Fotoğraf: Nikki S. Lee
Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden biri olan Nikki S. Lee (asıl adı Lee Seung-hee) toplumsal aidiyet, basmakalıplar ve kültürel kodlar gibi kavramları üzerine yaptığı çalışmalarla ünlüdür. Eserlerinde modern sanatın farklı tekniklerini biraraya getirir ve günümüzün aktüel konularına hem eleştirmen hem de sanatçı gözüyle yaklaşır. Yeni iletişim araçlarıyla sınırların artık iyice ortadan kalktığı bir yaşamın içindeki olasılıkları ve çelişkileri inceler. Bunlar, hepimizi etkileyen, hepimizin o ya da bu şekilde zaman zaman karşı karşıya kaldığı durumlardır.
1970 yılında Güney Kore’nin Geochang kentinde doğan S. Lee, fotoğraf, performans ve film arasında gezinen bir çağdaş görsel sanatçı. Portre ve öz-temsili yeniden tanımlayan özgün bir sanat pratiğine sahip. Özellikle kendisini dönüştürerek farklı sosyal gruplara “dahil olduğu” seri projeleriyle tanınır; bu çalışmalar, kimliğin sabit değil, aksine performatif ve değişken bir olgu olduğunu düşündürür.
Lee, babasının da fotoğrafçı olması nedeniyle fotoğrafla erken yaşta tanışır. Aslında oyuncu olmayı hayal eder ancak sonrasında sanat ve fotoğraf alanına yönelir. New York’a taşınarak Fashion Institute of Technology ve ardından New York University’de eğitim alır; 1998’de fotoğraf alanında yüksek lisansını tamamlar.

Fotoğraf: Nikki S. Lee
Lee’nin sanatsal kimliğini şekillendiren en ünlü serisi Projects’dir (1997–2001). Bu çalışmada Lee, Amerikan toplumundaki hip-hop tutkunları, yuppieler, punklar, yaşlılar, lezbiyenler, swing dansçıları ve kaykaycılar gibi farklı alt kültürleri seçerek kendini bu grupların içine yerleştirir. Kıyafetini, saçını, beden dilini, hatta davranış biçimini değiştirir; böylece görsel ve sosyal olarak gruba “uyum sağlar.” Lee, bu topluluklarla vakit geçirir, onların hareketlerini ve iletişim biçimlerini öğrenerek, bir parçası haline gelir. Ardından da çoğunlukla rastgele seçtiği yabancı biri tarafından çekilen anlık fotoğrafla süreci belgelendirir. Görünüşte sıradan bir anı fotoğrafı gibi duran bu görüntüler, aslında kimliğin toplumsal ilişkiler içinde nasıl biçimlendiğine dair bilinçli birer sahnelemedir.
Seride yer alan The Hispanic Project, The Yuppie Project, The Seniors Project ve The Skateboarders Project ile Lee, medyanın ve popüler kültürün sıkça ürettiği klişelere bizzat dahil olur. Onları hem yeniden üretir hem de sorgular. Böylece izleyiciye kimliğin özsel değil, ilişkisel bir yapı olduğunu gösterir.

Fotoğraf: Nikki S. Lee
Ardından gelen Parts (2002–2005) adlı dizisinde ise kimliğin romantik ilişkilerde nasıl dönüştüğünü ele alır. Bu fotoğraflarda erkek arkadaşıyla birlikte kameranın önüne geçer. Ancak partnerinin yüzü bu fotoğraflarda asla gözükmez. Sadece elini, ayağını ya da vücudunun bazı parçalarını görürüz. Bu eksiltme, bir ilişkinin bireyin kimliğini nasıl şekillendirdiğini vurgulayan görsel bir metafordur.
2008 tarihli Layers serisi algı üzerinden kimliği sorgular. Seul, New York, Londra, Bangkok ve Prag gibi kentlerde yerel sokak ressamlarından kendi portresini şeffaf kağıtlara çizmesini ister. Aynı şehirdeki üç portreyi üst üste koyarak fotoğraflar. Ortaya çıkan katmanlı görüntü, farklı kültürlerin bir kişiyi nasıl algıladığını gösteren bir kimlik metaforuna dönüşür.

Fotoğraf: Nikki S. Lee
Lee yalnızca fotoğrafla değil, filmle de ilgilenmiştir. A.K.A. Nikki S. Lee (2006) adlı filmi, belgesel ve kurmaca arasındaki sınırları bulanıklaştırır. Sanatçı filmde iki farklı kişiliği canlandırır; biri içine kapanık akademisyen, diğeri dışa dönük sosyal bir figürdür. Bu şekilde, kendi kimliğinin bile farklı yüzlerden oluştuğunu vurgular.
Bedeni bir araç olarak kullanarak kimlik, cinsiyet ve temsiliyet üzerine sorgulamalar ürettiği çalışmaları nedeniyle Lee, çoğunlukla Cindy Sherman, Adrian Piper gibi sanatçılarla kıyaslanır. Ancak özellikle de topluluk kimliği ve sosyal aidiyet üzerine odaklanması ona kendisine has bir konum kazandırır.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
