Screenshot
T24 yazarı Tolga Şardan, İzmir Emniyet’inde yaşanan iki skandal niteliğinde olayı gündeme taşıdı.
İki tuhaflık yaşandığını kaydeden Şardan, bunlardan ilkinin kritik bir şube müdürünün kardeşinde ve eşinde emniyete tahsisli araç bulunması olduğunu kaydetti.
Şardan’ın aktardığına göre skandalın ayrıntıları şöyle:
“Tuhaflıklardan ilki geçen mayısta Torbalı’da yaşandı. Denetim yapan trafik polisleri, hız limitlerini aşan araçları kontrol ederken, 170 kilometre hızla giden bir otomobili durdurdu.
Görevli resmi ekiplerce uygulama alanına alınan araçla ilgili yapılan ilk incelemede, araç ve araca takılı sivil plakanın İzmir Emniyeti’nde önemli bir şubeye tahsisli olduğu anlaşıldı.
Bu arada aracın İzmir Emniyeti’nin hangi birimine ait olduğunu bilgisi bu satırların yazarında mevcut. Ancak, herhangi bir adli soruşturmaya konu olmaması amacıyla saklı tuttum.
Polislerin araştırmayı yoğunlaştırması sonrasında devlete ait sivil aracın içindeki iki kişinin polis olmadığı tespit edildi.
Bu sırada denetim yapan ve yaka kameraları açık durumdaki trafik polisleri, aracı kullanan kişiye “söz konusu aracı kullanmaya yetkisi olmadığını” açıkladı. Bunun üzerine direksiyon başındaki sürücü, kendisinin İzmir Emniyeti’nde görevli şube müdürünün kardeşi olduğunu ve aracı kullanması amacıyla kendisine verdiğini anlattı.
Sürücü, trafik polisleriyle konuşmasında arkadaşıyla birlikte Şirince’ye kız arkadaşıyla gezmeye gittiğini anlatırken, trafik polisleri şaşkınlıklarını gizleyemediler.
Aracı denetim altına alan trafik polisleri, söz konusu kişiye trafik cezası keserken, devlete ait sivil aracı da ilgili şubenin personeline teslim etti.
İddiaya göre, aynı şube müdürü, eşine de benzer şekilde bir araç tahsis etti. Hatta şube müdürünün eşi devlete ait sivil aracı kullanırken emniyet önünde trafik kazası yaşadı. Kazayı, şube müdürüyle çalışan polisler üstlendi!
Emniyet Genel Müdürlüğü, yaşanan olay hakkında soruşturma başlattı.”
Şardan, İzmir’de yaşan ikinci tuhaf olayın detaylarını da paylaştı. Yazıda aktarılan göre bu kez bir şube müdürü polis, yanına gelen bir savcıya araç tahsis etti, savcı o araçla gittiği benzinlikte rüşvet alırken suçüstü yakalandı.
Bu ikinci olayın ayrıntıları ise şöyle:
“İddiaya göre, İzmir Adliyesi’nde görevli bir savcı, beraberinde İzmirli bir iş insanı ile birlikte yine İzmir Emniyeti’nde çok önemli bir şubenin müdürüne ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin devam ettiği sırada iş insanı, çok acil şekilde bir yere gidip geleceğini belirterek şube müdüründen kendisini araçla göndermesini talep etti.
İsteği olumlu bulan emniyet şube müdürü kendi makam aracı ve şoförüyle söz konusu iş insanını belirtilen adrese gönderdi.
Menderes’teki bir benzin istasyonuna çakarları yanık haldeki makam aracıyla giren iş insanı, benzin istasyonunun ofis kısmına geçti. Ardından ofiste görüştüğü kişiden, daha önce seri numaraları alınmış 12 bin 500 doları rüşvet olarak teslim alırken, soruşturmayı yürüten jandarma tarafından suçüstü yakalandı.
Jandarmanın operasyonuna, iş insanını benzin istasyonuna götüren polis memurunun da adı karıştı!
İlk ifadesinde polis memuru, iş insanını benzinliğe götürmesi için beraber çalıştığı şube müdürünün talimat verdiğini anlattı.
Rüşvet olayıyla ilgili savcılık adli soruşturma yürütürken, Emniyet Genel Müdürlüğü bu olayla ilgili de müfettiş görevlendirmesi yaptı.
Her iki olaya bakıldığında; İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın kamu güvenliğini sağlayan kolluk görevlilerine yönelik eleştirilere tepki göstermesini anlamak zorlaşıyor.
Bu arada her iki şube müdürünün sorumlu olduğu birimlerin teşkilatın en aktif iki operasyonel ve adli kolluk birimi olduğunu belirteyim.
Böylesi görevlere seçilen polis müdürlerinin hangi kriterlerle seçilerek görevlendirildiğinin açıklaması olmalı. Aldıkları sorumluluk ve yetkilerle, görev yaptıkları makamları kamu yararının dışında kullanmalarının önünün nasıl açıldığının açıklaması olmalı.”
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
