Oliver Wainwright’ın gözünden Kuzey Kore: Görsel bir ideoloji sahnesi

Oliver Wainwright, Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’ı politik bir analiz nesnesi olarak değil, “görsel bir ideoloji sahnesi” olarak ele alır. Onun için şehir, insanların yaşadığı bir yerden çok, gücün ve ulusal mitlerin temsil edildiği dev bir sahnedir.

Fotoğraf: Oliver Wainwright

Mimari eserlerin yalnızca gelişigüzel bir araya getirilmiş yapılardan ibaret olmadığını; tersine, ideolojilerin ve yaşam biçimlerinin birer uzantısı olduğunu biliyoruz. Mimarinin gündelik yaşamla etkileşimi, akademisyenlerden sanatçılara uzanan geniş bir kitlenin ilgisini çekti. Bu konuda tarih boyunca pek çok kez yinelenen enstalasyonlar yapıldı, kitaplar yayımlandı. Sürrealistlerden fütüristlere ve romantiklere kadar birçok farklı akımın odağında mimari yer aldı.

Son zamanlarda bu alanda öne çıkan çalışmalardan biri, Oliver Wainwright’ın Inside North Korea adlı serisidir.

Oliver Wainwright aslında bir mimardır. The Guardian gazetesinde yayımlanan mimarlık ve tasarım eleştirileriyle tanınır. Bu mimari kimliği, Inside North Korea (Kuzey Kore’nin İçinde) kitabına hem estetik hem de analitik bir derinlik kazandırır. Inside North Korea yalnızca fotoğraflardan ya da seyahat notlarından oluşan bir kitap değildir; aynı zamanda kapalı bir ülkenin ideolojisini mimari üzerinden okuma girişimidir.

Fotoğraf: Oliver Wainwright

Wainwright, Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’ı politik bir analiz nesnesi olarak değil, “görsel bir ideoloji sahnesi” olarak ele alır. Onun için şehir, insanların yaşadığı bir yerden çok, gücün ve ulusal mitlerin temsil edildiği dev bir sahnedir. Wainwright, “Burası gördüğüm en renkli şehirlerden biri,” derken aslında o renklerin ardında gizlenen kontrolü ve yapaylığı da ima eder.

Inside North Korea, sanatçının Pyongyang’da çektiği fotoğraflardan oluşur. Kitap, konut mimarisi, anıtlar, müzeler, sanat, spor, eğitim, metro istasyonları ve kamusal alanlar gibi tematik bölümlere ayrılır. Yazar, her yapıyı yalnızca bir bina olarak değil; aynı zamanda rejimin kendisini yansıttığı bir “sahne dekoru” olarak inceler.

Fotoğraf: Oliver Wainwright

Wainwright’a göre Pyongyang bir şehir değil, “sahneye konmuş bir ideal”dir. Binalar yalnızca barınak değil; rejimin kendini gösterme biçimidir. Kitapta en çok vurgulanan kavramlardan biri, Kuzey Kore’nin resmî ideolojisi olan “juche”, yani “özgüven” ve “kendine yeterlilik”tir. Bu ideoloji mimaride somut biçimde vücut bulur: Anıtsal meydanlar, kusursuz simetri, dev heykeller, parıldayan mermer zeminler… Hepsi tek bir amacı taşır: gücün görünür kılınması.

Wainwright, Pyongyang’ı “sosyalist bir peri masalı diyarı” olarak tanımlar.

Sert kontrol altındaki bir diktatörlük olmasına karşın, şehrin bezendiği pastel tonlar — turkuaz, açık sarı, pembe ve bebek mavisi — içerdeki katılığı gizleyen bir maskeye dönüşür.

Fotoğraf: Oliver Wainwright

Şehrin geniş bulvarlarla, büyük akslarla ve devasa meydanlarla örülü planı, Sovyet dönemini andırır; ancak Kore’ye özgü çatılar, süslemeler ve renklerle ulusal bir biçim kazanır.

Inside North Korea, Kuzey Kore’ye dair klişe bakış açılarını kırar. Wainwright, politik tartışmalar yerine mimariyi merkeze alarak rejimin ideolojisini yapılar üzerinden çözümler. Fotoğraflar yalnızca güzellik ya da egzotizm sunmaz; bir ülkenin kendini nasıl temsil ettiğine dair bir belge işlevi görür.

Fotoğraf: Oliver Wainwright

Bununla birlikte kitap, kendi içinde zorunlu sınırlamalar da barındırır. Çünkü Kuzey Kore’de çekim yapmak hâlâ devlet tarafından sıkı biçimde denetlenmektedir. Dolayısıyla Wainwright’ın görebildiği yerler, rejimin özellikle göstermeyi seçtiği alanlardır. Bu nedenle kitap, istemeden de olsa bir “resmî sahneleme”nin parçası hâline gelir. Bu da eseri yalnızca Kuzey Kore’nin mimarisi hakkında değil, görünürlük ve temsil kavramları üzerine bir çalışma olarak da öne çıkarır.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER