Londra’daki O2 Arena’da iki kadın izleyicinin “FC Palestina” formalarının güvenlik tarafından çıkarılmaya zorlanması tepki çekti. Mekân yönetimi, bunun “yanlış bir karar” olduğunu kabul ederek özür beyanı yayımladı.
Görüntü: Instagram Video
Londra’daki O2 Arena, Pazar gecesi gerçekleşen Lorde konserinde iki kadın izleyicinin “FC Palestina” futbol formalarının güvenlik görevlileri tarafından toplandığını doğruladı ve olayın ardından resmi bir özür açıklaması yaptı. Görevliler, formaların üzerinde “Palestine” yazdığı için mekân politikasını ihlal ettiğini öne sürerek izleyicileri ya üzerlerini değiştirmeye ya da salondan ayrılmaya zorladı.
The Guardian‘da yer alan habere göre; Francesca Humi ve Chloe Grace Laws adlı iki kadın izleyici, güvenlik görevlilerince durdurulduklarını, formalarının “ülke isimleri, bayraklar veya semboller taşıdığı için yasak” olduğu söylendiğini aktardı. Humi, başka bir izleyicinin İrlanda Gaelic futbol forması giydiğini ve buna müdahale edilmediğini belirtirken; Laws formayı vestiyere bırakmaya zorlandığını ve bunun için £5 ücret istendiğini söyledi.
O2 sözcüsü ise The Guardian’a yaptığı açıklamada, mekânın herhangi bir ülkeye, dini sembole, sosyal ya da politik ifadeye dair kıyafeti yasaklayan bir politikası olmadığını belirterek olayın “yanlış bir yorum” sonucu yaşandığını ifade etti. Sözcü, Lorde konserleri için organizasyon tarafından ek bir kısıtlama talep edilmediğini de vurguladı.
29 yaşındaki Yeni Zelandalı şarkıcı Lorde, geçmişte Filistin’e desteğini açıkça dile getirmiş; sahne ışıklarını Filistin bayrağının renklerinde kullandığı ve konserlerinde zaman zaman “Free Palestine” diye seslendiği biliniyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Mekân yönetimi, yaklaşık 20 bin kişiyi ağırlayan etkinliklerde her zaman doğru karar verilemeyebileceğini ifade ederek, personelin prosedürleri yanlış uyguladığını kabul etti. O2’nın üst düzey yöneticilerinden Steve Sayer’in her iki izleyiciye ayrı ayrı e-posta göndererek özür dilediği, bilet ve masraflarını karşılamayı teklif ettiği ve onları ücretsiz bir etkinliğe davet ettiği bildirildi.
Humi, olayı insan hakları bağlamında değerlendirdiğini belirterek, “Filistin’i desteklemek bir politik tutum değil, bir insan hakları meselesi olmalı” dedi. Laws ise yaşananların konser deneyimini gölgelediğini, uygulamanın kişisel yorumlara dayandırılmasının daha fazla benzer gerilimlere yol açabileceğini söyledi.
Lorde (Ella Marija Lani Yelich-O’Connor), 1996 doğumlu Yeni Zelandalı şarkıcı-şarkı yazarıdır. 2013’te yayımlanan ilk albümü Pure Heroine, minimal elektronik düzenlemelerle gençlik temasını işleyen yaklaşımı sayesinde küresel çapta başarı kazandı; albümün çıkış şarkısı “Royals”, Lorde’a hem Grammy Ödülü hem de alternatif pop müziğin yeni bir yorumcusu olarak uluslararası bir kimlik kazandırdı.
Kariyerinin ilerleyen dönemlerinde Melodrama (2017) ve Solar Power (2021) albümleri, kişisel anlatı ile politik duyarlılık arasında gidip gelen daha geniş bir estetik aralığı benimsedi. Lorde, sahne tasarımlarında ve söyleşilerinde toplumsal konulara değinmesiyle de bilinir; iklim adaleti, gençlik psikolojisi, kültürel kimlik ve sömürgecilik sonrası toplumların deneyimleri onun kamusal beyanlarında sıkça yer bulur.
Yeni Zelanda pop müziğinin küresel ölçekte tanınan en önemli temsilcilerinden biri olan Lorde, gösterilerinde sanatsal performans ile politik duyarlılığı bir araya getirmesiyle çağdaş pop kültüründe özgün bir konum edinmiştir.
Filistin’e yönelik desteğini açıkça ifade eden isimler, yalnızca müzik dünyasıyla sınırlı değildir. Kültür-sanat alanında farklı disiplinlerden sanatçılar, konser iptalleri, açıklamalar, bağışlar, imza kampanyaları veya eser üretimleriyle bu konuya dair tutum almışlardır.
Müzik Dünyası: Roger Waters, Brian Eno, Annie Lennox, Rage Against the Machine üyeleri, Macklemore, Low grubu, Massive Attack’tan Robert Del Naja ve Serj Tankian gibi isimler, Filistin’e yönelik politik baskıları eleştiren açıklamalar yapmış; bazıları Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketine destek vermiştir.
Sinema ve Televizyon: Tilda Swinton, Mark Ruffalo, Susan Sarandon, Viggo Mortensen, Hiam Abbass, Mohammed Bakri, Ken Loach ve Bella Hadid (moda ve film projelerinde yer alan kültürel figür olarak) Filistin’e yönelik hak ihlallerine dikkat çeken açıklamalar yapmış veya dayanışma mesajları paylaşmıştır.
Edebiyat Dünyası: Arundhati Roy, Naomi Klein, Teju Cole, Ben Ehrenreich ve Etaf Rum gibi yazarlar, Filistin’in siyasal gerçekliğini konu alan eserler üretmiş ya da kamusal platformlarda dayanışma beyan etmişlerdir. Bazıları insan hakları kuruluşlarıyla ortak etkinliklere katılmıştır.
Görsel Sanatlar: Ai Weiwei, Banksy (özellikle Batı Şeria’daki The Walled Off Hotel projesiyle), Mona Hatoum, Larissa Sansour ve Emily Jacir gibi sanatçılar, eserlerinde Filistin’in tarihsel ve toplumsal gerçekliğini işleyerek uluslararası sanat çevrelerinde büyük yankı uyandırmıştır.
Bu sanatçıların ortak çizgisi, Filistin’e desteği bir “politik pozisyon”dan ziyade insan hakları, ifade özgürlüğü ve sivillerin korunması bağlamında ele almalarıdır. Kültür-sanat alanının farklı disiplinlerinden gelen bu destekler, Filistin meselesinin küresel kültürel gündemde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
