Mehmet Emin Ekmen - DEVA Partisi Mersin Milletvekili TBMMde yemin etti. (Depo Photos)
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen, AİHM’nin ‘Demirhan ve diğerleri’ kararının gereğini yerine getirmesini istedi. Kendisi de bir hukukçu olan Ekmen, “Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanından bir ricamız var: Türkiye bir yargı devletiyse -ona da razıyız- o zaman bu yargı kararı uygulansın.” ifadelerini kullandı.
Mehmet Emin Ekmen’in konuyla ilgili Meclis’te yaptığı konuşma ve sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:
“Türkiye, siyasi iradenin emrinde bir yargı devletine dönüşmüştür. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 3 Kasımda FETÖ yargılamaları bağlamında aldığı Demirhan ve diğerleri kararı da bu durumu tescil eden bir hâl olmuştur.
Tıpkı Yalçınkaya kararında olduğu gibi, tam 239 kişiyi kapsayan bu karar, uygulanan yöntemin genel ve soyut olduğunu, ceza hukukunun temel ilkelerinden olan kanunilik ölçüsünün uygulanmadığını, ByLock kullanımının tek başına örgüt üyeliği için yeterli olmayacağını ifade ederek, kararı, hukuk devleti ilkesi açısından aşırı temelsiz ve keyfî bir yaklaşım olarak tavsif etmiştir.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanından bir ricamız var: Türkiye bir yargı devletiyse -ona da razıyız- o zaman bu yargı kararı uygulansın.
Ancak maalesef, yargı kararlarının işimize geldiğinde hatırlandığını biliyoruz; tıpkı Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman -ki AYM kararına rağmen bu hafta bir ret kararıyla karşılaştık- Osman Kavala ve Demirtaş kararlarında olduğu gibi Yalçınkaya ve Demirhan kararının da Sayın Cumhurbaşkanının bahsettiği gibi bir yargı kararı olarak uygulanması ve -tırnak içerisinde aktarımda bulunuyorum- yargı ne derse ona uyulmasını bekliyoruz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 3 Kasım 2025 tarihinde kesinleşen Demirhan ve diğerleri / Türkiye kararı, uydurulmuş terör örgütü f.tö yargılamaları bağlamında ByLock kullanımına dayanan mahkumiyetlerle ilgiliydi. AİHM, 239 başvurucunun ByLock kullanımına dayanarak “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan mahkûm edilmelerinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. (adil yargılanma hakkı) ve 7. (kanunsuz ceza olmaz ilkesi) maddelerinin ihlal edildiğine hükmetmişti.
Mahkeme, ByLock kullanımının tek başına mahkûmiyet için yeterli bir delil olamayacağını, somut ve ek delillerin bulunması gerektiğini belirttti. Karar, Yüksel Yalçınkaya kararından sonraki ilk toplu ihlal kararı olması nedeniyle kritiktir ve bu tür davalardaki ihlallerin münferit değil, “sistematik” olduğunu tescil etmiş oldu. Türkiye’nin karara ilişkin Büyük Daire’ye sevk talebinin 3 Kasım’da reddedilmesiyle karar kesinleşmiş ve iç hukukta binlerce benzer dava için emsal teşkil ett.
Bu karar, ByLock içeriklerine erişim sağlanmadan, mesajların suç oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmeden verilen mahkumiyetlerin usul güvencelerinden yoksun olduğunu vurgulayarak, bu durumdaki kişiler için yeniden yargılama yolunu açmıştır.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
