İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’in, başsavcılık görevindeyken bir kamu şirketinin yurt dışı iştirakinde yönetim kurulu üyesi olması, hukuk çevrelerinde büyük tartışma yarattı. Anayasa ve yasalara aykırı olduğu belirtilen bu durum, yargının tarafsızlığına dair kaygıları yeniden gündeme taşıdı.
İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’in, başsavcılık görev süresi içerisinde Eti Maden’in yurt dışındaki şirketinde yönetim kurulu üyesi olarak görev alması, Ankara’da tartışmaların fitilini ateşledi.
Anayasa’nın 140. maddesi, “Hâkimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmî ve özel hiçbir görev alamazlar” hükmünü içeriyor. Ayrıca, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 48/4. maddesi de benzer şekilde hâkim ve savcıların başka görev üstlenmesini ve kazanç getirici faaliyetlerde bulunmasını yasaklıyor.
Gürlek’in bu görevi kabul etmesi, pek çok hukukçu tarafından yargının tarafsızlığına gölge düşüren bir hamle olarak yorumlandı. Hukukçular, bu durumun yürütme erkinin yargı üzerindeki etkisinin açık bir göstergesi olarak yorumladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla tutuklanan eski AKP’li milletvekili Hüseyin Kocabıyık da, yargı mensuplarının hukuksuz kararlar vermeleri halinde Anayasa’yı ihlal suçundan yargılanmaları gerektiğini vurgulamıştı.
Tartışmaların odağında şimdi Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) nasıl bir tutum alacağı var. Gürlek’in yasa dışı bir görev kabul ettiğine yönelik iddiaların ardından HSK’nin başlatacağı olası soruşturma ve alacağı karar merakla bekleniyor.
Gazeteci Alican Uludağ, Akın Gürlek’in şirketten yönetim kurulu üyeliği için ücret aldığı dönemde Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma yürüttüğünü hatırlatarak, “Bu belge, İmamoğlu soruşturmasının siyasi olduğunu kanıtlar nitelikte” dedi.
Uludağ’a göre, yürütülen soruşturma ve görevden elde edilen kazanç arasında dikkat çeken bir zamanlama ilişkisi var.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
