Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet, Türkgün gazetesine verdiği röportajda, CHP’de yaşanan tartışmalar ve yolsuzluk iddialarına, TBMM’de kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin olarak da çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bahçeli, CHP’deki yolsuzluk tartışmaları için “Yönetime karşı yapılan yolsuzluklardan arınma çağrısı doğrudur” diyerek önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek çıktı.
“Yüzyılın en vahim yolsuzluğunun aydınlanması ve adaletin tecellisi şarttır” diyen MHP lideri, “Aziz Atatürk’ün partisini mahvı perişan ettiler” dedi. İmralı ziyaretine katılmayan CHP’yi “korkaklık” yapmakla suçlayan MHP lideri, “Kaçak güreştiler diyerek, “Ümit ederim ki gerçeği görecek basirete kavuşurlar ve minder dışına çıkmazlar” mesajı gönderdi.
TBMM’de kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarında dinleme ve istişare aşamasının geride kaldığını, sırada rapor yazımı olduğunu söyleyen MHP lideri, geçiş sürecine yönelik yol haritasının önemine işaret etti.
“Yasal düzenlemelerin ikmali için TBMM’de ortak bir iradenin tecelli edeceğine inanıyorum” mesajı veren Bahçeli, sürecin siyasi, demokratik ve hukuki boyutunun süratle yapılabilmesi için “özveri” istedi.
MHP lideri, Türkgün gazetesine verdiği röportajın üçüncü bölümünde şunları kaydetti:
CHP’deki iç tartışmalara ve yargıya taşınan süreçlere ilişkin soruyu yanıtlayan Bahçeli, partisinin bu tabloya bakışını şu sözlerle anlattı:
“CHP, maalesef tarihin yanlış yerinde duruyor. CHP’nin mahkeme kapılarına düşmesi öncelikle bir hukuk konusudur. Buna rağmen bu partinin iç denge ve düzene kavuşması temennimdir. Ne var ki CHP’de işler sarpa sarmıştır. CHP yönetimine karşı yapılan yolsuzluklardan arınma çağrısı doğru bir çağrıdır. Dün Sayın Kılılçdaroğlu’nu ağlayarak ve tezahüratlar eşliğinde uğurlayanlar, şimdi kapıyı göstermektedir.”
Bahçeli, CHP’de yaşananları üç merkez üzerinden tarif ederek şöyle devam etti:
“Görülen odur ki, CHP üç S’li bir alanda bocalamaktadır: Söğütözü, Saraçhane ve Silivri. Rüşvet, yolsuzluk ve irtikap davaları Aziz Atatürk’ün partisini mahvı perişan etmiştir. CHP yönetiminin her önüne geleni suçlaması doğru ve omurgalı bir tavır değildir. Aynada başka bir şey görmek istiyorlarsa aynayı değil aynanın karşısındaki görüntüyü değiştirmeleri akla yatkın en makul tercihtir.”
“Özel’in savcı ve hâkimlerimizle uğraşması, her vahim iddiayı siyasileştirerek karalaması doğru değil”
CHP’deki “istikrarsızlığın” Türkiye siyasetine etkisine dikkat çeken Bahçeli, şunları söyledi:
“CHP’nin istikrarsızlığı, tarihsel çizgisinden derin kopuşu Türk siyaset ve demokrasi hayatını olumsuz etkileyecektir. Bu partideki iç çalkantı kendi meseleleridir. Buna dair yorum yapmak bize düşmez ve bizim işimiz değildir. Ancak CHP’nin hesabını vermesi gereken, hatta yüzleşmesi kaçınılması olan korkunç bir rüşvet ve yolsuzluk suçlaması vardır.
Hazırlanan iddianamenin içeriği gerçekten de çok ciddidir. Yüzleşmek için özgüven, gerçekleri kabullenmek için de siyasi ahlak ve dirayet gerekmektedir. Yüzyılın en vahim yolsuzluğunun aydınlanması ve adaletin tecellisi şarttır. Bizim de Türk yargısına güvenimiz tamdır. Sayın Özgür Özel’in savcı ve hâkimlerimizle uğraşması, her vahim iddiayı siyasileştirerek karalaması doğru değildir. CHP’nin içinde bulunduğu durum Türk siyaseti, bu partinin geleneği ve geleceği açısından ise esef vericidir, yürek yaralayıcıdır.”
“CHP size göre nerede hata yaptı?” sorusuna Bahçeli, sorunun muhatabının öncelikle CHP yönetimi olduğunu belirterek yanıt verdi:
“Bu sorunun öncelikle muhatabı ve cevap vermesi gereken CHP’nin bugünkü yönetim kadrosudur. Son iki yıl içinde gerçekleşen 4. Kurultay’da da Genel Başkanlığa seçilen Sayın Özgür Özel’i kutluyor, bundan sonraki siyasi mücadelesinde aklıselim ve teenniyle hareket etmesi temennisiyle başarılar diliyorum. Bu temennimi kendisini arayarak bizzat ilettim. Hukukun bağlayıcılığına ve kararına saygı duymalıdır.”
CHP’ye “İmralı” tepkisi: Kaçak güreştiler, ümit ederim ki gerçeği görürler ve minder dışına çıkmazlar
Bahçeli, CHP’nin kurultay söylemlerine atıf yaparak şu değerlendirmede bulundu:
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
“39’uncu Kurultaylarında diyor ki, Cumhuriyet’in muhafızı, Atatürk’ün askeriyiz. Sormak lazımdır ki, Atatürk’ten geriye ne bıraktılar? Cumhuriyet’in yegane gücü olan cumhura ne zaman saygı duydular? İmralı’ya bile gitmekten korktular, kaçtılar; esasa değil de usule itirazlarını da ürkek ve yavan sözlerle açıkladılar. Türkiye’nin en önemli sorunun çözümünde kaçak güreştiler. Ümit ederim ki gerçeği görecek basirete kavuşurlar ve minder dışına çıkmazlar.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
