Televizyon ve sinema dünyasının en etkili yapımcılarından biri olan Timur Savcı, gözaltı haberiyle gündeme bomba gibi düştü. “Muhteşem Yüzyıl” başta olmak üzere, “Teşkilat”, “Kavak Yelleri”, Bir Zamanlar Çukurova” ve son dönemde ise “Eşref Rüya” ile dikkat çeken Savcı’nın uyuşturucu testi negatif çıksa, bir daha böyle bir konuyla hiç gündeme gelemse bile “gözaltına alınmış olması” tek başına önemlidir. Zira Savcı sıradan bir yapımcı değil, AKP iktidarıyla paralel şekilde büyüyen, iktidarın “kültür savaşları”nın tam göbeğinde yer alan önemli bir figür. Neden mi?
Türkiye’de iktidar yalnızca yasalarla, güvenlik politikalarıyla ya da sert söylemlerle kurulmadı. En az bunlar kadar etkili olan bir başka alan da ekrandı. Diziler, dramatik anlatılar, “tehlikeli” olanı evcilleştiren senaryolar… Bu uzun dönemde, devletin sert yüzünü yumuşak bir estetikle yeniden üreten isimlerden biri de Timur Savcı oldu.
TİMS&B Prodüksiyon CEO’su Timur Savcı, jandarma tarafından düzenlenen bir uyuşturucu operasyonu kapsamında gözaltına alındı. Savcı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü uyuşturucu operasyonu kapsamında gözaltına alındı.
1975 yılında Adana’da dünyaya gelen Timur Savcı, lise eğitimini Adana Erkek Lisesi’nde tamamladı, üniversite eğitimi için İstanbul’a geldi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördüğü sırada sinema ve televizyon dünyasına ilgi duymaya başladı. Öğrencilik yıllarında yapım asistanı olarak sektöre adım atan Savcı, bu alandaki tutkusu nedeniyle hukuk eğitimini yarıda bıraktı ve tamamen yapımcılığa yöneldi.
Timur Savcı, AKP’nin gücünü pekiştirdiği yıllarda, 2006 yılında kurduğu TimsProductions adlı yapım şirketiyle Türk televizyon kanallarında gösterime giren pek çok popüler diziye imza attı. Bu diziler arasında 2011 yılında yayınlanmaya başlayan “Muhteşem Yüzyıl”, en çok izlenen yerli yapımlardan biri.
Timur Savcı’nın yapımcılığını yaptığı bazı dizi ve filmler şöyle:
Eşref Rüya (2025-Günümüz), Siyah Kalp (2024-2025), Teşkilat (2021), Bir Zamanlar Çukurova (2018-2022), Söz (2017-2019, Muhteşem Yüzyıl (2011-2014), Kavak Yelleri (2007-2011), Suskunlar (2012), Çalıkuşu (2013-2014), Küçük Sırlar (2010-2011).
Ölümlü Dünya 2 (2023), Cinayet Süsü (2019), Müslüm (TAFF Pictures ortaklığı ile), Çakallarla Dans Serisi, Unutursam Fısılda (2014), Mustafa Hakkında Her Şey (2003)
Timur Savcı’nın yapımcılık çizgisi doğrudan politik sloganlar üretmiyor ancak bu, onun işlerinin politik olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine, AKP’li yılların kültürel atmosferine son derece uyumlu bir anlatı dünyası kuruldu onun da katkılarıyla. Devletin merkezde olduğu, çatışmanın “bireysel”, suçun ise “kontrol altında” gösterildiği hikâyeler…

Bu çizginin en belirgin örneklerinden biri, uzun süre ekranlarda kalan ‘Teşkilat’ dizisiydi. TRT’de, AKP’nin bildik istihbarat hikayeleriyle dolu, doğrudan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) propagandası yapan dizi, devletin karanlık alanlarını sorgulamak yerine, onları “meşru”, “gerekli” ve “kaçınılmaz” olarak sunan bir estetik dil kurdu. Devlet aklı, hatasız ya da en azından tartışılmazdı.
O kadarki 15 Temmuz 2016’daki darbe girşiminden sonra Türkiye’deki “hukuksuzluk rejiminin” aleniyeti sayılan siyah transpoerterla adam kaçırma vakalarını bile akladı. Dizinin 7 Mart 2021’de yayımlanan bölümünde istihbaratçıların siyah transpoerterla adam kaçırmasına yer verildi. 90’lı yıllarda zorla insan kaçırmaların sembolü haline gelen ‘beyaz toros’ların yerini 2016’daki darbe girişimi sonrasındaki kaçırma vakalarında siyah transporter’lar almıştı.
Dizinin ilk tanıtım filminde operasyon merkezinde ekrandaki fotoğraflardaki insanlar için “Bu arkadaşların hepsi bu sabah bir uçak kazasında öldü” denilirken, “Devlet öl der ölürsün, yaşa der yaşarsın” diyaloğu dikkat çekiyor. Arka seslerde ise “Bazı kahramanlar vardır siz onları bilmezsiniz, onlar da kendini bilmez” ifadeleri duyuluyordu.
Bu arada küçük bir hatırlama da şu olsun: Dizi, hukuksuz bir şekilde el konulan İpek Üniversitesi’nin kampüsünde çekildi.
Savcı’nın yapımcılığını üstlendiği “Eşref Rüya” ise suç ve mafya dünyasına odaklanmasına rağmen, yakışıklı ve romantik baş karakter üzerinden suçu estetize eden bir dizi. Eşref Rüya’ya ilişkin, son yıllarda içine girdiğimiz mafya, suç, çete bataklığı hakkında bir yazıyı daha önce burada okumuştunuz.
Dizide suç va, mafya, karaborsa, şiddet, karanlık ilişkiler gırla. Ancak bu evren hiçbir zaman sistemin kendisine bulaşmıyor. Kötülük, belirli kişilerde yoğunlaşıyor, devlet ise ya uzakta duruyor ya da düzeni yeniden kuran “son merci” olarak konumlanıyor.

Bu tür diziler, Türkiye’de suçun nedenlerini sorgulamak yerine onu estetik bir gösteriye dönüştürüyor. Mafya romantize edilirken, devletle arasındaki yapısal bağlar görünmez kılınıyor.
Timur Savcı’nın uzun yıllar boyunca, üstelik AKP’nin “kültürel hegemonya” hülyaları arasında yapım dünyasında merkezî bir konumda kalabilmesi tesadüf değil. Türkiye’de yapımcılar yalnızca sanat üretmez, hangi gerçekliğin görünür olacağına da karar verir. Savcı’nın üretim dünyası, tam da bu “görünürlük rejimi”ne uygun şekilde şekillendi.
Şahsen Timur Savcı’ya baktığımda şunu görüyorum: İstihbarat dizileriyle normalleştirilen hukuksuzluk, suç dizileriyle estetize edilen şiddet ve her koşulda aklanan devlet…
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
