Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala'nın tutukluluğuna ilişkin ikinci başvurusunu Büyük Daire'ye sevk etti. Karar, Türkiye'nin AİHM kararlarını uygulama yükümlülüğü açısından belirleyici olabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Osman Kavala’nın başvurusunu içeren “Kavala/Türkiye (No. 2)” dosyasını Büyük Daire’ye sevk etti. Mahkeme, dosyada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) yorumlanması açısından ciddi hukuki sorunlar bulunduğu ve önceki içtihatlarla çelişme riski taşıdığı gerekçesiyle bu kararı aldı.
AİHM kararına göre, Büyük Daire’nin bu dosya üzerindeki incelemesi, Kavala’nın tutukluluğunun ve hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının AİHS’e uygun olup olmadığını değerlendirecek.
Kavala, 18 Ekim 2017’den bu yana tutuklu bulunuyor. AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli ilk kararında, Kavala’nın tutukluluğunun AİHS’in 5. ve 18. maddeleri ile ihlal edildiğine hükmetmiş ve Türkiye’ye, Kavala’nın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunmuştu.
Ancak Kavala serbest bırakılmadı. Bunun üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 2022 yılında Türkiye hakkında “ihlal prosedürü” başlattı. AİHM, 11 Temmuz 2022’de verdiği kararda Türkiye’nin, söz konusu kararı uygulamayarak yükümlülüklerini yerine getirmediğine karar verdi.
Kavala, AİHM’e yaptığı ikinci başvuruda, tutukluluğunun keyfi olduğunu ve yargı sürecinin adil olmadığını ileri sürdü. Başvuruda AİHS’in 5., 6., 7., 10., 11. ve 18. maddelerinin ihlal edildiği iddia edildi. Bu maddeler; kişi özgürlüğü, adil yargılanma, kanunilik ilkesi, ifade ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakları kapsıyor.
Büyük Daire’nin vereceği karar, hem Kavala’nın bireysel durumu hem de Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulama yükümlülüğü açısından önemli sonuçlar doğurabilir. Kararın içtihat niteliği taşıması ve diğer benzer davalara da yol göstermesi bekleniyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
