Makam, bir ezginin nereye gittiğini değil; nasıl yürüdüğünü belirler. Sesler arasındaki mesafe kadar, o mesafenin ruh hâlini de tarif eder.
Makam (İng. mode; Alm. Modus; Fra. mode), Türk müziğinde melodik yapıyı belirleyen, belirli aralık dizileri, seyir kuralları ve karakteristik geçişlerle tanımlanan müzikal bir sistemdir. Makam, bir diziden ibaret değildir; seslerin hangi yönde ilerleyeceğini, hangi perdelerde durulacağını ve hangi duygusal alanın kurulacağını belirler.
Bu yönüyle makam, hem teknik hem estetik bir kavramdır; icracıdan bilgi kadar sezgi de talep eder.
Makam anlayışının kökleri, Orta Asya müzik geleneklerinden İslam coğrafyasına uzanan geniş bir tarihsel hat üzerinde şekillenir. Antik Yunan’daki harmonia kavramı, Arap ve Fars müzik teorileriyle birleşerek Osmanlı-Türk müzik sisteminde özgün bir yapı kazanır.
15. ve 16. yüzyıllardan itibaren yazılı kaynaklarda sistematik biçimde ele alınan makamlar, Osmanlı saray çevresi, tekke kültürü ve şehirli müzik pratikleri içinde gelişir. Abdülkadir Meragi, Kantemiroğlu ve Hâşim Bey gibi teorisyenler, makam bilgisini yazıya döken isimler arasında yer alır.
16. ve 20. yüzyıllarda nota sistemlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte makam öğretimi kurumsallaşır. Cumhuriyet döneminde konservatuvarlar ve TRT gibi kurumlar, makam bilgisinin aktarımında belirleyici rol oynar. Buna karşılık, makam geleneği usta–çırak ilişkisiyle aktarılan sözlü yönünü hiçbir zaman tamamen yitirmez.
Türk musikisinde makam, kullanılan ses dizilerinin (gamların) belirli kurallar çerçevesinde örgütlenmesiyle oluşan melodik bir sistemdir. Makam dizileri, aralıkları eşit olmayan, toplamda 53 komadan oluşan ve sekiz sesten meydana gelen yapılardır. Bu diziler, Batı müziğindeki eşit aralıklı sistemden farklı olarak mikro aralıklar içerir ve makamın karakterini bu incelikler belirler.
Dizileri aynı olan makamlar, seyirleri bakımından birbirlerinden ayrılır. Bu nedenle makam bilgisinde en belirleyici unsur, seslerin hangi yönde, hangi ağırlık merkezleri etrafında kullanıldığıdır. Türk musikisinde sesler, perdeler üzerinden tanımlanır ve sistemde 43 temel perde bulunur.
Her makamın kendine özgü bir karar sesi (durak), melodinin ağırlık merkezini oluşturan güçlü sesi, karar öncesinde duygu yoğunluğunu artıran yeden sesi ve eserin içinde geçici duraklamalar sağlayan asma kararları vardır. Bazı makamlarda ikinci güçlü kullanımı da görülür ve bu durum seyri daha da zenginleştirir.
Durak:
Makamın karar verdiği, eserin sonlandığı ana perdedir. Genellikle ilk dörtlü ya da beşlinin başlangıç perdesi olarak kabul edilir.
Güçlü:
Çoğunlukla ikinci dörtlü ya da beşlinin ilk perdesidir. Eserin orta bölümlerinde geçici karar noktası işlevi görür.
Yeden:
Karar sesinden hemen önce kullanılan ve bitiş duygusunu güçlendiren sestir. Makamına göre yarım ya da tam ses aralığında olabilir.
Asma Karar:
Eser içinde kısa süreli duraklamalar sağlayan geçici kalışlardır. Asla makam değiştirmez; yalnızca hatırlatma ve gerilim yaratma işlevi görür.
Makamın sekiz sesi, dörtlü ve beşlilerin birleşmesiyle meydana gelir. Bu yapı taşları, makam karakterinin temelini oluşturur.
Çargâh Dörtlüsü
Batı müziğindeki majör dörtlüye en yakın yapıdır. Parlak, açık ve durağan bir etki yaratır; genellikle temel ve öğretici makamların yapı taşıdır.
Çargâh Beşlisi
Geniş ve dengeli bir ses alanı sunar. Güçlü bir kararlılık hissi verir ve yükselen seyirlerde netlik sağlar.
Rast Dörtlüsü
Türk musikisinin en temel yapı taşlarından biridir. Dengeli, güven verici ve “merkezî” bir karakter taşır.
Rast Beşlisi
Rast makamlarının omurgasını oluşturur. Kararlı ve oturmuş bir melodik yapı sağlar.
Uşşak Dörtlüsü
Duygusal, içe dönük ve yer yer hüzünlü bir etki yaratır. İnişli seyirlerde belirginleşir.
Hüseyni Beşlisi
Akıcı ve lirik bir karaktere sahiptir. Uşşak kökenli duygusal derinliği geniş bir ses alanına taşır.
Hicaz Dörtlüsü
Keskin aralıklarıyla dramatik ve çarpıcı bir etki yaratır. Doğuya özgü egzotik bir tını hissi verir.
Hicaz Beşlisi
Hicaz karakterini daha geniş bir melodik alana yayar. Gerilim ve çözülme duygusu güçlüdür.
Kürdi Dörtlüsü
Yumuşak, gölgeli ve içsel bir ifade sunar. Melankolik bir renk taşır.
Kürdi Beşlisi
Kürdi makamlarının temel genişleme alanıdır. Dingin ama derin bir anlatım sağlar.
Buselik Dörtlüsü
Batı tonalitesine yakınlığıyla dikkat çeker. Dengeli ve sade bir karakter taşır.
Buselik Beşlisi
Geçişlerde ve birleşik makamlarda sıkça kullanılır. Nötr ve esnek bir yapı sunar.
Segâh Dörtlüsü
Mikrotonal yapısı nedeniyle hassas bir icra ister. Hüzünle asalet arasında salınan bir karaktere sahiptir.
Segâh Beşlisi
Segâh makamlarının genişleme alanını oluşturur. Duygusal yoğunluğu artırır.
Saba Dörtlüsü
Son derece karakteristik ve zorlayıcı bir yapıdır. Acı, yakarış ve içsel kırılma hissi uyandırır.
Nikriz Beşlisi
Hareketli ve enerjik bir yapı sunar. Geçici parlaklık ve sürprizli geçişler yaratır.
Hüzzam Beşlisi
Yoğun melankoli ve dramatik ifade taşır. Segâh kökenli duygusal derinliği artırır.
Ferahnak Beşlisi
Açık ve ferah bir karakter sunar. İsminin çağrıştırdığı gibi genişlik ve rahatlama hissi yaratır.
Türk musikisinde makam, yalnızca hangi seslerin kullanıldığını değil; bu sesler arasında nasıl bir yol izlendiğini de belirler. Bu nedenle makamlar, melodik hareket biçimlerine ve yapısal oluşumlarına göre sınıflandırılır. Temel ayrım, seyir özellikleri ve kuruluş biçimleri üzerinden yapılır.
Her makamın kendine özgü bir seyir karakteri vardır. Bu seyir, melodinin hangi yönde gelişeceğini belirler:
İnici makamlar, genellikle üst perdelerden başlayarak karar sesine doğru iner. Ağırbaşlı, derinlikli ve yer yer içe dönük bir anlatım taşır.
Çıkıcı makamlar, karar perdesinden yukarı doğru genişler. Daha açık, yayılımcı ve anlatıcı bir yapı sunar.
İnici-çıkıcı makamlar ise her iki yönü de kullanır; melodik hareket, iniş ve çıkışlar arasında dengelenir. Bu tür makamlar, seyir bakımından daha zengin ve esnek bir karakter gösterir.
Seyir, makamı makam yapan temel unsurlardan biridir; dizileri aynı olan makamlar, çoğu zaman seyir farkı sayesinde birbirinden ayrılır.
Kuruluş biçimlerine göre makamlar üç ana grupta ele alınır: basit makamlar, bileşik makamlar ve şedd (göçürmeli) makamlar.
Basit makamlar, tam dörtlü ve tam beşlilerin birleşmesiyle meydana gelir. Genellikle bu birleşmenin gerçekleştiği perde, makamın güçlü sesi olarak işlev görür. Türk musikisinde 16 basit makam bulunduğu kabul edilir ve bunlar, makam sisteminin temel omurgasını oluşturur.
Basit makamlar şunlardır:
Çargâh, Bûselik, Kürdî, Rast, Uşşak, Hicaz, Uzzal, Hümâyun, Zirgüleli Hicaz, Neva, Tahir, Bayati, Muhayyer, Hüseyni, Karcığar ve Basit Suzinak.
Bu makamlar, gerek öğretici nitelikleri gerekse başka makamların türetilmesindeki rolleri nedeniyle kuramsal açıdan ayrı bir öneme sahiptir.
Bileşik makamlar, birden fazla makamın özelliklerinin bir araya getirilmesiyle oluşur. Bu tür makamlarda, farklı diziler, geçkiler ve seyir özellikleri iç içe geçer; ortaya, kendine özgü yeni bir melodik karakter çıkar.
Ferahfeza, Dilkeşîde ve Rûy-i Irak, bileşik makamlara örnek olarak gösterilir. Bu makamlar, genellikle ileri düzey icra ve derin makam bilgisi gerektirir; çünkü geçkiler ve seyirler daha karmaşıktır.
Şedd makamlar, bir makamın dizisi bozulmadan, karar sesinin başka bir perdeye göçürülmesi ile oluşur. Ancak bu yalnızca mekanik bir aktarma değildir; şedd makamlar, kendilerine özgü geçkiler ve seyir özellikleriyle, ait oldukları basit makamdan ayrılırlar.
Türk musikisinde 15 adet şedd makam bulunduğu kabul edilir:
Çargâh makamının şeddleri:
Acemaşiran perdesine göçürülmesiyle Acemaşiran Makamı,
Rast perdesine göçürülmesiyle Mahur Makamı elde edilir.
Bûselik makamının şeddleri:
Yegâh perdesine göçürülmesiyle Sultan-ı Yegâh,
Hüseynîâşiran perdesine göçürülmesiyle Ruhnüvaz,
Rast perdesine göçürülmesiyle Nihavent Makamı oluşur.
Kürdî makamının şeddleri:
Yegâh perdesine göçürülmesiyle Ferahnüma,
Hüseynîâşiran perdesine göçürülmesiyle Aşkefza,
Rast perdesine göçürülmesiyle Kürdili Hicazkâr Makamı elde edilir.
(Bazı önemli kaynaklarda Kürdili Hicazkâr, bileşik makam olarak da değerlendirilir.)
Zirgüleli Hicaz makamının şeddleri:
Yegâh perdesine göçürülmesiyle Şeddaraban,
Hüseynîâşiran perdesine göçürülmesiyle Sûzidil,
Irak perdesine göçürülmesiyle Evcârâ,
Rast perdesine göçürülmesiyle Hicazkâr ve Zirgüleli Sûznâk makamları oluşur.
Neveser makamının şeddi:
Acemâşiran perdesine göçürülmesiyle Rengidil Makamı elde edilir.
Segâh makamının şeddi:
Nim Hicaz (do diyez) perdesine göçürülmesiyle Heftgâh Makamı oluşur.
Rast makamının şeddi:
Dügâh perdesine göçürülmesiyle Nişâburek Makamı elde edilir.
Bu sınıflandırmalar, makamı donmuş bir şema olmaktan çıkarır; onu hareket eden, dönüşen ve bağlama göre yeniden kurulan bir müzikal düşünme biçimi hâline getirir. Makam bilgisi, bu nedenle yalnızca dizileri ezberlemek değil; seyri, geçkileri ve ilişkileri birlikte kavramayı gerektirir.
► Makam ile dizi aynı şey midir?
Hayır. Dizi, seslerin sıralanışıdır; makam ise bu seslerin nasıl kullanılacağını belirleyen kurallar bütünüdür.
► Her makamın bir duygusu var mıdır?
Evet. Her makam, tarihsel olarak belirli ruh hâlleri ve zamanlarla ilişkilendirilmiştir; ancak bu ilişki katı değildir, yoruma açıktır.
► Makamlar doğaçlamaya izin verir mi?
Evet. Taksim geleneği, makam bilgisinin doğaçlama yoluyla sınandığı ve derinleştirildiği bir alandır.
► Makam sistemi evrensel midir?
Hayır. Makam, belirli bir kültürel ve tarihsel bağlamda gelişmiştir; ancak başka müzik sistemleriyle karşılaştırılabilir özellikler taşır.
► Günümüzde makam müziği yaşamakta mıdır?
Evet. Klasik icraların yanı sıra çağdaş yorumlar, füzyon denemeleri ve yeni bestelerle makam müziği varlığını sürdürmektedir.
Makam, günümüzde yalnızca klasik Türk müziğiyle sınırlı değildir. Film müziklerinde, dizi jeneriklerinde ve çağdaş düzenlemelerde belirli makamların karakteristik etkisinden yararlanılır. Arabeskten caz uyarlamalarına, deneysel projelerden elektronik müziğe kadar pek çok alanda makam öğeleri dönüştürülerek kullanılır. Bu kullanım, makamın katı bir müze bilgisinden ziyade yaşayan bir estetik alan olduğunu gösterir.
Makam, sesi disipline eden bir kurallar bütünü olmanın ötesinde, dinleyiciyle icracı arasında kurulan derin bir anlatı biçimidir. Her icrada yeniden kurulur, her yorumda farklı bir anlam kazanır. Bu nedenle makam, geçmişten devralınmış bir bilgi olduğu kadar, her seferinde yeniden düşünülen bir müzikal düşünme biçimidir.
► MELİZMA
► TARAB GELENEĞİ
► SEMAH
► PERFORMANS SANATI
► ETNİK MÜZİK