The Beast in Me (Fotoğraf: Netflix)
Netflix için hazırlanan ve 13 Kasım 2025 tarihinde yayımlanan The Beast in Me, yaratıcıları Howard Gordon ve Gabe Rotter tarafından kaleme alınan psikolojik suç gerilim dizisi olarak dikkat çekti.
EW‘de yer alan habere göre:; dizi, ünlü yazar Aggie Wiggs (Claire Danes) ile zengin iş insanı Nile Jarvis (Matthew Rhys) arasında şekillenen karmaşık ilişkiyi izleyiciye sunuyor. Aggie’nin oğlunun bir genç tarafından kazara ölmesinin ardından yaşadığı travma, Nile’la olan karşılaşmasıyla suç, ihanet ve vicdan üzerine bir labirente dönüşüyor.
Dizinin finali, Teddy Fenig’in (Bubba Weiler) öldürülmesi, Nile’ın Aggie’yi tuzağa düşürmesi ve sonunda kendi çarklarında çökmesiyle sona eriyor. Time’ın değerlendirmesine göre bu son bölüm, “intikamın ve suçun ardından gelen psikolojik mirasla” ilgili keskin bir sorgulama sunuyor.

Ayrıca Marie Claire’in analizine göre, final sadece gerilimi çözmüyor; Aggie’nin kendi öfkesini ve suça dair içsel suçluluğunu da yüzleştiriyor.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Dizi sonrası yapılan röportajlarda Matthew Rhys, Nile karakterinin suçlu olup olmadığına çekim sırasında kendisinin dahi tam karar veremediğini belirtmiş. Bu “belirsizlikle oynama” tercihinin, karakterin insanî ve tehlikeli yönlerini öne çıkardığını ifade ediyor.

The Beast in Me, suç ve travma temalarını yalnızca bir kedi-fare oyunu olarak değil, her karakterin içinde taşıdığı “canavar”la hesaplaşması olarak çalışıyor. Türkiye’deki izleyici için de “kanun-kurgu” ekseninden çıkarak, “insanın içine düştüğü karanlık” eksenine yönelen bir gerilim alternatifi sunuyor.
Psikolojik gerilim türünde bazı diziler, tıpkı The Beast in Me gibi finalde suçu çözmekten çok karakterlerin içsel karanlığını açığa çıkaran yapılar kurar. Bu dizilerde belirsizlik, etik ikilemler ve “kim gerçekten suçlu?” sorusu hikâyenin merkezine yerleşir. Örneğin The Undoing (HBO), cinayetin faili ortaya çıkmış olsa bile izleyiciyi Nicole Kidman’ın canlandırdığı karakterin sessiz işbirlikleri ve bastırdığı gerilimle bırakır; final, çözülen bir suçtan ziyade dağılmak üzere olan bir evliliğin psikolojik enkazını öne çıkarır. Sharp Objects (HBO) ise suçun kim tarafından işlendiğini son dakikalara saklayarak karakterlerin travmalarını merkeze taşır; final sahnesi suçun çözümünü bile gölgede bırakan bir içsel çöküş atmosferi yaratır.
Benzer biçimde The Sinner (USA Network) suçun failinden çok nedenlerini sorgular; her sezonun finali, karakterlerin geçmişlerine gömülü karanlıklarıyla yüzleşmesine dayanır. Broadchurch (ITV) ise kasaba dinamikleri, aile sırları ve toplumsal baskıların sonunda suçu neredeyse tali hâle getirdiği bir kapanışa sahiptir. Son olarak Top of the Lake (BBC) finalini izleyiciyi rahatsız eden bir belirsizlikle kurar; Jane Campion’ın karanlık atmosferi, gerçeğin tamamen çözülemediği bir dünyanın insan ruhunda açtığı yaraya işaret eder. Bu diziler, suç geriliminin çözümden ziyade insan doğasının gölgeli alanlarını görünür kılmayı tercih ettiği modern anlatıların güçlü örnekleri arasında yer alır.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
