Böyle devlet mi olur?

Hukuk devleti endeksinde Türkiye, 143 ülke arasında 118. sıraya düşmüş; ne gam. Burada artık bir devlet yok; başka bir şey var ama adını, adlı adınca koymaya teeddüp ediyorum.

Türkiye’ye yönelik herkes kendi meşrebine göre analizler yapıyor, saptamalar yapıyor.

Ancak belirli bir vadede bir toparlama, bir özet yaparsanız, Cumhur İttifakı’nın sorgusuz sualsiz destekçileri dışında gelinen nokta, ülkemiz Türkiye’nin artık klasik bir devlete sahip olmadığı noktasıdır.

Klasik devlet derken, vatandaşına güvenlik, özgürlük, zenginlik üretim ortamı sunan devleti kastediyorum. Türkiye’nin artık böyle bir devleti yok; Türkiye’de vatandaşın güvenliği yok, özgürlüğü yok, zenginliği yok; yani özetle devleti yok.

Çok büyük teorilere falan hiç ihtiyaç yok bunu görmek için; her şey bu sonuca götürüyor bizi.

Anayasa Mahkemesi çok yakında Sayın Tayfun Kahraman hakkında önemli bir hak ihlali kararı verdi.

Anayasa Mahkemesi bir temyiz mahkemesi değil; kararlarıyla norm tesis ediyor ve Anayasamıza göre de tüm diğer mahkemeler bu tesis edilen normlara uymak zorundalar.
Aşağıda Anayasa Mahkemesi kararları hakkında Anayasamızın ilgili iki maddesini aktarıyorum: Madde 153 ve Madde 158.

Hâlâ bu gelenek devam ediyor mu bilemiyorum. Benim ilkokul çağlarımda “okuma bayramı” diye bir şey vardı; okumayı çözdüğünüz zaman küçük bir seremoni ile yakanıza bir kurdele takılırdı.

Madde 153’ün son paragrafını okuyup anlamak için hukukçu olmaya falan gerek yok; okuma bayramında yakanıza o kırmızı kurdelenin takılmış olması bile bol bol yeterli.

Bu da yetmezse diye anayasa koyucu bir de 158. maddenin son paragrafını koymuş; ama bizde birileri —üstelik ciddi unvanlar taşıyan kişiler bunlar— bunu da anlamıyorlar.

MADDE 153 – Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.

Anayasa Mahkemesi bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.

Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hâllerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.

İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.

İptal kararları geriye yürümez.

Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

MADDE 158 – Uyuşmazlık Mahkemesi adlî ve idarî yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin başkanlığını, Anayasa Mahkemesince kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar.

Diğer mahkemelerle Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.

Daha çok yakın, Diyarbakır’da Anayasa Mahkemesinin düzenlediği çok üst düzey bir toplantıda, Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı, AYM’nin hak ihlali kararlarının mahkemeler tarafından uygulanmaması konusunu gündeme taşıdı.

Düşünebiliyor musunuz, Anayasa Mahkemesi Başkanı, AYM kararlarını uygulayın diyor hâkimlere; böyle bir devlet olur mu?

Bu da yetmiyor, AYM Başkanından sonra Yargıtay Başkanı da Yargıtay hâkimlerine ve alt mahkeme hâkimlerine, AYM’nin hak ihlalleri kararlarının uygulanması anayasal bir zorunluluktur diyor.

Düşünebiliyor musunuz, bir Yargıtay Başkanı Sayın Ömer Kerkez, hâkimlere “AYM kararlarını uygulayın lütfen” diyor; böyle bir devlet olur mu?

Tayfun Kahraman kararı çıkalı bir süre oldu; alt mahkeme bu kararı uygulamıyor ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu bir şey yapamıyor değil, yapmıyor.

Can Atalay kararını da uygulamadı alt mahkemeler; bir devlet skandalıdır bu.

Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı her gün “Türkiye bir hukuk devletidir, yargı bağımsızdır” demekten de kendilerini bir türlü alamıyorlar.

Ancak bu arada WJP’in hukuk devleti endeksinde Türkiye, 143 ülke arasında 118. sıraya düşmüş; ne gam.

Burada artık bir devlet yok; başka bir şey var ama adını, adlı adınca koymaya teeddüp ediyorum.

Velev'i Google Haberler üzerinden takip edin

ÖNERİLEN İÇERİKLER