğan’ı yenecek bir aday bulunur” diyen Özel, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın adaylığının da engellenebileceği iddialarına sert tepki gösterdi.

İmamoğlu’nun Mansur Yavaş’ın da adayı olduğunu ve ön seçimde onun için oy verdiğini hatırlatan Özel, şunları söyledi:

“Ama Mansur Yavaş, parti, ülke ondan görev beklerse, o görevi de dört dörtlük yapabilecek potansiyele sahip. Mansur Yavaş’ın adaylığına engel olma gibi hesaplar Türkiye’yi, Anadolu’yu, dünyayı bir kez daha ayağa kaldırır. Mansur Yavaş bu milletin gönlünde çok önemli bir yerdedir, kimsenin yedeği de değildir. Ekrem İmamoğlu’nun da yedeği değildir.”

CHP lideri Özgür Özel son dönemde yargı eliyle yürütülen uyuşturucu ve bahis operasyonlarını da değerlendirdi.

Özgür Özel bu operasyonların temel amacının “CHP’ye yapılan operasyonları normalleştirmek” olduğunu ve partisine yapılanın “siyasi operasyon” olduğunun toplumun büyük kesimi tarafından kabul gördüğünü savundu.

‘İSTANBUL BAŞSAVCISI, SARAY MUHAFIZI OLARAK NİTELENİYOR’

Özel, ikinci amacın da “rejime tehdit görülen kişileri itibarsızlaştırmak” olduğunu söyledi.

“Erdoğan, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısını (Akın Gürlek), Türkiye Cumhuriyeti Başsavcısı gibi konumlandırıp, böyle bir yetkisi olmadığı halde; onu saray rejiminin muhafızı olarak nitelendiriyor ve yetkilendiriyor” diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Muhalif tweetler atan veya iktidara destek açıklamamış 20-30 sanatçıyı alıp götürüyorlar. Sanırsın uyuşturucu baronunu yakaladı. 15 gün sonra sonuç geliyor: 3-4’ünde pozitif, geri kalanda negatif. Peki onun çocuğuna ne olacak? Annesi, babası, yakınları ne olacak? O insanlara müthiş bir itibar suikastı yaptılar.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER