Dr. Mahfi Eğilmez: Merkez Bankası’nın hedefleri kağıt üzerinde kalıyor

Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye’de yıllardır sürdürülen enflasyon hedeflemesi politikasının kâğıt üzerinde kaldığı eleştirisini yaptı. Eğilmez bu politikanın başarılı olmasını beklemenin iyimserlikten öte bir beklenti olacağını kaydetti

  • ü
  • 10 Kasım 2025
  • ü
  • Ekonomi

Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, kendi blog sayfasında enflasyon hedeflemesi politikasına ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Eğilmez, yıllardır sürdürülen bu politikanın kağıt üzerinde kaldığını belirtirken Merkez Bankası’nın para arzındaki artışın sadece hedeflenen oranı değil, gerçekleşen enflasyon ve büyüme toplamını da aştığını vurguladı.

ENFLASYON HER ZAMAN PARASAL OLGUDUR

Parasalcı (monetarist) iktisatçıların önderi kabul edilen Milton Friedman’ın, “Enflasyon, her zaman ve her yerde parasal bir olgudur” sözüne atıfta bulunan Eğilmez, “Enflasyon olgusunun parasal nedenlerden doğduğunu ifadeden öte bu olgunun parasal bir yaklaşımla çözülmesi gerektiğini de işaret eden bu yaklaşımın önce ABD’de sonra da Avrupa’da benimsenmesiyle birlikte, 1970’lerin ortalarına kadar geçerli olan Keynesyen maliye politikasının yerini yavaş yavaş para politikası aldı” dedi.

İlk zamanlarda para politikasının piyasadaki para miktarını, enflasyon oranıyla paralel artırmak suretiyle enflasyonu denetleme yaklaşımı olarak uygulandığını belirten deneyimli iktisatçı, Fed başta olmak üzere çoğu merkez bankasının para arzı artışını bu yolla kısıtlamaya yöneldiğini ifade etti.

ENFLASYON HEDEFİ TUTARLI OLMALIDIR

1990’larda bu kez enflasyon hedeflemesi yaklaşımına geçildiğini ve enflasyon için yılsonu hedefi açıklanarak para politikası o hedefi yakalayacak şekilde ayarlanmaya başlandığını vurgulayan Eğilmez şöyle devam etti:

“Para politikasının en etkili aracı faiz politikası olduğu için merkez bankaları enflasyon yükselirken faizi ondan hızlı yükselterek, enflasyon düşerken faizi ondan yavaş düşürerek hedefi yakalama yolunu izlediler.

Para arzı ile enflasyon ilişkisi Friedman’ın dediği gibi önemli bir ilişkidir. Normal koşullarda para arzı artışı büyüme oranı ile enflasyon oranı toplamı kadar oluğunda piyasada likiditeyi dengeli düzeyde tutarken enflasyon üzerinde de olumsuz etki yaratmaz. Para arzı, enflasyon ve büyüme oranı toplamından hızlı artarsa enflasyonun düşüşünü yavaşlatabilir. Ne var ki işin başında enflasyon ve büyüme oranı tahminlerine göre hareket edildiği için söz konusu tahminler tutmaz ve para arzındaki artış yüksek kalırsa enflasyonu, düşük kalırsa ekonomik daralmayı beslemek gibi bir sonuca yol açabilir. O nedenle başlangıçta belirlenen enflasyon hedefi tutarlı olmalıdır.”

2012’DEN BU YANA DEĞİŞMEYEN YÜZDE 5 HEDEFİ

Türkiye’nin, uzunca sayılacak bir süreden beri enflasyon hedeflemesi uyguladığını hatırlatan Eğilmez, “Bizde yıllık enflasyon hedefi hükümet ve Merkez Bankası tarafından ortaklaşa belirleniyor. 2012 yılından beri hep yüzde 5 olarak açıklanan hedef 2025 yılı için de yüzde 5 olarak belirlendi ve yıl içinde değiştirilmedi” dedi.


Bu haberler de ilginizi çekebilir:

Eğilmez şöyle devam etti:

“Merkez Bankası’nın para arzında yaptığı artışlar bırakın hedef alınan yüzde 5’lik orandan sapmayı, gerçekleşen enflasyon ve büyüme oranı toplamının da üzerinde seyretti. Böyle bir durumda dezenflasyon uygulamasının başarılı olmasını beklemek iyimserlikten de öte bir beklenti olur.”

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER