Fotoğraflar: Selahattin Sevi
Yunanistan’ın eski başbakanı ve radikal sol koalisyon SYRIZA’nın lideri Aleksis Çipras (Alexis Tsipras), Atina’daki Pallas Tiyatrosu’nda düzenlenen İthaki (İthaka) adlı kitabının resmi tanıtımında yaptığı konuşmada, yeni bir oluşumun “önümüzdeki seçimlerde ülkenin ilerici yönetimini üstlenebileceğini” belirterek aktif siyasete dönüş işaretini verdi. Çipras’ın “yeni yolculuğa katılım beyanı” olarak nitelendirdiği konuşması, tıklım tıklım dolu salonda coşkulu alkışlarla kesildi.

Ülkede etkili bir muhalefetin olmadığını söyleyen ve bu durumun Kiryakos Miçotakis hükümetinin 2019’dan bu yana yarattığı “bataklığı” sürdürmesine izin verdiğini savunan Çipras, “Şu anda verimsizliği, yolsuzluğu ve neden olduğu adaletsizliklerin ağırlığı altında çökmekte olan; ancak hâlen hâkim konumda bulunan bir hükümetimiz var. Neden? Çünkü rakibi yok” ifadelerini kullandı.
Salonun tamamen dolduğu toplantıya SYRIZA ve Yeni Sol’dan 30’dan fazla milletvekili katıldı. SYRIZA’nın parlamento grubu başkanı Sokratis Famellos, Yeni Sol Başkanı Alexis Haritsis, eski bakanlar, akademisyenler ve Çipras’a yakın isimler de etkinlikte yer aldı.

Etkinlik öncesindeki panelde tarihçi ve ekonomistler, İthaki kitabının tarihsel ve siyasi bağlamını değerlendirdi. Çipras’ın ilerleyen haftalarda yeni bir siyasi oluşum için somut adımlar atabileceği değerlendiriliyor.
Kemer sıkma karşıtı söylemlerle iktidara gelen; fakat ardından AB ve IMF ile milyarlarca euroluk kurtarma paketini müzakere etmek zorunda kalan Çipras, İthaki kitabında bu süreci kişisel tanıklığıyla aktarıyor.

Toplam 730 sayfalık kitap, adını Çipras’ın 2018’de ekonomik krizden çıkışı duyurduğu İyon Denizi adası İthaki’den alıyor. Kitapta dönemin Maliye Bakanı Yanis Varufakis’e yönelik eleştiriler de yer alıyor. Çipras’ın Obama, Merkel ve Putin ile yaptığı görüşmelere dair detaylar da dikkat çekiyor.
Çipras kitapta, Putin’in Yunan devlet tahvillerini satın alma teklifini reddettiğini ve bu paranın bir yetimhaneye bağışlanmasını istediğini aktarıyor.
Ekathimerini’ye göre kitap, daha satışa çıkmadan dördüncü baskısını yaparak önemli bir ticari başarı elde etmişti. Resmi tanıtımdan sonra kitap satışlarının artacağı belirtiliyor.
Çipras’ın yazdığı kitabın en çarpıcı bölümlerinden birini de 15 Temmuz sonrası iki ülke arasında yaşanan gerilim ve tartışmalar oluşturuyor. Çipras, kendi dönemindeki Türk-Yunan ilişkilerinin 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrası olarak iki bölümde ele alınabileceğini belirtti.

Yunanistan’ın, o dönem yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle çok yönlü bir dış politikaya ihtiyaç duyduğunu ve bu nedenle küresel ve bölgesel aktörlerle ilişkilere önem verdiğini belirten Çipras, 15 Temmuz 2016 öncesinde Türkiye ile ilişkilerde pozitif gündemin hakim olduğunu kaydetti. Çipras, ilişkilerdeki tüm sorunlara rağmen 7 ayda Türkiye’yi 3 kez ziyaret eden bir Yunanistan başbakanı olduğuna işaret ederek, “Bence, eğer aynı yılın Temmuz ayında yaşanan darbe girişimi araya girmeseydi, (Türkiye ile Yunanistan arasında) İzmir’de (Mart 2016’da) düzenlenen 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK), Türk Yunan ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası olabilirdi.” ifadesine yer verdi. 15
Ekonomik krizdeki başbakanlık döneminde ilk kez ailesi ile tatile gittiğinde Türkiye’deki darbe girişimi haberini aldığını aktaran Çipras, darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı arayarak darbe girişimine karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a desteğini dile getiren ilk isimlerden biri olduğunu belirtti.
Çipras, 16 Temmuz sabahı, Türkiye’den askeri helikopterle Yunanistan’ın Dedeağaç şehrine inen 8 askere ilişkin haberi dönemin Savunma Bakanı Panos Kamenos’tan aldığını vurgulayarak, uluslararası hukuktan kaynaklanan ve insani sorumlulukları nedeniyle firari askerlerin iltica taleplerini incelemek sorunda olduklarını kaydetti.
Olaydan hemen sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini aradığını ve firari askerlerin iade edilmesini istediğini anlatan Çipras, Erdoğan’a “Yunan yargısının karar vermesi gerektiğini” söylediğini aktardı. Erdoğan yönetiminin bu olaylardan sonra Yunanistan’a karşı tavrını sertleştirdiğini ileri süren Çipras, 8 askere ilişkin konunun da gündemden bir türlü düşmediğini ifade etti.
2017’de Erdoğan’ın Atina’ya 65 yıl sonra gelen ilk Türk Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Çipras, “Kapalı kapılar ardında uzlaşamadığımız ne varsa, kameralar önünde de konuştuk” diyor.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
