İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianame, uluslararası basında geniş yankı uyandırdı. Beş kıtanın önde gelen yayın organları, bu davayı 'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en güçlü siyasi rakibine yönelik benzeri görülmemiş bir siyasi hamle' olarak değerlendirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianame, uluslararası basında da geniş yankı uyandırdı.
İddianame, Ekrem İmamoğlu’nun ‘örgüt kurucu lideri’ olarak suçlandığı ve 2.352 yıl hapis cezası talep edilen bir dosya olarak dikkat çekti.
Financial Times, Bloomberg, BBC ve The New York Times gibi büyük yayın organları, davayı Türkiye’deki siyasi gerginliğin ve Erdoğan’ın siyasi rakiplerini saf dışı bırakma çabalarının bir parçası olarak gördü.
Financial Times, İmamoğlu’nun suç örgütü kurmakla suçlandığı iddianamenin “modern Türkiye tarihinde eşi görülmemiş bir ceza talebi” olduğu yorumunu yaptı. Gazete, 4.000 sayfalık iddianamenin Türkiye’nin siyasi istikrarı ve yatırım ortamı açısından büyük bir kriz yaratabileceğini belirtti. İddianamenin açıklanmasının ardından Türkiye’deki finansal piyasalarda yaşanan gerilemeyi de vurguladı.
BBC, iddianamenin “olağanüstü geniş” bir kapsamı olduğunu belirtti ve İmamoğlu’nun 142 farklı suçtan yargılanacağını yazdı. Ayrıca, İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en güçlü rakibi olarak görülmesi nedeniyle bu davanın Türkiye’nin demokratik yapısına zarar verebileceği ifade edildi.
The New York Times, İmamoğlu’nun “örgüt lideri” olarak suçlanmasının ardından, bu davanın Erdoğan’ın iktidarını pekiştirmek için yargıyı araçsallaştırma çabalarının bir örneği olduğunu yazdı. Gazete, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın açıklamasına da yer vererek, “Bu iddianameyi kim yazdı, Recep Tayyip Erdoğan mı?” sorusunu gündeme getirdi.
Almanya’nın Der Spiegel dergisi, İmamoğlu hakkında hazırlanan iddianamenin Türkiye’de “siyasi saiklerle hazırlandığı” yönündeki eleştirileri gündeme taşıdı. Dergi, savcılığın suç örgütü kurmak, rüşvet, kara para aklama gibi suçlamalarla İmamoğlu’nu hedef aldığını belirtti ve “bu dosyanın tutarsız ve korkudan beslenen bir yapısı olduğunu” yazdı. İmamoğlu’nun Erdoğan’a rakip olarak görülmesinin, bu davanın temeli olduğunu savundu.
Bu haberler de ilginizi çekebilir:
Uluslararası medya, bu davayı sadece bir yolsuzluk soruşturmasından öte Türkiye’nin hukuk devleti ilkeleri açısından bir sınav olarak yorumluyor. Birçok yayın organı, İmamoğlu’nun 2019 ve 2024 seçimlerindeki zaferleriyle Erdoğan’a karşı ilk büyük siyasi yenilgiyi yaşattığına dikkat çekti ve İstanbul’un kontrolünün Erdoğan için “kişisel bir mesele haline geldiğini” belirtti.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
