Agatha Christie
İngilizce edebiyatın en çok okunan yazarlarından Agatha Christie’nin ilk basılı eseri olarak kabul edilen Steam v. Electricity adlı şiir, 8 Temmuz 1905 tarihli ve Londra’nın batı banliyölerinden yayın yapan bir gazete olan Ealing and Hanwell Post’ta “A. M. C. Miller” imzasıyla yayımlandı. Bu keşif, arşivlerde yıllarca süren iz sürmenin ardından gerçekleşti.
The Times’ın aktardığına göre; araştırmacı James Bernthal‑Hooker ve eşi Alan tarafından yapılan çalışma, şiirin “elektrikli trenlerin arızalanmasına dair genç bir yazarın alaycı yorumu” olarak kaleme alındığını ortaya koydu. Christie’nin kendi biyografisinde bu şiiri, 11 yaşında yazdığını söylediği; ancak araştırma, o sırada aslında 14 yaşında olduğunu ve “tramvay” olarak söylediği taşıma aracının aslında “elektrikli tren” olduğunu gösteriyor.
Bu keşif, Christie’nin dekonstrmüş bildik imajına yeni bir katman kazandırıyor: Dedektif romanlarının kraliçesi olarak bilinen yazarın, genç yaşta teknolojiye ve toplumsal değişime dair mizahi bir gözlem yeteneği geliştirdiğini gösteriyor. Şiirin yeniden basımı için Christie mirasçıları onay vermiş durumda.
1890 doğumlu İngiliz yazar Agatha Mary Clarissa Christie, 66 dedektif romanı ve 14 kısa hikâye derlemesiyle dünya çapında iki milyardan fazla kopya satmış “en çok çevirilen yazar”lardan biridir. En tanınmış eserleri arasında The Mysterious Affair at Styles, Murder on the Orient Express ve “Miss Marple” serisi yer alır. 1976’ta vefat etmiştir.
Edebiyat tarihi, yazarların ilk cümlelerine dair sessiz bir merakla doludur. Agatha Christie’nin 14 yaşında kaleme aldığı Steam v. Electricity şiirinin ortaya çıkışı, bu merakın yalnızca bir örneği. Kimi zaman yazarın çocukluk denemeleri, kimi zamansa geç dönem not defterleri, edebî kimliğin inşasında eksik halkayı tamamlar.
Virginia Woolf’un Hyde Park Gate News başlıklı çocukluk dergisindeki yazıları, onun dil duyarlığının erken kıvılcımlarını gösterirken; James Joyce’un 9 yaşında yazdığı Et Tu Healy şiiri, genç bir gözün politik farkındalığını ortaya koymuştu. Aynı şekilde Franz Kafka’nın öğrencilik yıllarındaki kısa denemeleri, onun ileride geliştireceği “yabancılaşma” temasının nüvelerini barındırır.
Bu tür keşifler yalnızca nostaljik birer arkeolojik bulgu değildir; yazarın estetik, ahlaki ve düşünsel evrimine dair iz sürme olanağı sunar. Kimi zaman yazarın kendi yaşam anlatısına meydan okur, kimi zaman ise onu tamamlar. Bu yönüyle “erken dönem eserler”, hem okur hem eleştirmen için yazarın içsel tarihini yeniden kurmanın en tutkulu yollarından biridir.
Velev'i
Google Haberler üzerinden takip edin
